Girme!..

20 3 4
                                    

İlahi bakış açısı

Halâ bu tren istasyonuna benzer merdivenleri çözememişti. Ama kapının hemen yanında GIRME! yazıyordu. Ama o girmek istemiş ve girmişti. Fakat şimdi burdan çıkamıyordu. Telefonu yani en değerli eşyası çekmiyordu bu tren istasyonuna benzeyen yerde. Ve artık etrafı dolaşmaya başlaması gerekiyordu. Yoksa bu yerde çürüyecekti...

Su...


"Ne yapacağım ben ya bu kokuşmuş yerde"
Burdan bir şekilde çıkmam lazım korkudan altıma etmek istemiyorum!yürü yürü yolda bitmiyor arkadaş keşke girmeseydim ya! Bu nedir burnumun direği düştü.

Ama o ailesi varken bile hiç söz dinlemezdi ki

Çantasından çıkardığı hapını attı. Bu sayede biraz daha tok kalabilirdi.

Sonra bir ses duydu. Bağırma sesi gibiydi, ama o insanlarin olmadigi bu yerde bir tek hayvan çığlığı olabilir diye düşündü

"Bekle ne, hayvan mı!"

Bu seferde kendisi çığlık attı. Kim bilir burda ne yaratıkalar vardı. Ağlamak istiyordu ama ağlayamazdı çünkü doktor ona ağlamayı yasaklamıştı. Ağladığı zaman aniden bayılıyordu ve eğer bayılırsa o yaratıklar onu yerdi.

Sonra yerde bir kağıt parçası buldu. Eline aldığında yeni yazılmış oldugunu gördü çünkü elini sürdüğünde tükennez kalemin boyası çıkmıştı. Heyecan ve korku duygularını aynı anda yaşıyordu. Burda birileri olabilir miydi?

Tekrar çığlık atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ardından yazanları okudum.

"Hiç gelmemeliydin."

Ardından altında D harfi gördüm, kaşlarımı çattım ve korkarak

"Ne saçmalıyorsunuz? "

Diye bağırdım. Sonra etrafıma baktım ve birsey göremedin çantamdan çıkardığım suyumu içtim. Suyum da azalıyordu. Astım ilacınıda çıkarıp 2 kere sıktım bu ilaçtan nefret ediyordum.

Sonra yine bir çığlık ardından taş sesleri.

"Ya yeter oyun mu oynuyosunuz ya burdan ben nasıl çıkıcam onu söyleyin!"

Sonra bana yaklaşan ayak sesleri.Ve ayaklarımın yerden kesilişi. Sonra ise birinin belimden tutuşu...

Uyandığımda ise bir mindel gibi bir şey de yatıyordum. Kalkıp baktığımda bunun çantamdaki ince battaniyem olduğunu gördüm.

" Bekle, iyide benim bu kadar kalın değil ki battaniyem". Altına baktığımda desenli bir mindel gördüm. Tam çığlık atacaktım fakat benim yerime yine bir şey çığlık attı.
Ben burada iyice çıldırıyordum. Ben buraya nasıl girmiştim onu bile hayal meyal hatırlıyordum.

Merdivenlere bastığım an arkamdaki kapı gibi şey yok olmuş ve duvara dönüşmüştü. Ne kadar duvara vursam da işe yaramıyordu. Kapı geri gelmiyordu onda anlamıştım buranın lanetli olduğunu.

Bayıldığımda başıma veya sırtıma yara almışmıyım diye baktığımda hiç yara yoktu.

Bekle bu mindeller kimindi peki, ve bunları kim sermişti.

Yine çığlık atacaktım ki, bunları yapanın burda olduğunu düşündüm ve sustum. Ayağa kalktım fakat etrafta kimse yoktu. Battaniyemi aldım fakat mindeli almak istemedim.
Buranın ne tür bir yer olduğunu bilmiyordum ve kimseye güvenmemeliydim. Ama nedense o bana yardım etmişti.

"Umrumda değil" diye bağırdığımda bu sefer öbür seslerden daha kalın bir ses duydum. Hayır bu bağırma sesi degildi konuşma sesleriydi ve bu tarafa doğru geliyordu. Saklanacaktım ki burda saklanacak bir yer yoktu battaniyeyi dağınık bir şekilde serip, hemen yattım. Ve gözlerimi kapadım.

Sırlı Merdivenler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin