Selam! Tansiyon yükseldi ve son sır açığa çıktı. Seçimler kaderi belirler, diyip çekiliyorum. İyi Okumalar:)
14.Kor Ateş
Tek bir karar, herkesin hayatını kurtarabilirdi. Bunu biliyordum ama bunu yapmak için kor ateşte yürümek zorundaydım. Belki de ecelime doğru koşuyordum. Fırtına yaklaşıyordu hissediyorum. İliklerimde, tüm bedenimde ateş cayır cayır bedenimi yakıyordu. Öyle bir kasırga kopacak ki ne kaçabilirdim ne de saklanabilirdim. Kurtulmak yoktu. İmkansızdı. Sadece tek bir yolum vardı. Her şeyin başladığı sokak ortasında... Oyunun başladığı yerde, her şeyin son kez saf gerceğiyle ortaya çıkması için son bir karşılaşma son bir yüzleşme gerçekleşecekti. Tüm acılarımı sırtıma yükleyip boynum bükük bir şekilde sokakta yürüyordum. Gökyüzünün koyu maviliği, sokak lambaların sarı loş ışığı ve içimdeki karanlıkla birlikte yürüyordum. Karanlık bedenimi ele geçirmişti. Artık vicdanım yoktu. Vicdanımı susturmuştum ya da öyle olmasını temenni ediyordum. Poyraz'ın anlatacakları kalbimi yumuşatamazdı değil mi? Hayır, buna izin veremezdim. Onu anlayamazdım, ona acıyamazdım. Onun bu pislik oyunu yüzünden hayatımız bir enkaza dönüştü. Enkaz altındayız ve bir daha hiçbir zaman ışığa kavuşamayacağız. Zehir gibi sözlerle hayatımıza girdi. Bu bir savaştı. Bu bir intihardı. Ölüme koşan bir mahluk gibiydim. Kara haberi bekliyordum sanki. Ölüme yaklaşıyordum. Ölecektim ya da ölecektim. Başka bir ihtimal yoktu. Başka bir seçenekte yoktu. Gerekirse gözümü kırpmadan ölecektim. Neden böyle düşünceler beynimi kemiriyordu bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey vardı : Ölmekse ölüm, yaşamaksa yaşamak.Adımlarımı yavaşlattım. Tam bu sokak arasında her şey başladı. Kerem'e burada " Şansımızı birlikte yaratalım, " dediğimde gerçekten de tüm kalbimle yeniden mutlu olabileceğime inandım ama bu da hataydı. Çünkü ben Aras'ı unutamamışken onu bir yara bandı olarak kullanacaktım. Acaba her şey nasıl olurdu? Eğer Poyraz, hayatımızı mahvetmemiş olsaydı, Kerem ve Aras... Ben kimi seçerdim? Ben kiminle mutlu olabilirdim? Kalbim delicesine Aras için atıyordu zaten ama Aras eğer hiç hayatıma girmemiş olsaydı, Kerem'le ne yaşardık? Belki çok mutsuz olacaktım. Belki de çok mutlu ama asla bu kadar yıkılmayacaktım. Kan kusmak isteyecek kadar nefret etmeyecektim belki de yaşadıklarımdan. Kerem, kollarımın arasından vurularak yere yığıldında kontrolümü kaybettim. Poyraz'ın ise o gün bu sokak ortasında dediğini hiçbir zaman unutamadım. " Ruhum intikam ateşiyle öyle bir yanıyor ki her şeyi yapabilirim. " Yaptı da. İntikam uğruna Pelin öldü. Bu hayattaki en büyük suçu işledi. Bir can onun yüzünden son buldu. Vicdanının sesini öylesine bir kapatmış ki bundan bile etkilenmedi. Umrumda bile olmadı. Tek bir damla gözyaşı bile dökmedi. Onun için, Pelin için Poyraz'ın tek bir gözyaşına bile bakmayacağım. Bir yangın başlatacağım, belki de bu yangından bende kurtulamayacağım ama Poyraz'ı yanımda götüreceğim.
Tam önümde duruyordu. Saçları önüne düşmüştü. Beyaz bir gömlek, siyah bir pantalon giymişti. Elinde ise mavi bir zarf vardı. Bana doğru adım attığında bana doğru birkaç adım attığımda ortada buluştuk. Gözleri kızarmıştı. Ağlamış mıydı? Yakından baktığımda beyaz gömleğinde ve ayakkabılarında çamur ve toprak izleri vardı. Nerden gelmişti? Neden bu kadar perişandı?
" Benim yok olduğum, sokakta, " Sesi acıyla karışık zor çıkıyordu. " Acılarımın üstüne bir oyun kurdum. Yok olduğum her gün için yok ettim. Acımasız bir mahluğa dönüştüm. Ben istemediğim bir canavara dönüştüm. Yıktım, yaktım ama ben fark edemedim, " Duraksadı. Gözlerime bakarken gözünden birkaç damla yaş aktı. Canı yanıyordu, hatta önümde acı çekiyordu.
Sorduğum sorunun cevabının canımı yakacağını tahmin dahi edemeden soruverdim. " Neyi fark edemedin? "
" Suçu olmayan insanların canını yaktığımı. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynanın Görünmeyen Yüzü
Novela Juvenil" Aynalar kırıldı. Cam kırıkları, çocukluğumuzdaki yaraları daha da deşti. "