Chan üstünü giyinmiş ve Seung ile birlikte evden çıkmışlardı. Taksi çevirip bindiler. (Yani siz düşünün bu 1 hafta içinde yemediler içmediler taksiye yatırdılar skzkskzkskzk) Chan yola dalmıştı. Seungmim arada göz ucuyla ona bakıyordu. Aralarını düzeltmesi onu gerçekten mutlu etmişti. Tabi bir daha kimseden zorbalık görmeyeceğini düşünüyordu.
Taksiden inip Chan'ın evine girdiğiklerinde üç genç dik dik Seungmin'e bakıyorlardı. Chan elini kolunu sallayarak salona girdiğinde Seung'da peşinden ilerledi. Ama tam giremeden Minho kolunu tuttu ve girdiği gibi onu ordan çekti. Chan büyük ihtimalle bunu fark edememişti. Bi anda genci duvara yaslayıp çenesinden sıkıca tuttu. Sessizce konuşmaya başladı.
" Bir daha Chan'a yaptığın şeyleri tekrarlarsan var ya, herkesi unut."
Çenesini savurarak bıraktığında o da salona girdi. Seung ise girişte kaldığı sürede derin derin nefesler aldı. Sonrasında yavaşça salona girip Chan'ın oturduğu ikili koltuğa oturdu.
Büyük bir sessizlik vardı. Seung gözünü salonda dolaştırıyordu. Masadaki telefonlara bakmıştı. Bi anda büyük sessizliği yavaşça konuşarak bozdu.
" Sey Felix ve Han'ı arayabilir miyim?"
Hyunjin burnundan gülerek Seungmin'e döndü.
" Çok mu özledin arkadaşlarını?"
"Hmhm"
" Gel bak ben seni götüreyim yanlarına."
" Ne, gerçekten mi?"
" Tabi, takıl peşime. "
İkisi ayağa kalktı ve gençlerin bulunduğu odaya ilerlediler. Tabi Seung'un onların burda olduğundan haberi bile yoktu. Hyun kapıyı açtığında Seung'u içeriye doğru yavaşça çekti. Seung onları o halde ve ve ve yanlarında Jeongin'in deolduğunu görünce ağzı beş karış açılmıştı.
" Onları sen çözersin. Çözünce salona gelin."
Kapıyı kapatıp çıktığında Seung hızlıca yanlarına gidip onları çözmeye başladı. Bir yandan da konuşuyordu.
" Ya siz buraya nasıl geldiniz? Hadi siz ikiniz, sizi anladım da Jeong sen ne alaka??"
Jeongin gülmeye başlamıştı. O gülünce diğerlerine kendini tutamadı ve güldü. Gençler gülerken Seung anlam veremedi ve boş boş onlara bakmaya başladı. Han gülmesini yavaş yavaş doldurup Seungmin'e baktı. Yüzünde bir kaç yara ve morluk olduğunu görünce sandalyesinden kalkıp gencin yanına gidip yüzünü inceledi.
" Nasıl oldu bunlar?"
" Bosversene."
" Ne demek bosversene, yunrugum kadat morluk var mk!"
Han yumruğunu göstererek örnek verdi. Seung ise kapıya doğru ilerledi.
"Hadi salona çağırdılar. Gidelim."
Gençler salona girdiklerinde yavaşça yerlerine oturdular. O gece full konuştular yanlışlarını düzelttiler ve en önemlisi yavaş yavaş aralarındaki samimiyet artmış gözüküyordu. Çünkü sorunlar çözülünce böyle şeyleri görmek çok normaldi. Chan ve Seung hala o konudan sonra pek konuşmasalarda Chan'ın gözü sürekli Seung'un üstündeydi. Mutlu gözüküyorlardı. Tabi bu mutluluk bakalım ne kadar sürecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorbam [Chanmin]
Fanfiction{DÜZENLENİYOR} "Oyuncağımın izinsiz alınmasından hoşlanmam."