Gözüme gözükme

75 23 18
                                    

Telefonu elime aldım. Kendisini paylaşmıştı, ilk defa. Çok yakışıklıydı. Şarkı koymuştu ve evet belli ki gönderme yapıyordu.

~Yeah you can star over, you can run free

~You can find other fish in the sea

~You can pretend its meant to be

~But you cant stay away from me

Barbara: Umarım şarkıda dediği gibi uzaklaşamazsın.

Telefonu masaya vurdum.

Carmen: Ya anlamıyo musun ne kadar yakınlaşırsak o kadar kötü.

Taylor:, Tamam, tamam sakin ol.

Denizi izlemeye başladım.

Carmen: Anlamıyorum , ne yapabilirim benden uzak durması için. Aldattığımıda düşünüyor yine de yok.

Taylor: Kızlar susun

Carmen: Noldu

Taylor: Tom ve Bill yan masaya oturdu.

Lina: Hay anasini

Carmen: Bakmayin sakın,

...

Carmen: Taylor

Taylor: Efnedim

Carmen: Bakıyor mu

Taylor: Hemde nasi

Lina: Oglum Bill yakindan cok daha cekici

Carmen: Ayarlardim da gecti.

Barbara: Of susun duycaklar simdi.

Carmen: Hala bakiyor mu.

Taylor: Bakiyor.

Telefonum çaldı.

Taylor: Kim arıyor.

Kızlara tek tek baktım.

Barbara: Söylesene.
Dedi ve telefonuma uzandı.

Barbara: JASON!

Lina: NEY

Carmen: Bağırma!
Tom ile gözgöze geldim hemen önüme döndüm

Taylor: Açsana açsana, hoparlöre al.

Carmen: Lavuğa bak sardı bizi aga ya

Lina: İDBFOSNDOENDOSMD

Hoparlore aldim
Carmen: Efendim Jason

Jason: Üstünde ne var
Hemen hoparloru kapattim ve kulagima dayadim.

Taylor: OHA

Lina: YUH BE JASON PAT DİYE GİRİLİR Mİ.

Carmen: Ayı, dışarıdayım.

Jason: Kızlar duydu mu

Carmen: Duydu tabi

Jason: Duysunlar ne olucak, yakında sevgili olucaz zaten.

Carmen: Ahah benim bundan haberim var mı?

Jason: Artık var.

Lina Taylor ve Barbara karşımda bana imalı imalı bakıyorlardı, kalktım. Kalkarken Tom'un bana baktığını fark ettim ama bakmadım. Az ileriye gittim orda konuştum.

Carmen: Neden aramıştın.

Jason: Uzaklaştın mı sen.

Carmen: Uzaklaştım arkadaşlarımdan evet.

Jason: Ya yerim seni , benimle konuşmak için.

Carmen: Kudurdular ondan, söyle artık.

Jason: Sesini duymak istedim.

Carmen: Duyma.

Jason: Duydum.

Carmen: İyi baybay

Jason: Ay dur ya, ne zaman eve geçiceksin?

Carmen: Neden ki

Jason: Bana gel.

Carmen: Yorgunum.

Jason: Ben dinlendiririm seni.

Carmen: Of arkadaşlarımın yanına dönmem lazım, Babay.

Jason: Tamam sevgilim.

Carmen: Sevgilin falan değilim sus.

Jason: Öylesin

Carmen: Yoo

Jason: Neden benimle konuşurken sırıtıyosun o zaman.

Carmen: ....

Jason: İşte böyle yakalarlar.

Carmen: Aptalın tekisin.
Dedim ve telefonu kapattım arkama döndüm ve dibimde Tom'u gördüm. O kadar yakındık kı ellerim gögüsüne değdi. Bana donuk bir suratla baktı. Kafası dikti gözleri aşşağıya , yani bana bakıyordu. Tam ağzını açmıştı ki, onu ittirip masaya doğru yürümeye başladım. Arkamdan seslendi, soğuk ve itici bir sesle.

Tom: Carmen!

Carmen: Gözüme gözükme.
Arkama dönmeden ve yolumdan şaşmadan söyledim. En sonunda oturdum ve gözlerimi açıp derin bir iç çektim.

Lina: ABİ GÖRMELİYDİN

Carmen: Neyi

Barbara: Bu hâlâ sana aşık.

Carmen: Neyi görmeliydim?

Lina: Sen kalkıp gittiğinde bir bakışı vardı.

Taylor: Yanımıza-

Lina: Yanımıza geldi sordu kiminle konuştuğunu

Taylor: Ay aman Lina, en heyecanlı sensin tamam.

Carmen: Yüzsüz.

Lina: Ne dedim ben şimdi ya.

Carmen: Cidden gelip sordu mu?

Barbara: Evet, bizde bilmiyoruz yeni flörtüdür dedik. Gerçi Taylor dedi. Taylora kötü kötü baktı sonra yanına geldi, çoğu konuşmanızı dinledi bu arada.

Carmen: Jason'un ne dedigini duymamıştır. Telefonun sesi kısıktı.

Taylor: Ama seni duydu.

Carmen: Duymuştur amk dayıyordu bildiğin.

Lina: Sus geri geldi.

Tom masasına oturdu, bana kitlenmişti ama ona bakmıyordum... Omuzumda bir el hissettim...

Kısa oldu , bugun bir tane daha paylasirim AYRİCA BUGUN BEBİSLERİMİN DOGUM GUNU AAAYAY.
Yıldızı parlatın..

Everything Was A Lie (pale moonligh2)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt