Okul yolunda onu bekledim, bu gün erkenden kalkmış ve hazırlanarak direkt buraya gelmiştim.
Karşıda onu gördüğümde kulaklığını takmış yere bakarak geliyordu, yaklaştığında bende yaklaştım ve kolunu tuttum, şaşkınca bana baktığında onu kenarı çekerek duvar ile arama aldım, kulaklığını çıkartarak boynuna koydum.
Yutkunarak bana baktı ve kaşlarını çatttı.
"Ne yapıyorsun sen"
"Asıl sen ne yapıyorsun hoseok, kendinde misin sen, sana zorbalık yapan o piç kurusunun yanında nasıl olursun, nasıl sana sevgilim der"
"Yoongi,ileri gidiyorsun, ne yapıcaktım, onun yerine senin yanında mı olucaktım? Komiksin"
"Hoseok sinirlerim ile oynama, ne yaptı da bizi bıraktın ha, söyle bana, ne yaptı da benden uzaklaştın"
Elimi yanağına koyduğumda elimi sert şekilde itti.
"Benden uzak dur, yeterince midemi bulandırırken bana dokunma"
"Bu sen değilsin hoseok, lütfen yapma, bizi bitirme"
"Defol yoongi, biz diye bir şey yok, bunu anla artık"
Yutkundum ve ağlama dürtümü geri gönderdim.
"Pekala, öyle olsun, madem bizi bitirdin, madem beni gözünde yok ettin, artık benim içinde sen bittin. Görüşmemek üzere. Hayatımda artık senin gibi biri yok, hiç olmadı"
Onu arkamda bırakarak ilerlediğimde ne seslendi ne de adım sesi duydum, yolumu değiştirerek okulun arkasına gittim ve kuytuya geçerek ağlamaya başladım.
Bizi, beni silmiş atmıştı, nasıl geçmişi tek kalemde çizdi, bizim çocukluğumuz bile bir geçerken nasıl bizi sildin hoseok.
Gözlerimi silerek kalktım ve okula döndüm, ağlama yoongi,şuan değil, şuan değil.
Sınıfa girdim ve yerime oturdum, diğerleri bir şey söylesede ses çıkartmadım.
Öğlene kadar suskun kaldım, öğlende kantine indik, jimin hoseok'u yanımıza getirdip karşıma oturdu, hoseok rahatsızca kıpırdandığında onu görmezden gelerek etrafa baktım.
Jungkook konuşunca onu dinledim.
"Hoseok, neden yanımıza gelmiyorsun?"
Hoseok sessiz kalınca jin konuştu.
"Bir sorun mu var?"
"Hayır"
"O zaman?"
Yine suskunca kaldığında telefonuna mesaj geldi, alarak baktı, bir kaç şey yazdı ve telefonu masaya koyarak kalktı.
"Lavaboya gidicem"
Onayladıklarında gitti, telefonuna uzanarak aldım, namjoon konuştuğunda takmadım.
"Yoongi, ayıp, ne yapıyorsun sen?"
"Sus namu"
Mesajlara girdiğimde en üstte kang-gi yazıyordu, mesaja girdim, onu çağırmıştı, yukarılara gittiğimde bir sürü tehdit ve taciz mesajı vardı, en sonda bir fotoğraf vardı, öpüştüğümüz fotoğraf tı.
Sinir ile telefonu sıkınca taehyung elimden aldı, mesajları okuduğunda telefonu masaya atarak kalktı, gittiğinde jin de alarak okudu,oda kalktığında diğerleri sorgulamdan ayaklandı.
Bende telefonu alarak kalktım, hoseok ne kadar yalvarsada beni öne sürerek onu bastırmıştı.
Lavaboya girdiğimde hoseok ağlarken diğerleri çocuğu dövüyordu, hoseok'un yanına gittim, yaşlı gözleri beni bulunca tokat attım.
"Neden bana söylemedin, neden söylemedin"
"Y-yoongi,ben,ben"
Titriyordu ve sayıklıyordu, kolunu tutarak lavabodan çıkarttım, onu kapıda bıraktım ve geri içeri girdim, yerde yatıyordu.
Telefonunu alarak kırdım ve klozete atarak sifonu çektim, gülerek bana baktı.
"Kopyaları yok mu sanıyorsun?"
"Ne yapıcaksın, yayıp 'bunlar gay' mı diyeceksin?"
Sustuğunda güldüm.
"Sen cidden salaksın, her kes bizim gay olduğumuzu bilirken böyle salakça şeyler yapman ama biliyormusun, hoseok senden daha salak"
Çenesine ayağım ile vurduğumda acı inledi, taehyung güldü.
"Çenesi kırıldı"
Onu bırakarak lavabodan çıktım, kapı yanında oturmuş ağlıyordu, kolunu tutarak kaldırdım ve bahçeye çıktık.
Onu mahfedecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sope : Femboy
Fanficyoongi ve hoseok Femboy dur, bir gün meraklarına yenik düşerek bir aşk'ın içine düşerler