Her kayboluşun izleri kalır. En derinlerinde. Yüreğinin saklı deryalarında.
Kayboluşların ardından bir süre yolunu bulamazsın. Mevsimlere kapılır, gökkuşağına aldanırsın.
Hüzünlü anılardan kaçıp, bir sığınak ararsın. Yalnızlığın seni daha fazla koynunda ağırlamasını istemezsin.
Ama ebedi başarı gerçekleşmez.
Karanlık seni yutmaya başlar.
Bir kayboluş, bir yok oluş.
Cesetleşmiş şehirler, gömülü duygular...
Şu saniyelerde gönlümü tahrip eden, bir vebaymışcasına her zerreme yayılan kinime mani olamıyordum.
Yatakta yarıçıplak vaziyette uzanan ve aralık dudakları arasına aymazca sigarasını yerleştirmiş olan kadın sebebimdi.
Ona doğru vardım. Yüksek telden nükseden yıkım sinirim damarlarıma sızmış beni alt etmekle meşguldü. Elim ayağım titriyordu hissettiklerimin yoğunluğundan.
Umursamazca son derece sesli bir şarkı açmış, mırıltıyla o şarkıya eşlik ediyordu. Fütursuz, lakayıt...
Tam önünde durduğumda sislenen bakışlarımla sigara tutan eline sertçe vurdum. Bu darbem sonrası sigarası üzerine düştü, kapalı gözleri anlık gafletle açıldı.
Davranışım karşısında şaşkınlık kaftanını geçirmişti üzerine. Hırslanmış bir ateşe esir düşmüştü.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen, saatin farkında mısın? Etrafa rahatsızlık veriyorsun!" Ağrıyan başımı kısa bir an ovalayarak boğazımı tahriş edecek kadar çok bağırdım.
Henüz gün yeni doğmuş sayılırdı. Saat 07.00'yi gösteriyordu. Sabahın köründe şehir medeniyetinden uzak haller sergilemesi katlanılmazdı.
"Oturup keyif sigarası içmek yasak mı? Ne var bunda canım." Karşımdaki kadının tek kusuru buymuşçasına davranışlar sergilemesi beni hırpalıyordu.
Sakinlik kanımı terk ediyordu.
"Sence buradaki sorun sigaran mı?Sabahın seherinde bu kadar yüksek sesli şarkı dinleyerek insanları rahatsız ediyorsun sonra ev sahibine şikayet ediyorlar. Senin yüzünden adamla papaz oluyorum!"
Hafifçe olduğu yerde dikildi. Açılan geceliğini düzeltti. Teninin gözüken kıvrımlarında yer edinmiş koyu mor halkalar vardı. O mor halkaları süzdüm ilk olarak hemen arkasındansa bakışlarım komidinin üstündeki paraya kaydı.
Alaylı bir gülüş, hançer keskinliğinde sırtıma batan hatıralar...
Ellerimi belimin iki yanına yerleştirdim. Dudaklarımı ısırdım kederle. Kirpik uçlarım bile ağlamaya çok yakınlaşmıştı. Kalbim kasılıyordu kıyamet günüymüşçesine.
Yapmadım, ağlamadım. Alayla gülmeyi sürdürdüm. Maskemi taktım.
"Hiç değişmeyeceksin öyle değil mi? Biraz bile. Boşuna uğraşıyorum, boşuna kendimden ödün veriyorum. Boşuna düzelirsin diye umut ediyorum. Hep boş yere, bir hiç uğruna."
Adımlarımı sıkılaştırarak komodinde ki parayı hınçla avuçlarım arasında ezdim. Hasılatına dokununca çabucak yatakta dikildi, bana uzanarak parasını kurtarmaya çalıştı.
"Ver şunu!"
"Günlüğün bin TL mi? Şu lanet olası bin TL için mi hiç tanımadığın adamlarla birliktelik yaşıyorsun? Şunun yüzünden mi kızının bulunduğu evde onların altlarına..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rahel Tutkusu +21|Arkadaşımın Babası
Romance"Tanrı yardımcım olsun şahmelek. Aksi taktirde aşkının büyüklüğü karşısında aklımı yitireceğim..." ~ Not: Hikayede fazlasıyla cinsellik ve yaş farkı olacaktır lütfen değer yargılarınız ile uyuşmuyorsa okumayın! Not: Hikayemin tüm hakları saklıdır. 5...