IX

2.8K 143 113
                                    

Başına gelenleri anlamayan Alisa oturduğu koltuktan ayaklanarak karşısındaki adama isyan eder gibi söylendi: "Siz neyin peşindesiniz? Bu saçma sapan oyun ne zaman bitecek? Lütfen bırakın beni evime gitmek istiyorum."

"Sen laftan anlamıyorsun galiba, sana otur şuraya dedim!"

Alisa Araf'ın hiç oralı değilmiş gibi dinlememesine sinirlendi: "Dünya sizin etrafınızda dönmüyor, ben sabahtan beri buradayım. Sizinle uğraşmaktan yoruldum. Saat geç oldu ve artık evime gitmek istiyorum. Sabaha kadar başınızda duramam!"

Adam kaşlarını kaldırarak sordu:
"Nedenmiş o?"

"Çünkü beni merak eden bir ailem var. Sevdiğim insanlar var."

Elindeki silahı kısa bir süreliğine indirip arkasına yaslanan Araf kendinden emin bir ses tonuyla cevap verdi: "Doğru, insan mezar ziyaretini sadece bayramlarda yapmamalı.."

"Ne demek istiyorsunuz açık konuşun?"

"Bana yalan söylediğini biliyorum. Seni merak eden bir ailen falan yok. Sevdiklerim dediğin insanlardan nefret ediyorsun. Ailen dediğin herkes öldü. Geri kalanları ise hayatına kaldığı yerden devam ediyor zaten seni çok da umursadıkları söylenemez... Her neyse şimdi oyuna başlayalım!"

Alisa şok olmuş bir ifadeyle Araf'a bakıyordu. Bu adam ailesinin öldüğünü nereden biliyordu, daha doğrusu bunu kimden öğrenmişti? Düşüncelere dalan kız duraksadı.

"İlk tur senin, al bakalım!" Diyerek silahı Alisa'ya uzattı.

Elleri titreyen kız, başını hayır anlamında sallamakla yetindi. Tepki vermiyordu ama korktuğu yüzünden belliydi. Onun bu hâline sinirlenen Araf tekrar uyardı:
"Al şunu dedim!"

Kız, emiri sorgusuz yerine getirmek ister gibi silahı hızla Araf'tan aldı. Alisa silahı öyle bir tutuyordu ki neredeyse elinden yere düşürecekti.

"Hadi biraz hızlı ol! Böyle yaparsan sabaha kadar burada kalacaksın. Tetiği çektiğin ân, sıra bana daha çabuk gelecek ve oyun kısa sürede bitecek. Oyun bittiğinde sen de evine gideceksin."

"Çok mantıklı bir şey söylemiş gibisiniz, bunu sıkarsam evimden önce başka bir yere gideceğim."

Sinirden kızın ne dediğini anlamayan Araf:
"Nereye gidecekmişsin?" Diye sordu.

"Tahtalı köye nereye olacak! Ölümle oyun mu olurmuş!"

"Çok zor değil, alt tarafı tetiği çekeceksin."

"Dalga mı geçiyorsun yoksa ciddi misin çözemedim? Bunu yapınca eline ne geçecek gerçekten merak ediyorum?"

"Gökay'ın önerisini dinleyip benim lafımı çiğnediğin için bir cezayı hak ettiğini düşünüyorum."

"Sen insanları hep böyle mi cezalandırırsın, yoksa bu bana özel bir şey mi? Daha kötü bir yemekte yapabilirdim. Hem sarma çok da güzel olmuştu. Tadına bile bakmadın. Eminim istediğin yemekten daha güzeldir. Alt tarafı bir sarma yani niye bu kadar aşırı tepki gösteriyorsun?"

"Neden tepki gösteriyorum öyle mi? Ben senden başka bir yemek yapmanı isterken, sarma yaptığın için olabilir mı? Mantıklı bir açıklama yapmadığın yetmiyormuş gibi bir de sürekli konuşuyorsun!"

Tartışma devam edecek gibiydi. O yüzden kız yorulmuştu.

Kısa bir sessizlik olunca sordu:
"Silahı bırakabilir miyim Araf Bey?"

Kesin ve net bir cevap verdi:
"Hayır önce tetiği çekeceksin!"

Alisa silah elinde olduğu için korkuyordu bir bahane bulup bu durumdan kurtulmalıydı. En kötüsü ise aklına bahane edecek bir şey gelmemesiydi.

Gölgene Bile Acıma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin