Gözlerini zorlukla açmıştı minik kar beyazı tenli ve up uzun siyah saçlı güzel kız. Göğsünde uzandığı adam saçlarını okşayıp elini göğsündeki minik kuşunun elinin üstüne koymuş sadece onu izliyordu. Hep hayalini kurduğu geceyi ona vermişti minik meleği. Hep hayalini kurduğu o geceyi sonunda yaşamışlardı. hayatlarındaki en güzel sabaha uyanmışlardı.
F(Felix): meleğim.. uyandın mı
Minik kuşu kafasını hafif aşşağı yukarı sallayıp onaylamıştı onu. Tabikide içi haliyle mutluluk feryadlarını duyurmak istiyordu ama o sadece büyüğüne bakıyordu. Hayla aklı ermiyordu. Hangi cesaretle halasının evinden kaçıp sevdiği adama gelip ona ait olduğuna inanıyordu hayla kendisi ama yinede umursamıyordu. Sadece büyüğüne durgunca bakıyordu
F: meleğim.. canın acıyormu
Yn: biraz
F: ben geçiricem o acıyıda.. bize yaşattıkları acıyı nasıl geçirdiysem.. onuda geçiricem.. bak görüceksin.. artık kimse sana dokunmaya bilene cürret edemiycek
Yn: biliyorum.. ama bizi..
F: bizi.. söyle meleğim..çekinme benden
Yn: ya bizi tekrardan ayırmaya çalışırlarsa.. ya abin beni tekrar halamın evine götürürse.. ya seni tekrar o bahsettiğin depoya kapatırsa
F: yapamiycaklar.. yapmaya cesaret edemiycekler.. inan bana eğer bir daha bunu bize yaşatmaya cesaret ederlerse.. o zaman ben o ortamdan katil olarak çıkıcam
Yn: demesene öyle
Büyük olan kızın dediklerinden sonra kollarını daha çok minik kuşuna sarmalamıştı. Sert ve biraz daha yüksek bir sesle
F: ama öyle demek zorundayım! Seni günlerce kemerle döven o kadın.. abimin beni o depoya 2 ay boyunca kilitlemesi.. ben bunu kendime yediremiyorum tamam mı!.. ben orda hissettim! Senin canın yandı ben hissettim.. senin canının ne zaman yandıysa benim canım iki misli yandı.. onlara bunu ödeyecekler.. ister seve seve.. ister söve söve ödeyecekler
Minik kuşu sadece susmuştu.. gözleri dolmuştu ve kaçamak göz yaşları gözlerinden akıp büyüğünün göğsüne akmıştı. Büyük olan göğsünde hissettiği ıslaklıkla minik kuşunu göğsünden kaldırmıştı ve yatağa uzandırıp kendisi biraz doğrulmuş ve elini minik kuşunun pasparlak kapkara olan gözlerine çıkartıp gözlerinden akan elmas tanelerini teker teker işaret parmağının eklemi ile silmeye başlamıştı
F: ağlama meleğim.. o aptal insanlar yüzünden o güzel göz yaşlarını heder etme.. yeteri kadar heder ettin zaten
Minik kuşu büyüğünün dediklerinden sonra hızlı bir hareketle büyüğünün boynuna sarılmıştı ve daha derin ağlamaya başlamıştı. Büyüğüde ellerini yavaşça meleğinin çıplak beline canını yakmiyacak şekilde sarmalamış ve okşamaya başlamıştı
F: ağlama meleğim.. sen ağladıkça.. gidip abimin kafasına sıkmak istiyorum.. o halan olacak kadınında
Yn: benim için.. benim hatrım için.. lütfen kimsenin canını yakma.. hem.. onların canını yaksan onlardan farkın ne olacak ki.. onların eline ne geçtide bizim elimize ne geçicek
F: haklısın meleğim.. bu seferlik senin için bir şey yapmiycam.. söz veriyorum ama tekrarlanırsa..
Minik kuşu kollarını büyüğünün boynundan çözüp omuzlarına indirmişti ve hafifçe kendinden ittirip bir eliyle gözlerini silip gülümsemeye başlamıştı
Yn: boş verelim onları.. biz keyfimize bakalım.. ben artık sana aitim.. bizi bundan sonra kimse ayıramaz.. ben bakireliğimi kendi ellerimle sana verdim