Media: Madara Uchiha
-Saerin Satori-
Hokage ofisindeydik. "Buralar sana emanet artık. Tüm yetkiler sende" dedi Tobirama hokage pelerinini omuzlarıma takarken. Bir günlüğüne 5 kage toplantısı için samurailer ülkesine gidecekti Hashirama ve Shinmon ile beraber. "Gelmek istemediğine emin misin? Sonuçta iki shinobi gelme hakkına sahip. Müstakbel karısı olarak senin gelmen daha uygun olurdu" dedi Hashirama "diplomati konusunda Shinmon benden daha iyi en iyi aday o" dedim tebessüm ederken "hem birisi buralarla da ilgilenmeli değil mi?" diye sordum gülerken "eminim sen Hashiramadan daha iyi bir hokage olurdun" dedi Tobirama "hey!" dedi Hashirama çıkışırken "beni shinobi tanrısı ile kıyaslaman komik biraz" "yetenek bakımdan evet yöneticilik bakımdan hayır" dedi düzeltirken. Bu hallerine güldüm.
Onlara Konoha çıkışına kadar eşlik ettim. "Başını belaya sokma" dedi Shinmon "tamamdır. İyi yolculuklar. Kendizi özletmeden dönün lütfen" dedim baş eğerken. Tobirama ile son kez bakıştıktan sonra gitmişlerdi. Nefesimi verip arkamı döndüm. Köyde küçük bir tur atarak herşeyin yolunda olduğunu kontrol ede bilirdim.
Sokaklarda giderken insanlar baş eğerek beni selamlıyordu. Onların saygısını yeniden kazanmak hoş hissettirmişdi doğrusu. Çünkü diriliğim günlerde bakışlarında sadece korku vardı. Bu mutluluğum Masaki'yi görene kadar devam etti. Onunla uğraşmak istemediğimden arkamı dönüp kuleye geri dönme kararı aldım. "Oi!" dedi bana seslenirken. Kendimi sakinleştirmek istercesine nefesimi verdim. "Ne istiyorsun?" dedim arkamı dönerken. "Şimdiden hokage havalarına mı girdin?" dedi alayla. "Hokage bizzat kendisi yokluğu içerisinde onun yerine geçmemi rica etti ben de kırmadım ne de olsa gelecekteki kocam bir gün ben de ondan birşey rica ede bilirim" dedim ellerimi göğüsmün altında birleştirirken. Bu cümle onun işini görür. Arkamı dönüp usluca malikaneme geri gittim. Üstümü değiştirip shinobi kiyafetlerimi giyinecektim. Bu yukata fazla rahatsız. Kiyafetlerimi giyinip Hokage kulesine geri döndüm. Bir kaç kağıt işleri yapsam fena olmaz.
3 saat geçmişti. Masamda gerileyip kaslarımı gevşetmeye çalıştım. O sırada kapı tıklandı "gir" diyince ANBU shinobisi girmişti. "Hime-sama!" dedi nefes nefese. Telaşlanmış ve korkmuştu "ne oldu?" diye sordum ayağa kalkarken "Madara Uchiha buraya doğru geliyor. O-onu durduramıyoruz!" dediğinde korkunun verdiği soğukluk bedenimi ele geçirmişti. "Anlaşıldı" dedim maskemi çekerken. Pencereyi açtım ve binaların üstü ile köy girişine doğru ilerledim. Bunun olacağını biliyordum bu yüzden hazırlıklıydım kısmen. Ama yine de Madara'dan söz ediyoruz. Onu yene bileceğimden emin değildim. En azından Tobirama'lar dönene kadar onu oyalaya bilirdim. O kadar süre dayana bilirsem tabi. "Kendini fazla aşağı görüyorsun. Ölümsüz olduğunu unuttun mu yoksa? Hiç bir fiziksel saldırı seni öldüremez. Acıyı da hissedemezsin. Aynısı onun için geçerli değil ama" demişti. Tabi canım. "Gizli katanaların yerinde mi?" diye sordu. Evet yerinde hepsi.
Girişten 70 metrelik mesafede yere indim. Shinobilere köyü tahliye etmeleri emrini vermiştim. İnsanları bir yere toplamalarını ve ne kadar shinobi varsa hepsinin onları korumaları gerektiğini söylemiştim. Madara ile kendim ilgilenecektim. Fazlasıyla tedirgindim. Çatışma seslerini duya biliyordum. Sonra ise sessizlik oluşmuştu. Girişe doğru gözümü kırpmadan bakarken kendisini göstermişti "demek beni karşılamaya geldin ha? Ne kadar incesin" dedi alayla. "Umarım istediğimi bana vermeye hazırsındır, prenses" dedi yaklaşırken. "Sana verecek birşeyim yok" dedim yutkunurken. "Ah öyle mi?" dedi yaklaşırken "kendinden çok eminsin bakıyorum. Neye güveniyorsun bu kadar?" diye sordu "kendime" dedim kesseganımı aktifleştirirken. "Unutma kendi gücüne çok güveniyor ve seni zayıf biliyor. Kendini geliştirdiğinden habersiz" "pekala o zaman dövüşümüz başlaya bilir" dedi pozisyon alırken. Tekmeleri ile saldırıya geçmişti. Kollarımla hepsine engel oluyordum. Tekme atma aralığı daha da kısalınca "ninpo: Doku no aru iki" diyip zehirli ve asitli nefesimi yüzüne üfledim. Hemen geri çekilmişti. Dikkatinin dağılmasını kullanıp doton kullanarak zemini parçaladım sonra ise yoton kullanarak lavları üste çıkardım. Haraket alanını daraltmam lazımdı. "Mükemmel Susano'o" dedi ve etrafını zırhı kapladı. Onun zırhı varsa ben de yoton zırhımı yaparım. El işaretlerini yaptıktan sonra vücudum lavlarla kaplandı. "Bu numaralarını bildiğimi biliyorsun değil mi? Bu kadar mı elinden gelen?!" diye bağırdı. "Kessegan:shikei!" dedim susano'oyu arkadan vurarken. Omurgasına vurunca sarsılmıştı. "Doton: doryuso!" diyince toprakdan yükselen mızraklar her taraftan onu bloklamıştı. Susano'oyu yok edince üstünü temizledi "etkileyici" dedi. "Katon: gouka mekkyaku!" diyince o katon tekniğini kullandığını anlamıştım. Köyü yerle bir etmemesi için doton duvarı beni yakmaması için ise hiboshi tekniğini kullandım. Tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu. "Kendini tutuyorsun. Herşeyinle saldır bana!" diye bağırdı yeniden susano'oyu oluştururken "kage bunshin no jutsu" diyince bir kopya oluşturmuştu. Harika birisi ile daha başa çıkamıyorken iki kişi oldular! "Chakrası da ikiye bölündü değişen birşey yok. Korkak gibi savunma yapmayı bırak ve saldır!" diye bağırmıştı iblis. Nefesimi düzene soktum. Madem ölümsüzüm kinjutsu (yasak jutsular) kullanalım o zaman "Ninpo: Hinokokyū" dedim. Ciğerlerimdeki oksijenin yerini ateş aldı. Yavaşca ateş solurken hızımı aldım ve ona saldırdım. Susano'onun kılıcı ile beni vurmak istedi ama kolumla onu durdurdum. Temsadan bir kaç saniye sonra ateş patlaması onu geri atmıştı. "Ninpo: Kasai no bakuhatsu!" dediğimde bedenimde dolaşan kanın yerini alev aldı. Ona taijutsu ile saldırdım. Her darbe peşinden ateş getiriyordu. "Çok iyi bunlar çok iyi!" diyordu. Katanasını savurunca bir kaç adım geri geçip mesafeyi açtım.
-Tobirama Senju-
5 kage toplantısı devam ediyordu. Sonra ise samuraylardan biri apar topar içeri daldı. "Bu ne saygısızlık!" dedi Tsuchikage "Madara Uchiha Konoha'ya saldırdı!" diyince gözlerim kocaman açılmıştı. Hemen ayağa kalktım "biz de geliyoruz!" dediler diğer kageler. Hiraishin tekniğini kullanmak için mesafe fazla uzaktı. Hızla orayı terkettik. "Kesin Saerin için geldi. Bizim yokluğumuzu biliyordu!" dedim hızla ormanda ilerlerken. "Onun için endişelenme. Saerin kendi başının çaresine baka bilir" dedi Shinmon "nasıl bu kadar rahat ola biliyorsun? Kız kardeşinin Madara karşısında hiç bir şansı yok" dedi Kazekage. "Hayır yanılıyorsunuz. Saerin kimsenin bilmediği kadar kinjutsu biliyor. Eminim onları kullanarak onu durduracaktır" dedi Shinmon sakinlikle. "Kinjutsu mu!" dediler hepsi aynı anda. "Oi oi o nedir!" dedi Mizukage. Karşıya baktığımızda meteora benzer birşey vardı. Sonra ise onun üzerinde bir kılıç oluştu. "Bu da ne be!" dedi Tsuchikage. Kılıç meteoru ortadan ikiye ayırmış sonra ise küçük parçalara bölmüştü. Bu jutsuları Saerin mi yapıyor?
-Saerin Satori-
"Tengai Shinsei" diyince köyü tamamen yok ede bilecek büyüklükte bir meteor oluşturdu. "Bunun için bir çözümün var mı? İçinden sen sağ çıka bilirsin ama diğerleri o kadar şanslı olmayacak" dedi. "Kami no yari" dediğimde aynı büyüklükte bir kılıç oluşturup küçük parçalarına ayırdım onu. "Ninpo:hiboshi!" diyip taijutsu darbeleri ile saldırdım ona. Benden iyi olsa da pek başarılı değildi taijutsu da. "Katon!" diyip yüzüme üfledi ama durmadım. Ne de olsa iyileşirdi ve ben ölümsüzüm. "İşte bundan bahsediyorum" dedi heyecanla.
Aramızdaki taijutsu mücadelesi ninjutsu eşliğinde biraz daha devam etti. Karnımda hissettiğim sıcaklıkla afalladım. "Etrafına pek dikkat etmiyorsun prenses" dedi. "Hamle yapma ona kazandığını düşündür ve bileğindeki katanaların birini kalbine diğerini boğazına sapla" dedi. Metal sıvı dudaklarımdan süzülmüştü. "Saerin!" diye Tobirama'nın sesini duymuş gibi oldum. Madara'nın omuzunun üzerinden baktığımda buraya doğru koşuyorlardı. "Bak sevgilin de gelmiş" dedi. Dikkatinin dağılmasını kullandım. Sağ elimi sol omuzuna, sol elimi ise boğazına yerleştirdim "kurtulmayı mı deneyeceksin?" dedi katanayı içimde çevirirken. "Hayır" dedim ve bileklerimde derimin ve kasların altında sakladığım katanaların dışarı çıkmasına izin verdim. Biri kalbine biri de boğazına saplanmıştı "hyoketsu" diye fısıldadım "s-sen-ne?" diye bilmişti sadece geriye düşerken. Diğerleri buraya yetişmişti "S-Saerin!" dedi Tobirama yüzümü avuçlarken. "Ben Satori prensesi, son kessegan kullanıcısı Saerin Satori, Madara Uchiha'yı yendim!" dedim kan öksürürken. Shinmon bana işte benim kızım bakışları atıyordu. Diğer shinobiler ve kageler hayret içindeydi.
-üçüncü kişiden-
Olanlardan 1 hafta sonra Saerin ve Tobirama evlendi. İkisi birlikte sorunsuz hayatlarına devam etti. Madara'nın ölümü sonrası Konoha ve diğer uluslarda barış devam etti.
SON💠 bir hikayenin daha sonuna geldik. Umarım okumaktan keyif almışsınızdır. Oylarınız ve yorunlarınız için önceden teşekkür ederim! Sevgiyle kalın<3
Diğer Tobirama hikayem "Academic Rivals"ı okuya bilirsiniz isterseniz^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heavenly eyes | Tobirama Senju x Oc
Fanfiction"O gözler ilahi mi yoksa lanetli mi bilmiyorum. Bildiğim tek şey onlarda kaybolduğum" Enemies to lovers trope Tobirama Senju fanfic. tüm karakter hakları Masashi Kishimotoya aittir. tüm görsel hakları yaratıcılarına aittir.