Yeonjun geniş balkonda oturuyor. yıldızlar seulun aksine burda çok net gözüküyor. bu kasabaya tırnağı kadar sempati duyuyorsa sebebi bu yıldızlar. yıldızlar hatrına nefes alıp vermeye devam ediyor. yıldızları sevdiğinden ve karşısına yürüyen yıldızların çıkabilme olasılığından güç alıyor.
durup durup kaldırdığı kafasını elinde tuttuğu kitaba geri indiriyor. birkaç dakika önce kurşun kalemle altını çizdiği cümleleri tekrar okuyor.
"Eylem nedir? Eylemsizlik nedir? Bu, bilgeleri de şaşırtan şeydir. Çünkü dikkat etmeli insan eyleme, dikkat etmeli yasak olan eyleme. Dikkat etmeli eylemsizliğe de - Derindir eylemin doğası."
şu an ne konumda olduğunu sorguluyor. eylem mi? eylemsizlik mi? muhtemelen babası eve gelmek üzere olduğu halde hâlâ uyanık olduğu için yasak eylem derecesindeyimdir diye düşünüyor. göz göze gelince üstüne çullanan adamla ilgili birkaç anıyı zihninde döndürüyor. sonra kıkırtılar duyuyor. iki farklı ton. konuşmalar gittikçe netleşiyor.
"iyi de gece olduğu için gelme dedim ben ona." diyor soobin. yeonjun biricik kuzeninin sesini hemencicik tanıyor. yanındaki karartı soobine cebap vermekten hiç çekinmiyor.
"gece olunca dışarı çıkılmıyor muymuş? sen neden dışardasın o zaman?"
"ya of benimle sooyun bir mi?" diye yanıtlıyor soobin. diğer çocuğun soobini köşeye sıkıştırdığını ses tonundan anlayabiliyor yeonjun. sooyunun alakasını pek anlayamıyor. sooyun, soobinin kız kardeşi.
"değil mi?"
"kız,o."
iyice yeonjunların evine yaklaşan toprak yoldan dolayı haşır huşur sesler çıkaran adımlar duruyor. yeonjun korkuluğa yaklaşıyor bir şeylere daha net şahit olmak istiyor.
soobin arkasını dönmüş, bembeyaz bir mont giyip kapşonunu da sıkı sıkıya bağlayarak adeta kardan adama benzeyen çocuğun neden durduğunu sorguluyor. beyazlının kirpiklerinin gölgesi sarı sokak lambasının ışığı sayesinde yanaklarına bir bir dökülüyor. yeonjun bu mesafeden bile onları sayabileceğini düşünüyor.
"soobin, harbiyim seni döverim." konuşurken soobine adımlayıp burnunun dibine giriyor. "ne demek 'kız,o?' o, küçük de. başka bir şey de. bunları bahane et. evden çıktığımızdan beri kafayı yedirttin bana, çocuk. babam gibi konuşma. yürü ya." diyor. hışımla omzundan ittiriyor ve yürümesini sağlıyor. bir adım arkasından elleri ceplerinde yürümeye devam ederken de "elimde kalcaksın." diye mırıldanıyor.
"oha, sen sinirlenebiliyormuşsun." diyor soobin mırıldanarak. açıkça kardan adama benzeyen çocuktan korkuyor. bu yeonjunu şaşırtıyor. çünkü soobin cüssesi ve tavrı nedeniyle genelde korkutucu taraftır.
sonra ikisi yeonjunların balkonunun dibine dayanıyorlar. yeonjun balkondaki koltuğuna geri oturuyor. aşağıdan gözükmediğine emin oluyor.
soobin, defalarca taehyuna sesleniyor. taehyun evden çıkıp aşağıdaki oğlanlara bakıyor. onu da dışarı çağırıyorlar. nereye gidicez diyor taehyun. "bizim çatıya çıkabiliriz." diyor beyazlı çocuk. "evin tepesinde napcaz yarram?" diyor taehyun "bu dünyada kaç canımız varmış onu hesaplıcaz taehyun." diyor beyazlı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu yazıma bir isim koysaydım seni koyardım, yeongyu
Ficção Adolescentebu yazım. yaz mevsimim ve kelimlerim hepsi sana adanmış choi