Hatırlatma: hikayemizin toplam oyu çok az olduğu için oy lazım.
'9. Gün' bölümü gelmesi için toplam 100 oy olması lazım ikayemizin. Biliyorum, çok fazla ama hikayemizin oyu çok düşük. O yüzden yapacak bir şey yok malesef.
Arkadaşlarınıza, akrabaları filan lütfen belirtin.
Ayrıca oy vermeyi unutmayın.
İyi okumalar dilerim!
☆~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~☆
Evden çıkarken
Yanıma beyaz rengi bir kol çantası aldım ve salona gittim. Seni koltukta biriyle mesajlaştığını gördüm. Sana baktığımı farkettiğini gördüğümde hemen telefonu kapattın.
"Vayy, çok güzel olmuşsun pısırık."
"Pısırık mı?"
"Ay yani Leydi...Leydi. Evet leydim demek istedim."
Ofladım ve banyoya doğru gittim. Dudağıma nemlendirici sürdüm ve salona geri geldim.
"Ne- nasıl yani? Makyaj yapmayacak mısınız leydim?"
"Beni ne zaman makyaj yaparken gördün? Sadece nemlendirici sürdüm ve kısa bir eyeliner çektim."
"Eye ne? Neyse ne ya. Hazır mısın? Dur bende giyiniyim. Spor kıyafetleriyle yemeğe gidecek halim yok heralde"
Tövbe tövbe. Hem benim işime karışıyor aceleye getiriyor her şeyimi. Ama kendisine sıra gelince bekle. Ne kadar daha bekleyeceğim.
15 dakika sonra
"Sonunda hazırlanman bitti James."
"Neyse neyse. Hazırsan çıkalım."
Ayağa kalktım ve elbisemi düzelttim. Ve elbisemi düzelttiğim için ofladin. Ne alaka ne alakaa. Sırf elbisemi düzelttiğim için oflanır mı?
Arabaya ulaştığımızda bana kapıyı açmadan kendi koltuğuns geçtin.
İlk başta şaşırdım ama yine de bindim. Kemerimi takmadan hızla sürmeye başladin o yüzden yüzümü çarptım.
"Napıyorsun James?!"
"Ne mi yapıyorum? Arabayı sürüyorum!"
"Kemerimi daha takmadan hızla süremeye başladın ve kafamı çarptım! Yaralarım var hatırlatırım!"
"Ya bi' git! Neysee..özür dilerim" sanki zorla özür dilettiriyoruz.
Yemek yiyeceğimiz yer çok lüks bir yerdi yüzden yeri gördüğüm an ağzım açık kaldı.
İceriye geçerken birisi bizi karşıladı ve isimlerimizi istedi.
İsimlerimizi soyledikten sonra bize masamızı gösterdi. Oturduğumaz masada 3 tane koltuk vardı.
James'in benden habersiz birisini daha çağırmasında şüphelenmeye başladım.
Oturacağım sandalyeyi çekti ve oturmamda yardım etti.
Kendiside oturduktan sonra masanın üzerinde duran ellerimi tuttu.
"Sevgilim, son yaşanan olayda gerçekten özür dilerim. Seni yaralamak istememiştim.
"Öyle mi? Peki o zaman neden üzerime büyük bir vazo fırlattın?"
Bunu söyledigimde etraftaki kişiler bize baktı.
"Ben..o zaman alkollüydüm. Buzdolabındaki içkiden içmiştim."
"Buzdolabında hiç bir zaman içki olmadı James. Evimizde saklı bir çekmece var. İcki çekmelesi. Bütün içkiler orada. Sen nasıl bir yalancısın ya?"
"Ben.. çok özür dilerim aşkım, sevgilim, leydim."
Ellerini ondan çektim ve gözlerimi etrafta gezdirdim. Etrafı izlerken telefonumdan bir bildirim geldi.
"Ağustos ayı telefon faturanız 84,75'dir. Faturanızı ödemezseniz hattınız kısıtlanacaktır. 31 Ağustos saat 23.59 vaktine kadar ödemezseniz hattınız kısıtlanacaktın. Faturanızi ödemek için tıklayın."
Mesajı gelmişti. Hemen ödedim.
"Bende arkadaşlarımdan mesaj geldi sandım ya." dedim kendi kendime.
"Y/n, şey... yemeğimize birisi daha katılsa sorun olurmu senin için?"
"Kim olduğuna bağlı. Ama sorun olmaz. Yolda mı o kişi?"
"Hayır kapıda. Şuan senin iznini bekliyor."
"Gelsin?"
"Teşekkür ederim Y/n"
Kim olduğunu umusamıyordum o yüzden telefonuma bakmaya devam ettim. Bi' 5 dakika geçmişti ama hala gelmemişti o kişi.
"Nerede bu kişi?"
"Tuvalete gitmiş."
Tamam. Azıcık merak ediyor olabilirim. Ama kim olursa olsun rahatım yani. Değil mi?
Telefonuma bakmaya devam ettim. Ama James ayağa kalktığında telefonumu bıraktım.
Gelen kişiyi görünce şok oldum ve dondum. Hareket edemedim.
Telefonu tutan elim titreneye başladı ve telefonum yere düştü.
Bizim yemeğimize katılacak olan kişi kız kardeşimdi...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Merhaba herkese!
Umarım Bucky'ye biraz da olsa sövmüşsünüzdür.
Hızlıca sıradaki bölüm için gereken oyu söyleyeyim: 100 oy.
Yanlış anlamayın, hikayenin toplam 100 oy olması gerek yani.
Umarım yardım edersiniz.
İyi okumalar dilerim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Love || Bucky Barnes
FanfictionBen her şeyi gördüm Bucky. O konuşmalarınızı, o gülümsemelerinizi, o öpücüklerinizi. Ona bir söz verdin. 10 gün ile nasıl yetinebilirim sence? 10 günümü mutlu geçirmek istedim seninle. • • • not: Lütfen Bucky'i normal bir insan gibi düşünün. Normal...