Karmaşa

1.6K 17 0
                                    


Hayatımı bir adama adayacağımı hiç düşünmemiştim.

Benim için mükemmel bir geceyi daha geride bırakmış yeni bir günün ilk ışıkları ile gözlerimi açmıştım.

Yanımda Burak'ın olmamasıyla bedenimi bir korku sarmıştı. Fakat uzun sürmedi. Banyonun kapısının açılması ile Burak tüm sexsiğiliyi ile çıktı altındaki havlu her an düşecekmiş gibi durmasında ayrı bir arzu uyandırmıştı içimde.

"Günaydın güzelim" yanıma yaklaşıp saçlarımı okşadıktan sonra anlıma narin bir öpücük bıraktı.

"Günaydın" sesim aşırı derecede kısılmıştı ve boğazım dehşet bir şekilde ağırıyordu.

"Burak hala hap yok ve bu ikinci oldu."

Sıkıntılı bir nefes verip saçlarını karıştırdı. Ağır adamlarla dolaba doğru ilerlerken bir yandan da konuştu.

"Bugün ayarlamaya çalışacağım şimdi bunu dert etme."

Yavaşça yatakta doğrulduğumda belim şiddetli bir şekilde ağrıtmaya başladı ve ağzımdan küçük bir inilti çıktı.

Burak telaşla arkasını döndü ve hızla yanıma geldi. Altındaki boxerını bile tam giyememişti.

"Ne oldu iyimisin" telaşla kurduğu cümle gülümsedim ve dudağının kenarına ufak bir buse kondurdum.

"Telaş etme biraz belim ağrıyor sadece"

Saçlarımı nazikçe geriye itti ve beni yavaşça kucağına alıp banyoya bıraktı.

"Güzel sıcak bir duş al rahatla aşşağıda bekliyorum sana bir süprizim var"

Elinin içini öptüm ve tamam anlamında kafamı sakladığımda banyodan dışarı çıkıp kapıyı kapattı.

Sıcak suyu açıp altına girdim. Bedenimi anında saran rahatlık hissiyle uzunca bir süre baş başa kaldım.

Duşumu alıp kişisel tüm işlerimi hallettikten sonra ağır adımlarla aşşağıya indim.

Karşımda mükemmel bir masanın var oluşunu görmek beni aşırı derecede sevindirirken arkası bana dönük olan Burak'a hızlı adımlarla yaklaşıp sarıldım.

"Mükemmel bir süpriz"

Gülümsedi ve bir sandalyeye oturup onun kucağı oturmam için dizine vurdu.

Kucağına gidip oturdum. Kulağıma "Süprizin bu değil" diye fısıldadı.

Merakla beklerken reçelli bir ekmeği yemem için bana uzattı. Biraz kahvaltı yaptıktan sonra cebinden birşeyler çıkartıp önüme koydu. Bunlar Londra için iki biletti.

Hızla kucağından kalkıp yüzüne baktım. Yüzünde sevinç dolu bir gülümseme vardı. Hızla dudağınını öptüm.

"Seni seviyorum, seni çok seviyorum"

Belimi çekerek oda dudağımı öptü ve seni seviyorum diye fısıldadı.

5 saat sonra

"Neredeyiz Burak"

"Londra'ya gitmemiz için uçağımızın önündeyiz."

"Tek biz varız"

"Çünkü bu bizim uçağımız"

Şokla ona bakarken arkamdan bir ses geldi.

"Ayıp ettin yenge bende sizinleyim"

"Serdarr"

Arkamı dönüp bana uzattığı kollarının arasına girdim. Ayrıldığımızda Burak'a yaklaştı.

"Abi hoşgeldiniz"

Cam Kırıkları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin