'1

53 9 12
                                    

O gün güneş batıyordu Hu Tao ise güneşin batışını izliyordu, Saçları rüzgarın etkisiyle dalgalanıyordu. o sırada wangsheng'in balkonunda izliyordu güneşin batışını, ta ki Anemo Yaksha'sı Xiao gelene kadar. Hu Tao şaşırmıştı ve baka kalmıştı. "Özür dilerim buranın sizin yeriniz olduğunu unutmuşum" Hu Tao demişti gerginlikle ve hızlı adımlarla giderken Xiao Onu durdurdu
"Gitmene gerek yok, kalabilirsin" Xiao duygusuz yüz ifadesiyle dedi. "Peki" dedi Hu Tao yüzündeki gülümsemesiyle Xiaonun yanına oturdu ve güneşin batışını izlemeye devam etti. Xiao ise onun güzel gözlerine baka kalmıştı. Hu Tao, Xiao onun gözlerine baktığını fark ettiği zaman biraz utanmıştı ama fark ettirmedi, gözü onun yaralı koluna gitti. "Anemo Yakshası iyimisin? kolun yaralanmış." Hu Tao endişeyle dedi. "Endişelenmeye gerek yok ufak bir yara savaşırken yaralandım çok büyük bir şey değil." Xiao yine duygusuzca dedi. Hu Tao çok fazla sıkmak istemedi "pekii.." diyerek geçiştirdi. Yarım saat sonra Xiao otururken uyuya kalmıştı belliydi savaş onu yormuştu, Hu Tao onu rahatsız etmemek için yavaşça evine gitti.

-

Sabah olmuştu Hu Tao kalkmıştı biraz gözlerini ovuşturduktan sonra yataktan kalkmıştı üstünü değiştirip kahvaltısını yaptı ve dışarıya çıktı, Xiao'yu gördü "Günaydın Anemo Yakshası! hangi rüzgar attı seni buraya?" dedi Hu Tao heyecanla "birisi için geldim" dedi xiao duygusuzca Hu Tao Xiao'dan uzun zamandır hoşlanıyordu ve bunu duyunca suratı asıldı. "Anladım... o kişiyle iyi eğlenceler."
dedi hu tao durgunlukla "Niye bu kadar suratın düştü yanlış birşey mi dedim?" dedi Xiao merakla "birşey yok unut gitsin." Hu Tao kırgınlıkla dedi ve koşarak bir banka oturdu aklından çok fazla düşünceler geçiyordu aklını susturamıyordu sadece kalbinin acıdığını hissediyordu... Gözünü kapatmıştı ve kendini bu durumdan uzaklaştırmaya çalışıyordu sadece olayı kendi kafasında çok büyütüyordu çünkü aklında türlü türlü düşünceler geçiyordu bu düşüncelere hakim olamıyordu. 10 dakika sonra Xiao onun yanına oturdu konuşmak istiyordu çünkü Hu Tao cidden garip davranmıştı. "Hu Tao iyimisin? garip davrandın 10 dakika önce.." desi Xiao endişeyle ilk defa birisine karşı endişe hissediyordu normalde hiç birşey umrunda olmazdı bu onun için garipti. "Sadece kafamda düşünceler geçiyordu.." "Niye geçiyordu? birşey dememiştim sadece birisi için geldim demiştim." "sorunda bu işte" diye mırıldandı Hu Tao "Hm? birşey mi dedin?" Hu Tao biraz sinirlenmişti "Unut gitsin Xiao Birşey yok" diyip evine hızlı adımlarla gitti. Xiao ise biraz şaşırmıştı ve oda wangsheng e gitti ve öğleye kadar bunu düşündü.

-

Yeniden sabah olmuştu Hu Tao düşüncelerinden artık kurtulmuştu ve kıyafetini giyip Xiao'ya onu sevdiğini söyliyecekti çünkü artık dayanamazdı ve Xiao'nun bunu bilmesi lazımdı 2 seneden beri Xiao'dan hoşlanıyordu bunun zamanıydı Hu Tao sevdiğini söyliyecekti. Kapıyı açtı ve Xiaoyu gördü, Xiao onun evini nerden biliyordu? neden geldi? ne için gelmişti? "Xiao? neden burdasın? birşey mi oldu?" Hu Tao şaşkınlıkla dedi "Seni görmeye geldim o gözlerini görmeye yanlış birşey mi yaptım?" Xiao gülümsemişti Hu Tao şaşırmıştı çünkü Xiao'nun ilk defa güldüğünü görüyordu "n-ne? neden benim gözlerim için geldinki?.." Hu Tao'nun yanakları kızarmıştı bile. "belli değil mi gözlerin çok güzel onların bana baktığını düşünmek bile rahatlatıyor." Xiao şimdi de sırıtıyordu Hu Tao Xiao'ya sarılmıştı ve ikisininde hikâyesi daha yeni başlıyordu.

__________________________________________________________

BU BENİM İLK KİTABIMDI O YÜZDEN KÖTÜ OLMUŞ OLABİLİR KUSURUMA BAKMAYIN

Gün Batımı [Huxiao]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin