Sabah yine erken kalktım. Saate baktığımda 9'a geldiğini gördüm. Nasıl ya? Bu kadar uyudum mu? İki saat geç kaldım. Off!
Hızla yataktan çıkıp dolabın karşısına geçtim. Altıma dizlerimde deri bir etek üstüme de siyah bir kazak geçirdim. O an odaya Bora girince hızla kazağı kafamdan ve kollarımdan geçirip çektim.
Bora "kusura bakma giyindigini tahmin edemedim banyodasın sandım." Dedi.
"Sorun değil geç kaldık ya off!" Dedim sitemli bir şekilde ve aynanın önüne geçip boynuma bir altın zincir taktım. Saçlarımı ise salık bıraktım ama taradım.
Bora "kahvaltı yapalım çıkarız hadi gel." Dedi.
Başımı salladım "tamam çantamı ve ayakkabımı alıp gelicem." Dedim. O odadan çıkınca bende siyah çantamı ve siyah kısa, topuklu deri botlarımı alıp odadan çıktım.
Bu defa sofra salona kurulmuştu. Sofraya oturdum "çok güzel kokuyor eline sağlık." Dedim.
"Afiyet olsun dışardan aldım çoğunu zaten bir menemen ve kızartmayı ben yaptım." Dedi.
Tabağımı doldurup yemeye başladım. Çayımdanda bir yudum aldım ve yemeğe hızlı bir şekilde devam ettim. Kahvaltı bitince birlikte kalktık ve evden çıktık. Şirkete gelince odalara dağılıp çalışmaya başladık. Öğlen Sude odama geldi ve "hadi yemeğe." Dedi. Bilgisayarın ekranını kapatıp ayağa kalktım.
"Hadi gidelim." Deyip koluna girdim. Yemekhaneye gelince karşılıklı oturduk. "anlat noldu yerinde duramıyorsun." Dedim.
"Ayy Emir'i konuşurken duydum bana karşı bir şeyler hissediyormuş öyle söyledi." Dedi heycanla.
"Ne güzel işte." Deyince yüzü düştü.
"Ama benim kalbimi çok kırdı bana kardeşimsin dedi."
Elini tuttum ve "bu bir şeyi değiştirdi mi peki? Hala ona aşıksın. Bunu düşün gerisini halledersiniz."
"Umarım Betül umarım halledebiliriz. Çünkü ben ona cidden bir şans daha vermek istiyorum. Son bir şans." Dedi ve yemeğine döndü.
Bende yemeğimi yedim. Yemek bitince kahve alıp yukarıya çıktık. Odaya girdik karşılıklı oturduk. Sude elini uzattı ve "bizim bücür kendini belli ediyor artık sanki." Dedi.
"Doğru biraz biraz kendini gösteriyor artık." Dedim. "Hissettin mi elini atınca?" Diye heycanla sordum.
"Hayır henüz çok küçük Betül daha bir kaç ayı var." Dedi.
"Üff ya!" Dedim.
"Hadi susta çayını iç sen."
"Of bi de çay muhabbeti çıktı başıma ne kahve ne kola hiç bir şey içemiyorum. Suyla yaşamıma devam edicem bu gidişle." Dedim ve çayı içip bardağı masaya bıraktım.
"Yok tabi içme öyle şeyler yasak sana." Dedi eğlenir bı seste.
"Sen gül ben seni de görücem. Emir çocuk sever nasılsa." Deyip kahkaha attım.
Kapı çalındı o sırada "oo keyifler yerinde galiba hanımlar." Dedi Emir.
Emir ve Bora gelmişti. Sudeye dönüp baktım ve bakışlarını bende sabitlenmiş buldum. Emir'e bakmıyordu bile.
"Yerinde yerinde." Dedim.
Borayla yaklaştılar ve Bora benim Emir Sudenin yanına geçti. "napıyorsunuz?" Dedi Bora.
"Hiç öyle konuşuyorduk." Dedim.
Emir "hm doğruyu söyleyin kızmıycam dedikodumuzu mu yapıyordunuz?" Dedi ve parmağını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bora Bey (ağa?)
Genel KurguBora ve Betül iki zıt karakter. Bora Doğu'da doğmuş büyümüş ve biraz gelenekçi bir aile yapısına sahip. Betül entelektüel ve yenilikçi bir ailede büyümüş ama ailesinin üzerine çok düştüğü tek kızı. asistan ve patron aşkı. Tek gecelik ilişki sonras...