1943 Paris |Fransa|
Bayan Gaulle çalan zil sesiyle yerinden kalktı. Bay Lois bugün erken gelmiş olmalıydı.
Onu göreceği için bir heyecanla açtığı kapı, onun için cehenneme açılan kapıdan farksızdı.
Gördüğü yüzle kapıyı kapatmak için harekete geçti. Ancak başarısız oldu.
Ayağını kapının arasına koyup zorla içeri giren siyah giyimli adam Bayan Gaulle'nin tam karşında durdu.
"Benimle geliyorsunuz küçük hanım."
"Asla."
"Hadi ama... babanızı öfkelendirmekten başka bir iş yapmıyorsunuz."
Bayan Gaulle'nin gözyaşları kendini koyverirken, vücudu titremeye başladı.
"Beni öldürecek."
"Hayır sadece... İsteklerini yerine getirmezseniz."
"ASLA GETİRMEYECEĞİM."
"Geçen gün yanınızda gezen o bey... seviyorsunuz galiba öyle değil mi?"
"SAKIN ONA BULAŞAYIM DEMEYİN."
"O halde sizde peşime düşün."
Başka çaresi mi vardı sanki? Bir eliyle gözlerinin yaşını sildi.
"İzin verin... sadece bir gece daha onunla kalayım."
"Olmaz."
"Nefes aldığım her an kaçmak için uģraşırım."
"Bakın bayan Gaulle buna izin vermem mümkün değil."
"Lütfen... yalvarıyorum. Sadece bir gece. Ertesi gün kendi ayaklarımla geleceğim söz veriyorum. Ona veda etmeme izin verin Lütfen..."
Hıçkırıklarının arasında yalvardı karşısındaki adama.
Ne zaman bu kadar bağlanmıştı bir yabancıya?"Peki... ancak yarın saat tam 5"de sarayda olmazsanız... olacakları biliyorsunuz Gaulle."
Arkasını dönüp çekip gitti adam.
Celin yere çöküp başını ellerinin arasına aldı.Bir an için umut etmişti oysa.
Özgürlüğü tatmıştı kısa bir vakit de olsa.Ne varmış prensi içinde olmayan o cehennem gibi sarayda?
Ne tatlıymış meğer onunla böylesine küçük bir dünya...Aklından geçen düşünceleri attı kenara,
Hazırlandı zor da olsa küçük bir vedaya.Son kez dedi içinden...
Son kez sana güzel bir sofra kuracağım sevgilim.
Son kez gözlerinin güldüğünü göreceğim.Belki de son kez bakacağım gözlerine...
Son bir dans edeceğiz mum ışığında seninle, bu gece...Gözlerinden akan yaşlarla birlikte, sevgisini kattı yemeklerine.
Acı hayatına rağmen mutlulukla doldu gözleri küçük bir kapı sesiyle,
Sesi değildi huzur veren, o ahşabın ardındakiydi mesele...
Bir heyecanla açtı kapıyı prensine,
Belki de son karşılaması olduğunu bile bile.Atladı hemencecik boynuna.
Derin bir nefes aldı doyasıya...
'Ey benim güzel erkeğim, Bu nasıl bir kokudur?...
Söylesene... var mı bu dünyada bana senden başka huzur?
Bir dileğim olsun isterdim sevgilim...
Seninle dünyadan uzak bir yere gidelim...
Kimseler bizi bulamasın,
Görmesin bilmesin ve duymasın...
Gözlerine bakayım sadece yıllarca
Ayıramasın kimse bizi ömrümüz boyunca.'
"Güzel meleğim benim... Söyle ne üzdü seni bu kadar?"
"Hiç."
Avuçladı elleri sevdiceğinin küçük yüzünü.
"Hiç mi? Gözlerinden akan her bir damla kutsaldır senin. Bir hiç uğruna mı akıyor, yaşları; gözlerinin? O vakit söyle cehennemi olayım yeryüzündeki her bir hiç'in."
"Şiir gibi konuşuyorsunuz."
Lois güldü dudaklarının arasından,
O bir melekti... kendinden haberi olmayan."Çünkü şiir gibi bakıyorsunuz..."
"Siz nereden çıktınız ki benim karşıma?"
"Ben değil, sen kondun bir talih gibi cennetten başıma."
"Bayım... size olan sevgimi anlatmak istesem her bir kelimem kifayetsiz kalır. ama yine de... sizi çok ama çok sevdiğimi bilin olur mu."
"Asıl kifayeti olmayan kelimeler benimdir. Fakat size söyleyebileceğim tek şey... evlenin benimle."
'Evet demek isterdim içimde kocaman bir sevinçle...'
"Sizinle evlenmek mi?"
"Benim olun... kadınım olun... karım olun."
'Kalbim zaten senin değil mi? Ruhum zaten senin değil mi? Yinede son bir kez mutlu ol sevgilim. Bu gece herşeyi unutalım. Sanki yarınım yokmuş gibi seninim bu gece..."
"Evet bayım... karınız olmak istiyorum, kadınınız olmak istiyorum."
Gözleri öpülesi dudaklarına kaydı. Birleştirdi iki güzel et parçasını.
...
Yarınları yokmuş gibi seviştiler delicesine...
Hükmetti sadece bir geceliğine,
İki aşık sevdalı genç, kaderlerine...Medyadaki şarkı sanki Taelice için yazılmış gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Encore | Taelice
Romance"Bir gün yeniden doğsam bile yine seni bulacağım sevgilim." "Dünyanın öbür ucunda olsan bile."