James eve geldikten sonra
"Ben geldim sevgilim!" Diye seslendin.
Cevap vermedim ve senin yüzüne bakmaya devam ettim. Gülümsemekten başka bir şey yapamıyorum artık.
Balkondan çıkıp sana sarılmaya geldim.
"Neden artık daha az sarılıyorsun?" Diye sordum.
Cevap vermek yerine bana sarıldı. Sarılırken gülümsemiyordun bile. Sarılmayı bıraktım ve mutfağa doğru gittim. Buzdolabından bir şişe su aldım ve yere çömeldim.
"İyi misin? Depresyonda gibisin?" Diye sordu. Bana artık iğrenerek bakıyordu. Sanki iğrenç birşey yapmışım gibi.
(Spoi: yapıcaksın zaten pısırık)
ayağa kalktım ve yeniden balkona doğru ilerledim. Dışarıyı izlerken evin önünde kardeşimi gördüm.
Kardeşim hala evimin önündeydi ve balkonu izliyordu. Ve ben onu görünce hemen arabaya atladı ve gaza basıp gitti.
Kendimi sakin tutmak için ellerimi yumruk yaptım. Şişeden bir yudum daha alıp içeriye attım.
Bana baktığını gördüm. Bana hala iğrenerek bakıyordun. Aynı yerde durup iğrenerek bakmak zaten beni sevmediğini kanıtlıyor James.
Yere oturdum. Ve sen bana bakarak giyinme odasına gittin. Biliyor musun, senin beni aldattığını biliyorum. Ne zaman farkedersin acaba benim bildiğimi?
Yine ağlamaya başladım. Çok yüksek sesle ağlıyordum, ama sen yine kardeşimle konuşmak için benim ağlamalarımı es geçtin.
Sakinleştikten sonra koltuğa geçtim.
Daha sonra sen geldin. Yanıma oturacaksın zannettim ama sen gittin, bana en uzak olan koltuğa oturdun.
Aklıma 3 yıl önce tanıştığımız an geldi. O zamanlar da bana iğrenerek bakıyordun. Okuldaki gezideydik. 7 kişilik bir arkadaş grubumuz vardı.
Sen en uzağımda oturuyordun ve bana bakıyordun. İğrenerek.
Sonra bana baktığını farkettim. Sana baktığımda hemen gülümsemiştin. Şimdiki an ile o anımız ne kadar değişti farkedebiliyor musun?
Farkedemiyorsundur kesin.
"Niye bana öyle bakıyorsun?" Diye sordun birden.
Cevap vermedim. Cevap vermek istemedim. Yüzüne öylece baktım. Yine bana iğrenerek baktığında gözlerimi senden kaçırdım.
Belki bana iğrenerek bakmıyorsundur. Belki ben kafamda uyduruyorumdur. Kafamda uydursam bile çok canımı yakıyor.
Bana öyle bakma.
"Bana öyle bakma" dedim. Sana bakamıyorum. Ama bakmak istiyorum. Seni kaybetmekten korkuyorum. Ama zaten kaybedeceğim değil mi?
Şaşırdın. Dediğime şaşırdın. Biliyorum diye korktun. Evet, biliyorum James. Beni aldattığını biliyorum.
Peki sen benim sakladığım sırları biliyor musun? Aslında bir sırrım yok. Sadece bana ağlamayı yasaklamıştın ve ben 2 gündür ağlıyorum.
Kurallar bazen çiğnenir değil mi?
Ben kural koymadım özgür ol diye. Neyse konu bu değil. Senin mutlu olmanı istiyorum Buck.
Ben üzgünüm sen mutlu ol.
Sensiz yaşayamam ben, ama sen yaşa..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Merhaba yeniden!
Bu bölümde konuşmaları biraz daha arttırmak istedim ama yapamadım gibi :D
Azıcık mutlu olsun Y/n.Oy vermeyi unutmayın.
Sıradaki bolümde görüşmek üzere!
İyi okumalar dilerim!
Biraz şaçmalamış olabilirim o yüzden kusuruma bakmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Love || Bucky Barnes
FanfictionBen her şeyi gördüm Bucky. O konuşmalarınızı, o gülümsemelerinizi, o öpücüklerinizi. Ona bir söz verdin. 10 gün ile nasıl yetinebilirim sence? 10 günümü mutlu geçirmek istedim seninle. • • • not: Lütfen Bucky'i normal bir insan gibi düşünün. Normal...