Elorian (Tanıtım)

28 4 2
                                    


Bizler karanlığın temsilcileriydik. Bizler karanlıktık. 

Bozulmuş bir düzenin hüküm sürdüğü bir krallık. Savaşlar, ölümler, kazananlar, kaybedenler...

Savaştık. Önce kendimizle, ardından birbirimizle. 

Karanlık bir yılan gibi sızmıştı kalbimize. Önce kalbimizi, zihnimizi ardından da bedenimizi ele geçirdi. Kendimizle savaştık. İçimizdeki karanlığı yenmeye çalıştık.

Kendini koruyabilenler şanslıydı. Lanetlenenler ise sonsuza dek karanlığın temsilcileri oldular. Fedakarlık yapıp karanlığı bedenlerine hapsedenler lanetli olduklarından hor görüldüler, korku saçtılar.

Fedakar olanlar korku saçtılar, istenmediler. Kendilerinden vazgeçmelerine rağmen istememeyi kabullenemediler.

İntikam istendi. Kan, vahşet, savaş, işkence... Gökyüzü karardı. Diyar lanetlendi. Güneş bile bir daha ışığını göndermedi lanetli diyara.

Kendini koruyabilenler tarafından büyüler yapıldı. Denge korunmaya çalıştı. Çeşitli büyülerle kutsandı Elorian'ın kalbi. Ama tüm çabalar nafileydi. Kan kırmızısı olan devasa elmas kararmaya başlamıştı.

Elorian'a karanlık bulaştı.

Bizlere karanlık bulaştı.

Ve bizler, Kara Büyü ustaları karanlığın tamamını içimize çektik. Fedakar olanlar biz iken istenmeyenler de biz olmuştuk. Lanetlenenler bizdik.

Hayır, yanlış.

Biz kara büyücüler lanetli değildik. Bizler lanetin ta kendisiydik.


&


Asırlar önce/ Elorian'a henüz karanlık bulaşmamışken

Kraliçe Jehanne gülümseyen yüzüyle girdi ana salona. Büyüyle renklendirdiği ana salonda olması gereken herkes buradaydı.

Onu fark edenler eğilmeyi denediklerinde Kraliçe onları durdurdu. Yüzündeki samimi gülümseme içler ısıtan cinstendi.

Ama kraliçeyi rahatsız eden bir şey vardı. İçinden gelen rahatsız edici bir his. Yüzündeki gülümseme soldu. Hissediyordu. Karanlığın geldiğinin farkındaydı.

Sesler başladı. Hava karardı. ''Koşun!'' diye bağırdı kraliçe. ''Kaçın!'' diye bağırdı tekrar çığlığı andırırcasına.

''Kaçın!'' diye bağırdı tekrar. Herkes sonunda kendine gelebildiğinde kaçmaya başlamışlardı. Kraliçe Jehanne kehanetin gerçekleştiğinin farkındaydı. Koşarak Elorian'ın Kalbi adı verilen ve diyarın gücünü sağlayan elmasa doğru gitti.

Ellerini elmasa dayayarak koruma büyüsü yapmaya başladı. Bir yandan kendini korumayı deniyor bir yandan da Elorian'ın Kalbi'ni korumaya çalışıyordu.

Tüm kanının çekildiğini hissediyordu. Acıyla çığlık attı. Ve o an yapması gereken bir seçim vardı. Eğer kendini korursa karanlık tüm Elorian'a yayılacaktı ya da kendini korumayıp tüm karanlığı içine çekecekti.

Ağlamaya başladı Kraliçe. Ve kendini korumayı bıraktı. Ruhunun acısı tüm bedenini geçmişti. Karanlık Kraliçe'nin ruhuna girdi.

Parmak uçlarından kalbine doğru her noktada hissettiği acı ile artık öleceğini hissetmeye başlamıştı. O sırada içeriye giren büyücü halkı da üzerlerindeki koruma büyüsünü kaldırıp karanlığı içlerine almaya başladılar. Kaçın demesine rağmen geri dönen büyücü halkına minnetle baktı. 

Herkes saklanmışken büyücüler tüm karanlığı içlerine çekti. Sonunda karanlığı zapt ettiklerinde diyar ikiye bölündü. Kara büyücüler, elfler ve aralarındaki dengeyi koruyan muhafızlar.

Artık düzen bozulmuştu. Elorian'ın kurtarıcıları canavar yerine konulmuştu. Kara büyücüler ise  içlerindeki karanlığın esiri haline geldiler.

Savaşmak, kan dökmek istediler.

Kara büyücüler laneti içlerine çekerek lanetlenmedi. Onlar lanetle bütünleştiler.

Kraliçe Jehanne ayağa kalktı ve arkasındaki topluluğa baktı. Kara büyücüler önünde diz çökmüştü.

Arkasına tekrar döndüğünde Elorian'ın Kalbi'nin çoktan lekelendiğini fark etti.

Düzen çoktan bozulmuştu ve bir daha eskisi gibi olmayacaktı.

Kılıçlar çekildi. Kendimizle olan savaş bitmişti. Şimdi sıra intikamdaydı.



-Bizler lanetli değildik. Bizler lanetin ta kendisiydik.- 


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 05, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ElorianWhere stories live. Discover now