Radyoda çalan, beyninde yer edinmiş, adını dahi bilmediği bir şarkı dudaklarından ıslık olarak dökülüyordu istemsizce. Tenha sokakları arşınlarken, elindeki poşetleri yere bıraktı. Derin bir nefes alarak, 5 numaralı apartmanın 5. katını süzdü. Büyük bir titizlikle yıllardır kullandığı siyah deri eldivenini sağ elinden çıkardı ve cebindeki Marlboro'dan bir dal çıkartıp dudaklarıyla buluşturdu. Usulca eldivenini giyerken neden sonra kendisine küfür etti, sigarayı dudaklarından çekmeden, kabanına bulaşan damlayı eliyle sildi.
Gelen bir 'klik' sesinin ardından kapıyı ittirdi ve anahtarı girişte onu karşılayan masaya gelişigüzel bir şekilde fırlattı. Poşetlerden damlayan sıvının etrafı daha fazla kirletmemesi için, ayakkabılarını çıkartmadan hızlıca mutfağa ilerledi ve poşetleri evyenin içine fırlattı.
Sıralı biriydi. Düzenli, disiplinli, akılcıydı. Günlük hayatı da dahil olmak üzere sistemli yaşamaya kendisini alıştırmış ve bu yönde eğitmişti. Birisi onun hayatını kontrol etmeye kalksa, her şey çok açık, çok bariz ve belirgindi. Eve dönüş saati, kafeye gidişi, öğlen yemeği, öğlen yemeğinde ne yediği.
Kişiliğinden ötürü kendisini hep en üstte görür ve en mükemmeli olduğunu düşünürdü. Aldığı kıyafetler, giyindiği markalar, yediği yemekler, içtiği içecekler. Hepsi birer taklitti. Gizemli ve çekici görünmek, onun için en önemli şeylerdendi. Okuduğu polisiyelerdeki gizemli karakterler gibi olmak istiyordu.
-Ama bilmiyordu ki, okuduğu polisiyelerdekinden daha gizemli bir hayata başrol olacağını.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
black desert*
Fanfiction"Zamanın bitiyor. Anı hisset Baekhyun. İliklerinde yaşa." - "ışığında parlak Ay'ın bu oda, bu dört duvar. kötülükleri mi uzaklaştırıyor? yoksa tuzağa mı düşürüyor?"