✩
Elim ayağım titrerken hala ne yapacağımı bilmiyordum. İşimi kaybetmeyi göze alamazdım. Kardeşime benden başka bakacak kimse yoktu. Benim de ona güzel bir gelecek sunmam için durmadan çalışmam gerekiyordu.
Baran Bey gitmemem için dibime girip, arkamda kalan kapıyı kilitlediğinde yemin ederim o an yere yığılacağımı sanmıştım.
"Geç ve otur Lunya."
Baran Beyin sesi tam arkamdaydi, nefesi boynumu okşarken titrediğimi hissettim. Çok dakik ve kuralcıydı. Burada çalışan herkes onun için üst düzeyde olmalıydı. Bu şirketi batmanın eşiğinden kurtarıp yeniden yaratmıştı. Haliyle en ufak bir hata, kusur ve disiplinsizlik istemiyordu.
Nefesimi derince verirken bacaklarımı hareket ettirdim. Oda, gri ve beyaz renkleri üzerine kurulmuştu. Çalışma masasının arkasında kalan duvar boydan boya camdı ve arkasında kalan deniz insanı cennette hissettiriyordu.
Çalışma masasının karşısınds kalan gri koltuklara oturduğumda Bulut Bey de sonunda hareket etmişti. Sakin adımları oturduğum koltuğu bulurken tedirgindim. Bu işi kaybetmek istemiyordum.
Odadaki sessizlik devam ederken bu sessizliği Bulut Beyin sesi kesti. Konuşurken benimle göz teması kurmaya çalışıyordu lakin utancımdan başımı kaldıramıyordum bile.
"Lunya, biliyorum gördüklerin karşısında şaşkınsın. Ama senden tek istediğim eğer bu işe devam etmek istiyorsan bu olanları kimseye söylememen."
Yavaşça başımı kaldırırken utancım çok fazlaydı. Hala ne söyleyeceğimi bilemiyordum.
"İzinsiz bir şekilde şirketten kimsenin haberi olmadan çıkmışsın Lunya."
Baran Beyin sesini de duyarken utancım gittikçe katlanıyordu. Şirketten gizlice çıkmıştım ama bugün ailemin ölüm yıldönümüydü. Onları geciktirmezdim.
Onlara kendimi acındırmış gibi göstermek istemiyordum ama gurur ekmek yedirmiyordu. Bu işten ayrılırsam hemen iş bulabileceğimi sanmıyordum. Kardeşimin bana ihtiyacı varken gururumu düşünemezdim.
"Kusura bakmayın gerçekten Baran Bey. Bugün ailemin ölüm yıldönümüydü öğlen şirketten dışarı çıkamadığımız izinsiz gitmiş bulundum. Gerçekten kötü bir niyetim yoktu. İşime lütfen son vermeyin. Gördüklerimi kimseye anlatmayacağım."
İkisi de söylediklerimi sakince dinlerken bir yorumda bulunmadılar. Söylediklerime inanmadıklarını düşünürken cok tedirgindim. Baran Bey sadece yüzüme bakıyordu ve hiç bir şey demiyordu. Bu sessizliği yine Bulut Bey keserken umudum bana inanmalarıydı.
"Tamam Lunya sakin ol ve nefes al. Sana inanıyoruz. Şimdi çıkabilrisin, daha sonra tekrar konuşuruz."
İçim rahatlarken dudaklarıma derin bir gülümseme yerleşmişti. Yerimden yavaşça kalkarken bakışlarım ikisi üzerinde dolanıyordu.
"Gerçekten çok teşekkürler Bulut Bey. Emin olun güveninizi boşa çıkartmayacağım."
Adımlarım kapının önünde son bulduğunda elimi anahtara attım ve çevirdim. Kapı açılırken son kez arkamı döndüm ve gülümsedim. Bulut Bey gülümseme karşılık verirken, ben kapıdan çıkmadan önce ikisinin de seslerini duymuştum.
"O unuttuğun dosyaları çabuk tamamla ve bana getir Lunya!"
Baran Bey...
"Başın sağolsun, bir şeye ihtiyacın olursa bize ulaş Lunya."
Bulut Bey...
.....
Bölüm yazmaya yazmaya kurguyu unutmuşum.
Gelecek bölüm ne zamana gelir bilemem ama,
lütfen satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin!Seviliyorsunuz!
✩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUNYA
Short Story❝Herkes yanlış olduğumuzu düşünsün, biz kendi doğrularımızla yeteriz.❞ ✩ 'bxgxb' !!Askıya Alındı!!