Bölüme geçmeden önce oy vermeyi unutmayın.
Onlar bizim için oyuncaktı. Biz onlar için neydik?
4.Mahpare koruyucusu Lâlin Roza Ilgın.
'SADECE OYUNCAK'
Elimin incelediği kan izini sildim. Bundan kimseye bahsetmemekle karar verdim.
Çünkü beni yanıltmış olabilirlerdi. Buna izin vermemeliydim.Son kalan kan izinide sildikten sonra bezi kovanın içine attım ve ayağa kalktım. "Bitti!" diye bağırdım Berke'ye bakarken.
"Aferin Lâlins dünyayı kurtardın, tebrik ederim" diyerek elleriyle alkış yaptı. Tebessümü mi yüzüme yerleştirerek kendime alkış yaptım.
"Nida!" diye bağırdım. Mutfaktan yavaş adımlarıyla çıkıp salona doğru geldi. "Efendim?" diye sordu. "Yemek yaptın mı?" diye sorduğumda başını olumlu anlamda salladı.
Koşarak sarıldım ve "ne yemek yaptın?" dedim. "Kellepaça yer misin?" dediğinde yüzümü buruşturdum. "Şaka şaka ezogelin çorbası yaptım." dediğinde ondan ayrıldım ve mutfağa koşarak tencereden tabağa bir kepçe çorba koydum.
Elimde kase ve kaşıyla salona geldim. Berke ve Kıvanç'ın arasına oturduğumda ikisinin de bakışları çorbaya kaydı.
İkisi de en çok bu çorbayı seviyordu. Yanlarında bir kaşık alarak iştahla "ohh,mis mis" dedim.
İkisinin de bakışları yüzüme kayınca aynı anda " insan bize de sorar" dediklerinde ilk ne olduğunu anlamadım ama elime baktığımda kase yoktu ve Berke kaşık kaşık yiyordu.
"Berke!" diye bağırıp bacağına vurdum. Beni taklit ederek "ohhh, mis mis kıvançtutlutuğcum sende ister misin? " dedi. Kıvanç başını salladığımda gözlerimi pörtleterek mutfağa tekrardan girdim.
Aren, Nida ve Beste kahve içiyorlardı. Hem de en sevdiğimden. "Bugün bana mı oynuyorsunuz?" diye bağırdım.
Beste kafasını iki yana sallarken
"Hayır sana öyle geliyor" dedi. "Çünkü oynamıyoruz" dil çıkardığında salona doğru kaçtı.Onu kovalamaya başladıktan sonra koltuktaki Kıvanç'ın arkasına saklandı. Kıvanç anlamaz bakışlarda bir ona bir bana bakıyordu.
"Beste çık oradan!" diye bağırdım beni dinlemiyerek Kıvanç'ın tam arkasına geçti. Nefes nefese solunurken Kıvançtan yardım dilendiğini anlamıştım.
Kıvanç'ın sesi ortaya çıktığında başımı ona doğru çevirdim. "Lâlin abartma." Kıvanç'ın söylediği her kelime kalbimin ağrımasına neden oluyordu. Kalbim sıkışıyor içindeki parça hareketleniyordu.
Bulunduğum konumdan doğrularak ayağa kalktım ve uzun süre sessiz kaldım.
Daha sonrasında ağzımımı aralayarak "Yarın için planlarınızı iptal ediceksiniz." dedim.
Hepsi bana bakarken işleri olduğunu anlamış olsamda yarınki görev önemliydi. Mahur ağzını açtım konuşmak için ama onu susmasını sağlayarak " Maalesef iptal ediceksiniz kesin emir yarın görev var ve göreve gideceğiz." diyerek merdivenlerden yukarı doğru çıkıp odama girdim.
Panoma astığım kişilere doğru bakındım. Tam ortadaki kişi bütün kapıların çıktığı yerdeydi. Timur tam ortadaydı. Diğer kişiler bizi ona götürecek oyuncaklardı.
Sadece oyuncak.
İlk oyuncağımız yarınki görevimiz olan bar işleten Oğuz Urar'dı. Yarınki görevde barını basacağız ve adamlarını yakalayıp Onu sorguya çekicektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPARE KORUYUCULARI
Action"Sanki karanlığın içine gömülmüş gibiyim. Elim ayağım sürekli birbirine karışıyor. Ne yapacağımı bilemiyorum, düşünüyorum ama doğru yolu bulamıyorum. Her gece düşünüyorum, gerçekten. Bu işin sonu nasıl bitecek? Birisi zarar görecek mi diye. Biliyorm...