Yalnız

91 9 112
                                    

Atsushi'den

Sabah Dazai-san ile konuşma fırsatım olmadı. Kalktığımızda hepimiz hızlıca okul cüppelerimizi giyip kahvaltıya indik. İlk gün için heyecanlıydım ve fazla yemek yemedim. Slytherin masasına baktığımda Dazai-san her zamanki yerinde oturuyordu. Sağındaki ve solundaki sandalyelerin ikisi de boştu ve tek başındaydı.

Neden olduğunu merak etsem de bir şey dememeye karar verdim. Zaten zamanım da yoktu. Yemek sırasında bina başkanları herkese ders programlarını dağılttı. İlk ders olarak tüm birinci sınıflar kendi bina başkanlarının sınıfında olacaktı.

Ders programıma baktım, pazartesi günü ilk dersim Natsume-sensi'nin biçim değiştirme dersi. Nasıl olacağına dair hiçbir fikrim yok. Daha asa tutmayı bile bilmiyorum.

Kahvaltıdan sonra sınıfa gitmemize Oda-san yardımcı oldu. Böyle bir okulda kaybolmamak imkansızdı. Merdivenler her tarafa savruluyor, koridorların yönü değişiyordu.

Natsume-sensei sabırlı bir hocaya benziyordu. Her zaman ciddi bir görünüme sahip olsa da ara sıra espriler yapıyordu. Hepimizin adını tek seferde ezberledi. Dersin tüm inceliklerini, ayrıntılarını, yararlarını ve zararlarını bize anlattı. Tabii, okul kurallarına da değindi. Ders dışında büyü yapmanın yasak olduğunu söylese de, çoğu öğrenci bu kuralı görmezden geliyor gibiydi...

İlk tenefüste ortak salona eşyalarımı almak için gidecekken şifreyi unuttuğumu farkettim.

"Şifre"

"Hmm otlu bir şeydi.. Adamotu?"

"Yanlış"

"Köpekotu?"

"Yanlış"

"Çörekotu?"

"Yanlış. Şifre yoksa girmek de yok genç adam."

"Peki şifreyi nasıl öğreneceğim?"

"Sınıf başkanına falan sor ben nereden bileyim? Şimdi beni rahatsız etmeyi bırak da işine dön hadi"

İşime dönmem için içeriye girmem gerekiyor!

Off..

Oda-san'ı bulmak için etrafı dolaşmaya başladım. Buralarda kaybolmak benim için çok kötü olacaktı. Daha okuldaki ikinci dersimde geç kalmak istemiyorum.

"Oh, özür dilerim!"

"Önüne baksana velet!"

Etrafa bakınıp şatoyu inceleyerek Oda-san'ı aramaya başlamıştım ki orada duran yarı şeffaf küçük kızı göremedim.

Hafif saydam, maviye yakın bir renkte havada süzülüyordu bu kız. Onun bir hayalet olduğu apaçık ortadaydı. Uzun dalgalı saçları ve elbisesi vardı. En fazla dokuz yaşında görünüyordu.

Benimle uğraşamayacak kadar çok işi olduğuna dair bir şeyler geveleyip yanımdan hızla ayrıldı.

"Elise-chan ile tanışmış gibisin Atsushi-kun."

"Oda-san! Ben de seni arıyordu-"

"ODASAKUUUUUUUĞ! BEN DE SENİ ARIYORDUMMM!"

Dazai-san her zamanki enerjisinde koşarak bize doğru gelirken ayağının takılması ile yüzüstü yere düştü. Sonra da hiçbirşey olmamış gibi kafasını yukarı kaldırıp yattığı yerden gülümseyerek konuştu

"Oh? Bu bizim küçük Atsushi'miz değil mi?"

"Dazai-san?"

"Hmm ilk dersin nasıl gidiyor? Kolay mı? Sıkıcı mı? Natsume-sensei ile dersteydin değil mi? Bence onunla iyi anlaşacaksınnnnn"

BSD X HOGWARTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin