🛞🛞Bölüm 34🛞🛞

281 53 12
                                    

Calelan yemeğin hazır olduğunu haber verdiğini söyleyen askerin peşinden bugün bilmem kaçıncı kez kaleye doğru yol alırken bir ayağını oradan kesemediğini gururuna yediremiyordu. Kendinioyaladığı tüm o işler boşunaydı lakin kalede olursa da kadının peşine takılacak yaptığı her işte onu izlemek isteyecekti. Genç adam şu dakika Moirein evlerinde onun karısı olarak düzenleme yapmaya çalıştığını ve akşam yemeğini hazır ettirdiğini düşündüğünde içi bir tuhaf oluyordu. Onun gibi sert duruşlu, Aodhun oldukça yerinde olan tabiriyle adam akıllı bir kadının yemek ile uğraştığını düşünmek bir tuhaftı. Caelan kendince kaşlarını kaldırıp indirerek kaleye girip elindeki yarım eldivenleri girişe bıraktı.   Onu gören uşak girişte bulunan büyük konsol üzerindeki çanağı eline alıp yanına geldiğindeyse elini yüzünü kurulayıp adamın kolundaki havluya kurulanarak selam verdi. Caelanın artık yerinde olmayan beyni kalede çalışan uşakları istemediğini haykırırken Moirein o yürüyüşü o bakışları ve konuşmalarıyla içeride dolandığını düşündükçe yüzünü sıvazlamaya koyuldu. Caelan pek çok kez sevgili edinmişti. Bunların içinde yaşı pek ufakken güzel masumlarda, ilerleyen zamanlarda çekici rahat kadınlarda olmuştu lakin günün sonunda hiçbiri için gözü arkada değildi. Genç adam hızlanarak yemek odasına girdiğinde köşedeki kanepede oturmakta olan kadının tutunarak ayağa kalkmasıyla masaya doğru yürüyüp yavaşça yanına gelmesini bekledi. Caelan onun kadar hatta daha güzelini de görmüştü lakin o vücuttan görmemişti. Kendinden bu denli emin korkusuz olanıda tanımamıştı. Caelan kaşlarını kaldırırken güney atlantik boyunca nam salmış tüm denizcilerin karşısına çıkmasından korktuğu kadının beline iliştirdiği önlük ile hazırlattığı masanın önünde dikiliyor oluşunun kendisine ani bir muziplik ifadesi takındırmak üzere olduğunun farkına vardığı vakit toparlanıp yanındaki sandalyeyi çekti. "Sonunda uyanmış görünüyorsun"

"İçim uyuyor" Moire adama sırıtıp yavaşça çektiği sandalyeye oturdu. Genç kız bugün özel olduğundan haggis doldurtmuş tütsülenmiş somon ve sebzelerden bir başka yrmek daha yaptırtmıştı. Moirein yiyesi yoktu. Midesi ağrıyordu her zaman olduğu gibi. Moire tabağına bir parça haşlanmış sebze alıp ötelemeye koyuldu.

"Yemek ye Moire" Caelan kaş çatarak kadının önüne Haggisden koydu.

"Yiyiyorum" Genç kız yüzünü buruşturdu. "Sende ye"

Caelan iç geçirerek masaya baktı. Kaptan leif ve Frigg olmadan pek keyifli olmuyırdu sofralar. Bir somunları dahi olsa kaptan o sofrayı kurdurur bolca sohbet etmelerini isterdi. "Eksiğimiz var... Bundan böyle Frigg ve Leif de masada olsun"

Moire yavaşça kafa salladı. Pekala, adam ilk günlerinde birlikte yemeği de uygun bulmuyordu anlaşılan. "Kardeş gibisiniz"

"Kardeşten öteyiz. " Caelan kadının sakin tavırlarına bakıp önüne döndü.

"Hep birliktemiydiniz? ”

" Yaklaşık on on iki yıldır öyle..." Caelan iç geçirdi. "Bizi bir araya getiren kaptandı.

" Simon Mcleodun Ruhunun hala denizlerde dolandığını söyleyen pek çok kişi var. Açıkçası benden bahsettiklerini zannediyordum lakin görüyorum ki gerçekmiş"

"O Kadim Viking Ruhu... " Caelan sırıttı. "Kaptan denize hiç çıkmadı. Yakın zamana dek"

"Öyleyse Simon McLeodun ruhu daha uygun olur... Yerine sizi göndermiş" Moire ufak bir parça ağzına atıp iç geçirdi. "Nasıl karşılaşmadık? "

"Seni aradım..." Caelan kendi kendine güldü.

"Yeterince aramamışsın" Moire dudak büktü.

"Fleetwood da iki gemimi batırdın Moire! Peşine düştüm"

KÖRDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin