X

2.6K 134 109
                                    

Alisa hâlâ tetiği çekmemeye diretiyordu, saniyeler dakikaları kovaladıkça adam, kızın bu davranışlarından sıkılmaya başladı.
"Uykum geldi." Dedi.

Bu cevaba ne diyeceğini bilemeyen Alisa: "Ben ne yapabilirim Araf Bey, koskoca insansınız size ninni söyleyecek değilim."

Kaşlarını çatmış olan Araf, tehditkâr bir sesle: "Sen dersini almamışa benziyorsun!" dedi.

"Ders verme şekliniz zorla Rus ruleti oynatmak mı?"

"Diğer ders çeşitlerini hemcinslerime yapıyorum. Ne kadar şanslı olduğunu bir daha düşün istersen?" Diyerek koltuğa biraz daha yayıldı.

Alisa pes etmişti.
"Tamam, ağanın eli öpülmez. Özür dilerim, siz Paella isterken benim sarma yapmam biraz saçma, hatta gereksiz olmuş olabilir ama..."

Araf karşısında sonunda pes etmiş kızı görünce zafer kazanmış gibi gülümsedi ve kızın söylediğini tekrarladı:
"Ama ne?"

"Daha önce de söylediğim gibi ben, o yemeği yapmadığım için pişiremeyeceğimden ya da sizin beğenmeyeceğinizi bildiğimden yapmadım. Hatalıyım, suçumu kabul ediyorum. Bir daha asla böyle bir şey yapmayacağım." Dedi.

Yüzünde memnun olmuş bir ifadeyle Araf'ın baktığını gördü:
"Ha şöyle yola gel bakalım, sonunda yaptığın saçmalığı anlayabildin!"

Her şey bu kadar kolay mıydı, diye mırıldandı kız kendi kendine.

"Yüksek müsaadenizle ben artık gideyim." gülümseyerek koltuktan kalktı. Oyun bitmiş gibi görünüyordu. Silahı yavaşça orta sehpaya bıraktı. Yüzüne tekrar yalancı bir gülücük yerleştirdi.

Araf eliyle kapıyı gösterip "Tabii, müsaade senin..." dedi.

Kız kapıya kadar gitti. Arkasını dönüp salonda oturan Araf'a baktı ve yüksek sesle:

"İyi geceler Araf Bey." dedi.

Adamın duymaması imkansızdı ya da bilerek umursamıyordu, bir daha seslenme ihtiyacı da duymadı.

Alisa kapıyı kapattıktan sonra bir süre orman yolu boyunca yürüdü. Araf'ın evi şehir dışında ormana yakın bir yerdeydi. Karanlıkta yoluna devam etti. Saat geç olduğundan in cin top oynuyordu. Her an bir yerlerden biri çıkacakmış gibi hissettiren ormanda tek başına yürüyen kızın kalbi hızla çarpıyordu. Kız adımlarını hızlandırdı ve ormanda yankılanan hayvan seslerinden kaçmaya çalıştı.

Duyduğu hayvan sesleri artmaya başlayınca daha çok korktu. Hızla yürümeye devam etti. Uyumayan yaratıkların ortaya çıktığı bir zaman diliminde bulunmaktan rahatsızdı. Gecenin bu vaktinde, bu ıssız yerde taksi bulmanın zor olduğunu bildiğinden bir ân önce eve dönmek istedi.

Durağa geldiğinde birkaç köpeğin orada durduğunu gördü. Havlamaya devam eden köpeklerden korkup hızla gerisin geri Araf'ın evine doğru koşmaya başladı. Evin ışıklarını görüyor ve giderek yaklaşıyordu. Kapının önüne geldiğinde zili birkaç kez çaldı. Alisa kapıyı hızla çalarken, içindeki endişe giderek artıyordu.

Araf kapıyı açınca Alisa açıklama yapmak yerine hemen içeri girip kapıyı kapattı. Kız kapıya sırtını vermiş nefes nefese kalmıştı ve heyecanla konuşmaya başladı:
"Bu gece burada kalabilir miyim?"

Araf, kızı incelemeyi bırakıp kararının kesin olduğunu belirten bir ifadeyle kaşlarını çattı:
"Hayır, çık dışarı!"

Hayır cevabını alan Alisa, çok üzülmüştü fakat vazgeçmeyerek şansını bir kere daha denedi: "Lütfen Araf Bey gerçekten sizi rahatsız etmem."

Gölgene Bile Acıma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin