1943- Paris |Fransa|
Sarayın önünde öylece duruyor, içeri girip girmemek konusunda içinde bir savaş veriyordu.
Canı daha önce hiç yanmadığı kadar yanıyordu. Bu hayattaki en zor şey umut ettikten sonra, yıkılan hayallerin parçalarını hala içte taşımaktı.
Keşke insan kendi kaderini seçebilseydi...
O zaman kalbinde taşıdığı adamı da alır çok uzaklara giderdi.
Tüm bu insanlardan uzağa.
Onlar kalp hakkında hiçbirşey bilmeyen acımasızların tekiydi.
Andre Gaulle
O bu hayatta tanımış olduğu en zalim insandı. Kendi karısını, çocuklarının gözlerinin önünde yıllarca, yavaş yavaş öldürmüştü. Bir kere... bir kere olsun kızlarının saçlarını bile okşamamıştı.
Bu hayatta bildiği tek şey; Politika, güç ve paraydı.
O kalple ilgili hiçbirşeyden anlamayan zalimin tekiydi.
Fransa'nın "adil" yöneticisi Andre Gaulle.
Kimse onun gerçek yüzünü bilmiyordu.
O gece öz kızını ölümle tehdit ettiğini kimse bilmiyordu...
Kendi borçlarını ödemek için kızını zorla bir politika evliliğine zorladığını kimse bilmiyordu.
"Bayan Gaulle, gelmişsiniz efendim."
Arkasından gelen sesle döndü.
Üniformasından bir asker olduğunu anladı. Artık istese de kaçamazdı."Kapıyı açın."
"Peki efendim buyrun."
Aklı gitmemesi gerektiğini söylese de ayakları gözlerinden dökülen yaşlarla birlikte ilerliyordu.
Babasını tanıyordu. Ne kadar Bay Lois'le mutlu bir hayat yaşayacağı ihtimalini düşünse gerçekler yüzüne tokat gibi çarpıyordu.
Sonları ancak ölüm olurdu...
Onların kalpleri birbirileri için atıyorken, bir araya geldiklerinde atamayacak olması ne kadar adildi?
Her adımda ruhundan bir nefes daha veriyordu sanki gökyüzüne...
Ve nihayet,
Bitti acı veren rüzgar."Vay vay vay demek ayaklarınla geldin ha."
"Siz de biliyorsunuz ki şansım olsa bunu asla yapmazdım. Buranın bir cehennemden farkı yok bana.
... Sayenizde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Encore | Taelice
Romance"Bir gün yeniden doğsam bile yine seni bulacağım sevgilim." "Dünyanın öbür ucunda olsan bile."