⋈BVM⋈(26)

129 31 9
                                    

Ufak bir hatırlatma; italik yazı ile yazılmış kısım geçmişten bir anıdır. Aynı zamanda oradaki Kutay, Doruk'un babası, Melek ve Ömer ise Nil'in anne babasıdır.

Keyifli okumalar!

***

Yıllar Önce

Melek, bir sağına birde soluna baktı. Arabaların geçmediğine kanaat getirince hızlı adımlarla karşıya ilerledi. Kendisine bakan adama baş döndürücü bir gülümseme yollayıp, kollarına hapsoldu.

Kutay Demir, kızı iyice sarıp sarmaladı. Öyle çok seviyor, öyle çok istiyordu ki kızı kaçırıp sadece kendine özel kılmak istiyordu. Bunun için en büyük dileği bir an önce evlenebilmekti...

"Üşümüşsün." Melek, kafasını salladı.
"Isınırım şimdi." Genç adam ondan ayrılıp yüzüne baktı.

"Gel haydi seni en yakın arkadaşımla tanıştıracağım."
"Kimmiş o?" Kutay, kadının alnını öpüp -ki hiç şüphesiz bu adamın en sevdiği şeydi- gülümsedi.

"Kardeşim dediğim adam, Ömer ile..."

Kız sadece kafasını salladı. Kutay, Melek'in elinden sıkıca tutarak buluşacakları yere doğru yürüdü. Biraz sonra köşe başında bir kafeye girdiler. Melek, içeri girince karşılaştığı sıcaklık karşısında hoşnut bir şekilde gülümsedi. Tam bu esnada camdan dışarı caddeyi seyreden Ömer, kafasını çevirince kızı gördü.

Ve tam sol tarafından vuruldu. Hayatında ilk defa bu kadar güzel ve masum bir kız görüyordu Ömer Adrasan... Onu öyle gülerken görünce etkilendi.
Sonra bakışlarını Kutay'a yöneltti. Demek sır gibi sakladığı kız arkadaşı buydu. Neden onu bu denli sıkı sıkı sakladığı gayet iyi anlaşılıyordu. Bu kız, insanın hayatı boyunca isteyeceği tek şeydi...

"Kardeşim." Kutay'ın kendisine seslendiğini duyup bakışlarını kızdan çekti.

"Hoş geldiniz." Kutay'la sarılırken Melek elini utana utana uzattı. Çünkü ne kadar inkar etse de o da adamdan etkilenmişti.

Kutay'ın kumral saçları ve mavi gözleri vardı. Bu adamın ise kahverengi gözleri ve saçları. Bu adam az önce öyle bir bakmıştı ki, kız tabiri caizse elektrik çarpmışa dönmüştü.

"Ömer." Dedi adam kızın elini sıkarken.
"Melek." Dedi kız elini adamdan zorla ayırırken.

Ömer tam Melek'in karşısında oturuyor, Melek'in yanında ise Kutay oturuyordu.

Kutay, tam ağzını açmışken çalan telefon lafı ağzına tıktı. Cebinden telefonu çıkarıp cevapladı.

"Efendim."
"..........."
"Ne? Tamam, geliyorum." Kutay apar topar kalkarken Melek meraklı gözlerle onu izliyordu.

"Kutay, ne oldu?"
"Annemi hastaneye kaldırmışlar."
"Önemli bir şey yoktur umarım." Dedi Melek tüm samimiyetiyle. Çünkü Kutay'ın annesi Zehra hanımı çok seviyordu. Kadında onu kendi kızı gibi seviyordu.

Kutay, Melek'in başından öpüp ayaklanarak Kutay'a döndü.

"Bilemiyorum, fena olmuş sadece. Ben gideyim hemen."
"Bende geleyim mi?" Dedi Ömer.
"Hayır, siz burada kalın." Melek başını salladı.
"Tamamdır, iyi haberlerini bekliyoruz."

Kutay, Ömer'e gülümsedi.
"Haber ederim. Ömer, Meleğim sana emanet. Onu eve bırakırsın."
"Sen merak etme." Kutay, kızı yeniden öpüp kafeden çıktı.

BENİMLE VAR MISIN? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin