Keyifli okumalar!
Doruk Demir
Elim aramaya gidiyor sonra vazgeçip geri dönüyordu... Yeniden bir sigara daha yakıp derin bir nefes aldım. Yanında da sek viski... Gündüz vakti olmasına rağmen içiyordum. Sanki içince her şeyi unutacakmışım gibi...
Bugün ayrılığın 12. Günü. Bu 12 gün içerisinde bir kez dahi sesini bile duyamadım. Kırgındı bana, kızgındı. Ne telefonlarıma çıkıyordu ne de evine gittiğimde yüzünü gösteriyordu.
Hatalı olduğumun farkındaydım tabiî. Ona güveniyordum, yalnızca o gün babam ve ısrarları yüzünden biraz agresiftim. Ona ne dediğimi bile tam bilemiyordum. Ben babama sinirliyken ayrıca birde Nil'in bu şakası beni fazlaca germişti...
Bardağı tek dikişte bitirip ayağa kalktım. Nil'e gidecektim. Beni görmek isteyip istememesi bile umurumda değildi. Arabanın ve evin anahtarlarını alıp dışarı çıktım. Kapının önündeki arabamım kilidini açıp binerek gazı kökledim. Oraya gidip Nil'i alacak ve eve gelecektim.
Çünkü onun yeri benim yanımdı...
***
Arabadan inip etrafı kolaçan ettim. Ömer amcanın evde olmayışı benim işime gelecekti. Koşar adımlarla bahçeye girip arka tarafa yöneldim. Nil'in odası bu tarafa bakıyordu çünkü. Tam odasının olduğu yere gelip kafamı kaldırdım.
"Nil!" Dedim yüksek sesle. "Çık dışarı!" Herhangi bir ses gelmeyince yeniden yeniden bağırdım. Ama yok hala çıkmıyordu. Kot pantolonumun cebinden telefonu çıkarıp onu aradım. Sürekli meşgule alıyordu
En sonunda mesaj atmaya karar verdim."Aşağıdayım. Gel lütfen." Yazıp gönderdim. Ne bir cevap ne de bir hareketlenme vardı.
"Nil, konuşalım sadece." Yine bir cevap alamayınca aradım. En sonunda arka kapıdan çıkan Nil'i görünce gülümsememe engel olamadım.
"Ne var?" Dedi sert bir biçimde. Üzerinde pijamaları vardı. Saçları dağınıktı. Fakat bu hali bile harikaydı.
"Konuşalım. Lütfen." Masum bakışlarımı yolladım ona. İçimden de etkilensin diye dua ediyordum.
Bakışları hiç yumuşamadı.
"Konuşacak neyimiz kalmış?"
"Çok şey Nil. Yalvarırım izin ver de konuşalım."
"Biz çoktan bitmişiz Doruk." Söyledikleri şarkı sözü gibiydi sanki. Bir yerden hatırlıyor gibiydim.
"Bitmedik Nil, biz bitemeyiz. Biz ayrılamayız."Yüz ifadesi garip bir hal aldı.
"Doruk. Ben kendimi bile böyle hiç sevmemiştim..." Baş parmağımı alıp bastırdım dudaklarına.
"Böyle konuşma. Nil, seni seviyorum." Onu kendime çekip dudaklarına yapıştım. Suya hasret bir bedevî gibi ona hasrettim. Bana inatla karşılık vermiyor oluşu bile beni yıldırmıyor, aksine daha sert öpmeme neden oluyordu. Zorla, zorla öptüm onu. Biraz sonra göğsümden itip uzaklaştı benden. Ve hiç beklemediğim bir şey yapıp bana tokat attı. Yüzümü ona döndürdüm. Gözleri dolu dolu olmuştu."Güven çok önemli bir şeydir Doruk. Bana güvenmeyen kişinin hayatımda yeri yok." Arkasını dönmek üzereyken bileğinden yakaladım.
"Beni seviyorsun Nil! Böyle çekip giderek bizi bitiremezsin!"
Yüzünde sahte yapmacık bir gülümseme belirdi.
"Ben seni aslında hiç sevmedim ki be Doruk. Heves gibi bir şeymişsin benim için. Ee seninle vakit geçirince hevesimi de almış oldum."
"Yalan söylüyorsun, kimse bu kadar profesyonel seviyor taklidi yapamaz." Dedim büyük derin bir öfkeyle. Ben hariç diye geçirdim içimden. Tabii başlarda böyleydi ama şimdi gerçekten seviyordum onu. Kolunu elimden sertçe çekti. Biraz önceki gülümsemesi yok olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE VAR MISIN? (Tamamlandı)
Teen FictionNOT: Bölümler baştan sona düzenlenmiştir. Ana hikayeye bağlı kalıp diğer kısımların birçok yeri değişmiştir. Kitabı daha önceden okuyanların, baştan okuması gerekir. *** "Hayat bazen kaybettiğin yerden başlar." Nil ve Doruk karşılaştıkları zaman pe...