İyi okumalar.🎖
11.06.2012 "Hakkari"
"O güzel gözlerinden öpüyorum kara kızım..."
14.06.2012 " Hakkari"
"Başınız sağ olsun."
"Vatan sağ olsun..."20.07.2020 "İstanbul"
Her güçlü kızın arkasında onu koruyan kollayan bir babası var derler, benim babam yok. Belkide bu dünyanın en acı cümlesiydi "babam yok" kim bilebilir? Bir babam olmasada bana baba yokluğunu hiç hissettirmeyen dedem var. Dedem emekli albay, dedemin anlattığına göre babam dedeme çok özeniyormuş onun gibi büyüyüp asker olmak istiyormuş. Ve sözünde de durmuş asker olmuş ve sonra ben bu satırları rahat yazabileyim, bunu okuyan kişi rahat okuyabilsin diye sessiz sedasız şehit olmuş.
(Tüm şehitlerimizin mekanları cennet olsun.)Bugün bizim evde bayram havası vardı. Üniversite sonuçları açıklanacaktı ve görünüşe göre annem ve dedem benden daha heyecanlı idi onlara baktıkça tekrar ve tekrar şükrettim onları bana veren rabbime, iyi ki varlardı...
Ben bilgisayar başında annem ve dedem ise etrafımda hangi üniversiteyi kazandığımın açıklanmasını bekliyorduk çocukluğumdan beri tek hayalim psikolog olmaktı ve sanırım hayallerime birazda olsa yaklaşmıştım.
"Ay hadi kızım çatlatma insanı! aç bakalım neresi çıkmış."
"Üstüne varma benim kara kızımın, kendini iyi hissettiğin anda aç ama unutma kazansan da kaybetsen de biz hep senin yanındayız."
Dedeme küçük bir tebessüm yollayarak derin bir nefes alıp bilgisayarı açtım ve gerekli siteye girmeye başladım. Heyecandan ellerimin titremesine aldanmadan bilgilerimi girdim ve beklenen an gelmişti gözlerimi kapattım ve yanımda bir çığlık koptu gözlerimi açıp ekrana baktığımda KAZANMIŞTIM!!!
Mardin Artuklu Üniversitesi - Psikoloji
Gözlerime inanamıyordum tekrar tekrar baktım ama evet kazanmıştım kafamı yana çevirdiğim de annemin ağladığını gördüm yanına gidip hızlıca sarıldım ve ağlamaya başladık. Annemden ayrıldıktan sonra doğruca dedeme koştum oda duygulanmıştı ama ağlamıyordu sanırım yılların getirdiği bir özellikti, dedem yavaşça kulağıma yaklaşarak "emin olmalısın ki baban şuan seninle gurur duyuyordur." dedi Dedem haklıydı psikolojiyi bilhassa babam için okumak istiyordum küçükken sürekli arkadaşlarımın derdini dinleyip onlara çözüm yolu bulduğum için bana sürekli "psikolog hanım muayeneniz bittiyse gelir misiniz?" diyip gülerdi benim yüzümün düştüğünü görünce de hemen gelip sarılır gönlümü alırdı. Dedeme burukça bir tebessüm ederek çalan telefonuma baktım gördüğüm isimle yüzüm gülmeye başladı ve telefonu açtım."Ne yapıyormuş benim güzel psikolog hanımağam"
"Sema yaa hahahahah"
"Ee naptın bebeğim"
"Sema inanamazsın ama Mardin Artuklu Üniversitesi-Psikoloji'yi kazandıııımmmm"
"Tebrik ederim Adlinim başarılarının devamını dilerim, ama sözünü unuttum sanma psikolog olur olmaz ilk önce benim psikolojimi düzelteceksiiin!!" Dedi yalancı bir sinirle
"Ahahah tamam tamam söz, neyse seni çok çok öptüm gitmeden önce görüşelim."
"Tamam bebeğim gitmene yakın bana yaz hemen bir buluşma ayarlayalım bizimkilerle. Ama şimdi gitmem gerek görüşürüz hanımağam öpüyorum maviş gözlerinden."
"Bende öpüyorum bebek"diyerek yüzümdeki sırıtış ile telefonu kapattım.
Deli kız diye geçirdim içimden, Sema teyzemin kızıydı ve babası o çok küçükken onları bırakıp gitmişti. Teyzem bu ihanete dayanamayıp üzüntüsünden kanser hastası olmuştu aldığı kemoterapi tedavisi çok ağır olduğu için vücudu dayanamadı ve Sema 15 yaşındayken öldü. Belki ondan mıdır bilinmez ama Sema gerçekten çok güçlü bir kızdı, birbirimizin zıttıydık resmen ben batıysam o doğuydu ben beyazsam o siyahtı...
Hep onun gibi olmak istemiştim ama maalesef herşeyden çok çabuk korkar ve hemen herşeye ağlardım bu huyumu annemden aldığım kesindi ;)))Sema'da benim gibi bu sene başlayacaktı üniversiteye, teyzem vefat ettikten sonra babası onu istemediğini söyleyip gitmişti annemde yeğeninden ayrı kalmamak için Sema'nın bakımını üstlendi ve bizimle yaşamaya başladı. Bu birazda ben ve Sema için çok iyi olmuştu çünkü birbirimizi çok seviyorduk ve beraber olmak tüm acılarımızı unutturuyordu.
Heyecanımı, sevincimi anlatmam gereken bir kişi daha vardı ve ben onun yanına gitmek için evden çıktım saat epey geç olmuştu ve hava kararmıştı ama olsundu...
Hızlı adımlarla onun olduğu yere doğru yürüdüm sanki Allah bana bir işaret gösteriyormuş gibi onun olduğu kısma ben mezarlığa girince bir aydınlık düştü bende yüzümdeki hafif bir gülümsemeyle onun yanına gittim. Belki diyeceksiniz "bu saatte mezarlığamı gidilir?","aklını kaçırmışsın sen!" Dışardan bakıldığı zaman öyle olabilir ama ben şuna inanıyorumki mezarlıktan korkanın sevdiği ölmemiştir.
Yavaş adımlarla banka oturdum ve mezar taşını okşamaya başladım."Baba... kızın kazandı, umarım ki senin istediğin gibi bir evlat olabilirim. Çok küçüktüm baba sen gittiğinde kimse yardım etmedi bana olanları unutmam için her gece halüsinasyon gördüm her gece geldin yanıma saçlarımı okşadın kimse inanmadı bana baba tabi o hariç... Ama sana söz veriyorum baba diğer çocukların benim gibi büyümesine izin vermeyeceğim. Sana söz..."
Biraz daha orada oturdum mezarlık bekçisinin geldiğini görünce çıktım dursun amca alışmıştı artık bana çocukken her gece kaçıp kaçıp gelirdim, bana hep
"Kızım ben bile korkuyorum bu yaşımda sen nasıl korkmuyorsun" derdi. Sonra beni yakaladığı gibi eve götürürdü.Annemle dedem ne kadar bu hareketime kızsalarda onlarda biliyordu elimden bir şey gelmeyeceğini. Eve geldikten sonra sessiz sedasız bir şekilde odama geçtim ve pijama takımımı giyip yatağıma geçtim ve bugün olanları düşünmeye başladım içim içime sığmıyordu resmen çok emek vermiştim ve emeğimin karşılığını almak çok iyi hissettiriyordu. Yorgunluktan halsiz düşen bedenim kendini uykunun kollarına bırakmaya başlamıştı göz kapaklarım ağır ağır kapanıyordu sonrasını da hatırlamıyorum zaten.
İlk bölüm bitti. Bölüm hakkındaki görüş ve önerilerinizi yazınız...
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoş kalın hoşça kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezar Başında
Teen Fiction"Çünkü biz kanımın son damlasına kadar savaşacağım bu ülkenin batısı ile doğusuyuz." "Olmaz Adlin biz farklı iklimlerin çiçekleriyiz seni yaşatan yağmur beni öldürür." Kapak tasarımı " watty.graphic "