19. bölüm."KARADENİZİN DESTANI"

49.2K 1.4K 184
                                    

Hepinize merhabalar!

Nasılsınız bakalım? Ben çok iyiyim. Artık her şey yolunda gitmeye başladı çok şükür.

Düğünümüze de çok az zaman kaldı. Gerçekten bir sonraki yeni bölüm için heyecanlıyım. Umuyorum ki sizde benim gibi heyecanlısınızdır.

Hadi çok uzatmadan geçelim o zaman yeni bölüme. Oy atıp, yorum yapmayı unutmayın.

Bu yazar sizi seviyor! 🤍🦋

Bu yazar sizi seviyor! 🤍🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonunda Rize'ye gidiyoruz. Koca bir hafta sonunda geçip gitmişti ve hepimiz toplanıp Rize için hazırlıklarımızı görmeye başlamıştık.

İçimde heyecan vardı. Bu heyecan tatlı bir heyecandı. Sıkıntım yoktu, aksine içimi kaplayan bir huzur vardı. Sanki yeniden doğulmuş gibi, hiç derdim tasam kalmamış gibi.

Bazı dertler bir ömür insanın boynunda yük olarak kalmaya devam eder. Ne kadar kaçıp kurtulmaya çalışsan da o, yükü bir türlü sırtından atamazsın. Öyle dertlerim vardı. Çözülmeyecek gibi görünüyordular ve canımı her defasında yakmayı başarıyorlardı. Şimdi o, dertlerim benim peşimi teker teker bırakmış gibi. Eskiden boğuluyordum, şimdi nefes aldığımı hissede biliyorum.

"Melis, hadi ama gecikeceğiz!"

"Tamam be patlama!" Üç saattir patlamadığıma dua etmeliydi.

"Üç saat oldu! Üç!" Diye bağırdım.

Melis ve Ahmet abi de bizimle birlikte Rize'ye geliyordu. En yakın arkadaşım olmadan o, düğünü yapamam tabi ki! Trajikomik bir şey olur o. Ahmet abini Murat davet etmişti. Melis Ahmet abi olmadan bizimle birlikte gelemezdi. O yüzden böyle bir çözüm yolu bulmuştuk.

"Geldim, geldim."

"Sonunda!" Gözlerimi devirip kapıya ilerledim.

"Kız bavula yardım etsene!" Odadan çıkardığı iki büyük bavula baka kaldım. Sadece günlüğüne gidiyoruz!

"Sence de abartmadın mı?" Dedim tek kaşımı kaldırıp.

"Bunlar bana az bile!" Diye çıkıştı Melis. Bu kız gerçekten deliydi. Annem doğru söylüyor, bunu bir hastaneye yatırmamız gerekiyor.

"Üç gün kalacağız, Melis. Üç gün o kadar elbisenin hepsini giyinecek misin?" Pembe bavulu alıp kapıya yöneldim. Sanki içinde insan ceseti vardı. Bu ne kadar da ağırdı böyle?

"Sen ne anlarsın zaten! Bıraksam," sarı bavulunun kapağını zar zor kapamaya çalıştı. "Yüz gün aynı elbiseyi giyersin sen!" Bavulun kapattıktan sonra nefes nefese ayağa kalktı. Ellerini beline koyup bana gülümseyerek baktı. "Neyse ki, benim gibi bir arkadaşın olduğu için şanslısın."

"Yürü, Melis, yürü!" Diye söylene söylene kapıdan dışarı çıktım. Melis hemen ardımdan hızlıca çıkıp kapıyı kilitledi. Ahmet abi ile havaalanında görüşecektik. Murat ve ailesi, aynı zamanda annem ve babamda bizi bekliyordu. Çok geç kalmıştık. Melisin hazırlanma süresi üç saatimizi almıştı. "Senin yüzünden geciktik işte!"

KARA MURAT | Mahalle SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin