40.

52 3 0
                                    

(MERİH)

Aren polisle birşeyler konuşurken onları uzaktan izliyordum.
Safir'in yanıma yaklaştığını hissettim.

"Merih- ben neden burdayım?"

Ona doğru çevirdim bakışlarımı uykulu gözleri , masum ve güzel bakışlarıyla şuan bir kediye benziyordu.

"Bilmem pisi pisi Ar- aman komutana sor"

Tek kaşını indirdi

"Pisi pisi?"

Aren polise geldiği arabaya kadar eşlik ettikten sonra yanımıza yaklaştı.

"Safir-"

Cebinden anahtarlıklarını çıkarıp Safir'e uzattı

"Benim ofise git, çekmecede Prens'in dosyası var. İşte al onu incele. Al bunuda incele hatta"

Giden Mahkumun dosyasını uzattı.
Safir ona garip gözlerle bakarken elinden anahtarlıkları ve dosyayı aldı.

"Peki efendim- sonra napayım?"
"Uyu"

Safir başını sallayıp koşar adım içeri girdi.
Safir'in arkasından bakıyordum. Başımı Aren'e çevirdim sonra.
Beni gözleriyle deliyordu ama.

"Komutanım- bende gideyimmi?"

Gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi.
Gözlerim sargı içindeki sol koluna kaydı. İki ay sonra yerinde olmayacak koluna. Fark ettim de hiç hareket ettirmemişti aşağı indiğimizden beri.

Öylece bakarken , birden yakamdan tutup çektiğini hissettim. Gözlerim fal taşı gibi,
Ne yaptığına bir anlam vermeye çalışırken o yakamdan çekerek binaya girdi.

Yakamı bırakmadan kendi odasının kapısına kadar yürüdü.
Odaya girip kapıyı arkasından kapattı.

Yakamı bıraktı.
Ne
Ne oluyor olm-
Yorgunluktan hayal mi görüyorum- 
Birşey söylemem lazım. Hemen hemde.

"Are-"

Ağzımdan başka birşey çıkmadı.
Sırtım kapıya yaslı- öylece şaşkın gözlerle önümdeki bakışlarını yere çevirmiş adama bakıyorum.

Kafasını hafif kaldırınca,
Kaşları çatıktı ama bana bakmıyordu.
İki elini de yumruk yapmıştı. Ha birde, yanakları kıpkırmızıydı.

Daha fazla dayanamadan, yaslandığım yerden ayrıldım. Önümdeki adamın belinden yakaladığım gibi demin yaslandığım yere yasladım onu.

Aramızda kalan küçük mesafeyi kapatıp alnımı alnına yasladım.

Kolunu kapının yanındaki ışık düğmesine uzatıp ışığı kapattı.

Diğer kolumu kapıya yaslayıp dudaklarımı onunkilere bastırdım.
Ensemde bir sıcaklık hissediyordum. Ama sonra Aren elini enseme yasladı. Buz gibi olan elini.

Dudaklarını hafif araladığını hissedince aynı şekilde ona cevap verip alt dudağını hafifçe emdikten sonra hafifçe geri çekildim.
Onun istediği şeyin bu olduğundan emin değildim.

Ben daha hamle yapmadan aramızdaki mesafeyi bu sefer o kapattı.

Belindeki elimi hafifçe sıktım.
Geri çekildi birden.

"Bekle."

Yaslandığı yerden kalkıp dolabına doğru yürüdü. Elinde bir kemerle geri döndü.
Kemeri belime sıkıca sararken,

"Bir Devin vakası daha olsun istemiyorum."

Dedi.
Tabi, gayet haklı.

(SAFİR)

"BEN DOSYACI BAŞI MIYIM AMK UYUMAK İSTİYORUM BEN UYUMAK UYUYACAM KARDEŞİM BEN"

Ofiste var gücümle bağırıyordum dosyayı incelerken.

"Al amk Alaz  Kara , Bulut Kara- bi dakka kim"
"Alaz kara mı"
"Hass-"
"Lan bu mavili- lan Prens? Alaz? Ne oluyor olum"

(PRENS)

Şimdi arkamda sakince yürüyen bir mahkum var. Fazla sakin. İyiye alamet değil. Hemde hiç.
Boş bir hücrenin karşısına gelince durdum.

"Kapıyı aç bakayım cano"

Yanımdaki gardiyan gülümseyerek camdan hücrenin kapısını açtı

"Yine çok neşelisiniz efendim"
"Tabiki gardocum"

Arkamdaki mahkuma çevirdim bakışlarımı
Lan- lan bu ağlıyo

Elimi tuttuğum zincirlerden çekip Mahkumun sırtına yasladım.

"İçeri geç"
"Bak- zorlaştı-"

Hiçbir mahkum ilk deyişimde içeri girmezdi ama onda farklı olan birşeyler var gibi.
İld dediğimde içeriye girip yüzünü bana çevirdi.

Kapıyı kapattım.
Gardiyan kilitliyordu.Ters giden birşeyler var.

"Bak- biliyorum mahkumsun ve bunu sormam ne kadar mantıklı bilmiyorum- ama iyi misin?"

Başını salladı.

(GÜNYAZ)

"Lan Günkış uyudunmu"
"He Umut Uyudum sende uyu."
"Uyuduysan nasıl cevap verion olm"
"Umut Derdin NE DERDİN"
"Sen misin çılgın benmi?"
"Eben Umut"
"Esen olduğunu biliyordum zaten"

_________________________

🥹

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin