♪♪♪-› AURORA-Runaway
Keyifli okumalar dilerim.:)
★★★
"lütfen anne son bir kez daha anlatsın o hikayeyi lütfennn!" Küçük kız o kadar ısrar etti ki artık annesi dayanamadı ve küçük kızının isteğini kabul etti.
Siyah saçlı kahverengi gözlü kız yatağında annesinden sonra en sevdiği kişiyi bekliyordu. Küçük kız annesinin küçük versiyonu gibiydi. Annesininde simsiyah saçları un gibi beyaz teni ve kahverengi gözleri vardı. Annesi oldukça güçlü bir kadındı bu zor şartlar altında kızını ve diğer kızı gibi gördüğü kişiyi büyütmeye çalışıyordu. Kadın ve kocası eski kralın en sadık savaşçılarındandı kral ölünce saraydan gönderildiler. Yanlarında sadece bir miktar paraları vardı. O parayla burda bir ev tuttular kocası her gün avlanmaya gidiyordu. Kadınsa evde kocasının getirdiği hayvanları pazarlayıp satıyordu. Bu şekilde geçimlerini sağlayaniliyorlardı. Yaşam yeni kralla birlikte zorlaşmıştı.
Kadın kızının yanından ayrılıp dışarıya çıktı. Kocası ve büyük kızı dışarıda dövüşüyorlardı. Kocası koyu kahve tonunda saçlara mavi gözlere ve büyük iri bir vücuda sahipti. Boyu 1.89 olan adamın karşısında küçücük kalan kıza baktı. Kız daha 17 yaşına yeni girmişti. Bembeyaz saçlarıyla ben krallığın varisiyim diye bağırıyordu âdeta. Yeşil gözleriyse ay gibi parlaktı her halinden bir prenses olduğu belli olan kızın yanına doğru gitmeye başladı. Biraz kızmıştı ona çünkü saçlarını kömürden yaptığı boyayla boyamamıştı. Ya biri görseydi diye düşündü. Hızla kızın yanına giderek onunla konuşmaya başladı.
"Diana! Ah Tanrım hemen içeri geç ve saçlarını boya ya biri görseydi Diana ne yapardık o zaman!" Kadının sinirle söylediği sözlerden sonra kız ve adam durdu. Kız biraz bıkmış birazda suçlu bir ifadeyle konuşmaya başladı.
"Üzgünüm cerelia tamamen aklımdan çıkmış. Hestor beni çalıştırmak isteyince mutluluktan ve heycandan hızla dışarıya çıktım. Saçlarım tamamen aklımdan çıkmış." Kızın sakince söylediği sözlerden sonra kadının öfkesi bir mum gibi söndü.
Kız aslında ne bu kadar sakindi ne de uysal bunu adamda kadında biliyordu. Sadece ona bunca yıl bakan iyi kalpli insanlara istesede öfkelenemiyor istesede sinirlenemiyordu.
"Sen içeri geç diana tina senin yine aynı hikayeyi anlatmanı bekliyor. Biz biraz hestorla konuşalım." Kadının söylediklerinden sonra kız ne kadar merak etsede ne konuşacaklarını kadını dinleyip içeriye tinanın yanına geçti. Adam ve kadın evden biraz uzkalşıp bir çam ağacının altında durdular. Kadın sırtını çam ağacına yaslayıp konuşmaya başladı.
"Güçleniyor hestor. Artık onu muhafızlardan ne kadar saklayabiliriz bilmiyorum." Kadının endişeyle söylediklerinden sonra adamın yüzü de sıkıntılı bir hal aldı.
"Sonuna kadar savaşacağız. Gerekirse ölürüm ama onu asla o krala vermem!" Adam sinirle nefes alıp veriyordu dediklerinin arkasındaydı gerekirse ölürdü ama asla kızı o krala vermezdi. Kadında öyle ama bir kızları daha vardı onu korumak zorundaydılar. Adam konuşmaya devam etti.
"Gördüm cerelia içindeki intikam ateşini gördüm. Önüne ne çıkarsa bu sefer onu durduramayacak gerekirse herkesi öldürür ama o krala yaşattıklarını yaşatmadan asla durmaz. Onu artık biz bile durduramayız. Gidecek biliyorum ansızın gidecek." Adamın hem sıkıntı hem üzüntüyle söylediği sözlerden sonra kadının yüzüde üzüntülü bir hal aldı. İkiside kızın gitmesini istemiyordu çünkü ona oldukça alışmışlardı. Onu belki ailesi kadar olmasada çok seviyorlardı. O son umutlarıydı. O krallığın son umuduydu.
★
Kız ne kadar adam ve kadının ne konuştuğunu merak etsede geri dönüp onları dinlemedi evden içeriye girip küçük kızın yanına geçti. Küçük kız onu görünce ne kadar mutlu olduğunu belli eden gülücükler saçmaya başladı etrafa.
Kız onun mutluluğunu görünce direk yanına gidip alnından ve yanaklarından onu ikişer kez öptü. Kız küçük kızı çok seviyordu. Küçük kız da onu.Kız kafasına gitmeyi koymuştu burdan gidip saraya girecek ve kralı öldürecekti. Adam ve kadınında düşündüğü gibi önüme ne çıkarsa çıksın durmayacaktı. Asla. Kızın bir sakıncası vardı küçük kızı bırakmak istemiyordu ama zorundaydı.
Düşüncelerini bir kenara bırakıp artık aşina olduğu hikayeyi anlatmaya başladı."Bir varmış bir yokmuş eskiden çok görkemli çok iyi ve merhametli bir kral varmış. Kralın düşmanı olan isyancı bir adam varmış isyancı adam en az kral kadar güçlüymüş. Bir gün kralın en küçük kızı olan diana'nın yedinci yaş gününde kralın düşmanı olan isyancı adamlarıyla birlikte saraya saldırmış. Ve kralı yenmişler. Kralı eşini ve en büyük kızını öldürmüş isyancı. Ama en küçük kızını öldürememiş. Küçük kız uzun uğraşla saraydan kaçmaya çalışmış ama kaçarken kralın küçük oğluyla karşılaşmış. Kralın küçük oğlu kızdan 5 yaş büyükmüş. 12 yaşındaki kralın oğlu kızı kolundan tutmuş. Kız onun gözlerine öyle bir yalvarmayla öyle bir üzüntüyle bakmış ki çocuk kızı bırakmış. Kız çocuk onu bırakır bırakmaz koşmaya başlamış. Çocuk küçük kız gidene kadar ona bakmış. Kız gözden kaybolup bir kömür madenine gitmiş. Kız küçük yaşında bile çok zekiymiş. Kömür madenine gidip saçını siyaha boyamış çünkü o isyanının adamları onu görürse öldürürlermiş. Kız kaçmış ve babasının en sadık savaşçılarından iki kişinin yanına yerleşmiş. Onlar kızı 17 yaşına kadar büyütüp savaşmayı öğretmişler. Kız 17 yaşında onların yanından ayrılmış. Ne kadar istemese de. Kız saraya gidip kralın ona yaşattıklarını ona yaşatmak istiyormuş gidip iki oğlunu ve eşini öldürecekmiş sonrada onu-"
İçeriye cerelia ve hestor girdiğinde kız anlatmayı bıraktı. Küçük kıza baktı çoktan uyumuştu. Alnından öpüp üzerini örttü. Ayağa kalkıp hestor ve cerelia'nın yanından geçip mutfağa geçti. Aklına koymuştu bu gece yarısı bu evden ayrılacaktı artık vakti gelmişti. Yeterince büyümüştü. Dolabı açıp bir şeyler yedikten sonra mutfaktan ayrılıp odasına geçti. İki yıl önce aldığı çantayı sakladığı yerden çıkardı. İçerisine bir kaç kıyafet koydu. Ailesiyle olan fotoğrafı ve bir kaç konserve yemek koydu. Bir kaç tane bıçak ekledikten sonra çantayı kapatıp. Yatağın altına itti. Sonra yatağına yattı. Bir kaç dakika sonra cerelia onu kontrol etmeye gelecekti bunu adı gibi biliyordu.
Cerelia kızı kontrol ettikten sonra odasından çıktı. Küçük kızıda kontrol ettikten sonra odasına geçip kocasının yanına yattı.
Cerelia çıktıktan sonra kız yatağında biraz bekledikten sonra ayağa kalkıp dolabını açtı. Üzerine siyah rahat edeceği pantolon ve bir kazak giydi. Üstünede siyah perelinini giydi. Yatağın altına attığı çamtayıda alıp boynundan geçirerek taktı. Perelinin şapkasıyla saçlarını örttü gitmeden önce yazdığı mektupları mutfaktaki masanın üstüne bırakıp dışarıya çıktı.
Önünde zorlu bir yol bambaşka bir yaşam vardı. Şimdi onun sırasıydı korkması gereken o kral bozuntusuydu.
Kız evi arkasında bırakarak saraya giden dağlara doğru koşmaya başladı.
Kadın başrol Diana WESALT❄️❄️Yeni bir hikaye. Umarım beğenirsiniz:)))
Başlama zamanınızı yazarmısınız.★
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pusula -Kuzey Krallığı
Ficción GeneralÇalınan bir krallık savaşın gölgesine düştü. Krallığına zaferi getirmek isteyen bir prenses ve krallığı zorla ele geçirmiş bir kral arasındaki büyük savaş. Tüm dengelerin değişmesini sağlayan biri. İntikam peşinde bir prenses. Gözü kara bir şövalye...