3.2

3.5K 606 439
                                    

Hyunjin, emniyetin bahçesinde akşama kadar sadece Soo He ile oynarken gülüşen ikiliyi pencereden izlemeyi kesip odasının içinde ona bakan arkadaşlarına doğru döndü. Jisung öğrendikleri ile yüzünü ovuşturdu.

"Ne olacak bundan sonra?"

"Öncelikle." dedi Minho, kendi yazdığı raporu bıraktı ortaya. "Onun sağlıklı bir birey olduğunu şuraya kanıtlı olarak bırakayım da. Çoklu kişilik bozukluğu var ama uzun zamandır tedavi aldığı için ikisi de birbirine karışmış vaziyette Jeongin, kişilikleri birleşiyor ve o şimdi tüm bunların üstüne toparlanırken Soo He'yi ondan uzak tutma."

Arkasına yaslandı. "Biliyorum, kızın için endişeleniyor olabilirsin ama o gerçekten sağlıklı. Bunu da bil, bizzat, doktoru olarak bu raporu yazdım, arkadaş olarak değil."

Jisung uzanıp raporu almış, Jeongin onlara bakmıştı. "Ben artık bir şeyleri idrak etmiyorum, nasıl toparlanacak?"

Seungmin kollarını göğsünde birleştirdi. "Bir süredir zaten merkezdeki evinde yaşıyormuş, yani hayatı bir düzendeydi zaten. Sicili temiz kaldığı için mesleğine izni bitince geri dönebilir, kamu zaten davayı bilmiyor."

Ekip birbirine baktı, Jeongin de mantıklı olan bu olduğu için kafa sallamış, Minho çantasını omuzuna almıştı. "Benlik bir şey yoksa gideceğim, Hyunjin'i kendimle götürebilirim, Jeongin?"

Jeongin duraksadı, gözleri Jisung ile buluşurken Jisung "Bence bir süre Soo He ile gündüz görüşsün," demiş, Jeongin başını sallamıştı. Minho'ya döndü. "Hyunjin ile ben ilgilenirim bugün."

"Tamamdır, kolay gelsin."

Doktor odadan çıkarken Seungmin duraksadı. "Galiba bugünlük bu kadarlık?" demiş, Chan kafa sallamıştı. "Siktirin gidin güzel bir uyku çekin, yarın dosyayı kapatırız, tıktık orospu çocuğunu içeri artık, bizden rahatı yok."

"Tamamdır!"

Seungmin hızla araba anahtarını aldığı gibi koşarak odadan çıkarken binadan ayrılmak üzere olan doktora yetişti, yanına geçti. "Hey," deyip araba anahtarını salladı. "Bırakmamı ister misin?"

Minho ona baktı, kendi anahtarını çıkarıp arabasını açtı. Bahçede farları yanıp sönen arabaya ikisi de bakmış "Gördüğün gibi?" demişti doktor. Seungmin duraksadı, dilini yanağında gezdirirken Minho kaşlarını kaldırdı. "Ama istersen ben seni bırakabilirim."

Gülümsedi, kendi arabasının kilidini açtı. "Anlarsın ya."

O kendi arabasına ilerlemeye başladığında Minho hafifçe sırıtmış, arabası ile yanından geçip giden polisin arkasından bakmıştı. Odadaki diğerleri de teker teker dağılırken Chan, Jisung ve Jeongin üçlüsü Hyunjin'i konuşuyordu.

Çok geçmedi, kapı çalarken ayakta olan Jeongin çalıp çalıp açılmayan kapıya ilerlemiş, kucağında uyuyan Soo He ile Hyunjin'i görmüştü. "Şey," dedi Hyunjin tam ne söylemesi gerektiğini bilmeyerek. "Uyuyakaldı, dışarıda dursun istemedim."

Jeongin hafifçe gülümsedi, gerçi şu an hepsi gülümsemek için çok yorgundu. Dikkatlice Soo He'yi kucağına almış, "Gel," diyerek odanın içine girmişti. Kızı koltuğa yatırdı ve üstüne montunu örttü, Jisung ayağa kalktı.

Hyunjin tereddütle ona bakarken bir anda kollarını ona saran Jisung ile duraksadı. Jisung iç çekti. "O gün giderken bana sarılmamıştın." diye konuştu. Sarılıp geri çekildi. "Soo He'yi ilk defa paylaşıyorum Hyunjin, o yüzden çok kıskancım, bir süre görüşmeyelim ama görüşene kadar toparlan."

Minnetle gülümsedi Hyunjin, Chan ayağa kalktı. "Gidelim mi biz de?"

"Olur." dedi Jisung. İlerleyip Soo He'yi kucağına aldı. Chan, kızı ondan almış, Jisung gülmüştü haline. Odadaki ikiliye baktı. "Sabah görüşürüz. Aradığımda aç Jeongin."

siren, hyunin ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin