•1•

65 10 9
                                    

Merhaba il bölüm sizlerle
Umarım beğenirsiniz , ilk bölümü biraz kısa tuttum diğer bölümler daha uzun olacak
Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın
İyi okumalar

----
-Jungkook'un Ağzından-

İğrenti

Hissettiğim tek şey tarifsiz bir iğrenti ve mide bulantısıydı.

Öyle ki şuan karşımda gözü dönmüş bir şekilde bana bakıp yaklaşmaya çalışan alfa'ya karşı hissedebildiğim tek şey tarifsiz bir mide bulantısıydi.

İnsanın bazen gerçekten bitti sanırım dediği anlar vardır , işte sonum geldi , herşey burada bitti , hiçbir ümidi kalmadığı an , pes etmişlik , vazgeçmişlik tükendiği bittiği anlar vardır işte tam olarak o anlardan birindeydim . Aslında karşımdakıne karşı bir korkum yoktu normal bir anımda olsam onu çok rahat alt edebileceğimi biliyordum ama uzun suredir kendimi halsiz hissediyordum.

Bay Choi'e olan kimya dersi bittikten sonra arkadaşlarımla biraz sohbet edip, bir an önce eve gidip uyumayı diliyordum , ağrılarım yavaş yavaş artıyordu , kurdumun yakın bir zamanda ortaya çıkacağını hissediyordum. Evet bir cinsiyetim yoktu , henüz . Kurdum benden farklı bir şekilde çekingen ve içine kapanık bir kurttu defalarca kez konuşmayı onunla iletişim kurmayı denesemde sonuç hüsrandı. Okuldan yavaş adımlarla çıkmıştım her zaman yaptığım gibi arka kapıdan dışarı çıkıp . Hemen yan sokağa park ettiğim motoruma binip eve gitmeyi planlıyordum , ancak birden sert bir şekilde kolumdan çekilip sert bir şekilde soğuk duvara çarpmasaydım planım o yöndeydi.

"Jungkook... Jungkook..."

Karşımda her zamanki gibi , bütün dişleriyle bana gülen okulun zorbası , kendini beğenmiş , alfa Jackson .

Birkaç ay öncesinde okulun arkasında benden hoşlandığını itiraf etmişti , inanmamıştım , okulun başından beri cinsiyetsiz ve kokum olmadığı için zorbalığa uğruyordum . Beni zorbalıyanların içinde oda yer alıyordu . Bunca zaman beni zorbalayıp üstüne bana kötü davrananlara birşey söyleyemiyen bir alfanın sevgisine inanmıyordum. Ona karşı hissetiğim tek duygu iğrentiydi.

"Hadi ama Jungkook yüzüme bakmayacak mısın..?"

Git gide suratıma yaklaşan yüzü nedeni ile midem bulanmaya başlamıştı. Bulanan midem ile gözlerimi kapatıp dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Bana bu kadar yakın olmasını istemiyorum. Onu itmeye kalkışacakken yüzünde muzhip gülümseme ile bileklerimi sıkıca tutmuştu.

"Ne istiyorsun? bana yaklaşmamanı sana daha önce söylemiştim."

Sinirli olmam nedeniyle sesim istemsiz sert çıkmıştı , kaşlarını çatmış sert bir şekilde beni izliyordu gitgide yaklaşıyordu , kendimi geri çektim ancak boşaydı arkadamdaki duvar nedeniyle geriye gidemiyordum.

"Seni istiyorum güzelim... seni bana geleceğin günü sabırla bekliyor olacağım."

Kendini beğenmişliği ve kibiri sesine yansımıştı , beni elde edebileceğini sanıyordu , ona güvenmiyordum bana birden bu kadar yakın olmasını istemiyordum. Tam bileklerimi ellerinden kurtarıp iteceğim sırada alfanın ensesinde sert bir şekilde çekilip karşı duvara fırlatılması bir oldu.

Kafamı çevirip alfanın duvara yapıştığını gördüm . Karşımda kapuşonlu simsiyah giyinmiş iri bir adam alfanın kafasını duvara sert bir şekilde çarptırmıştı. Feromon kokusu alamıyordum türünu çözememiştim ama boyutundan ve yapısından alfa yada delta olduğu belliydi.

"SİKTİĞİMİN PİÇİ!"

Bomboş sokakta keskin, gür bir ses yankılandı, sesi duyduğum anda bütün vücudumun titremesiğ ile olduğum yerde çakılı kaldım. Kalbim sanki bir koşudaymış gibi atıyordu, kulaklarım uğulduyordu. Jaksonun acı içinde bağırması ile olduğum yerde irkilim. Ortamda sadece Jaksonun acı içerisinde bağırışları , yumruklar nedeniyle kemik kırılma sesleri ve o adamın hırıltıları vardı.

Korku içerisinde titriyordum.

"SANA BANA YAKLAŞMA DEMİŞTİ DUYMADIN MI!!?"

Kalın sert sesi ile birden adeta kükreyerek bağırması ile adeta yerimden siçradım sesi tanrım çok etkileyiciydi. Jaksonun artık sesi çıkmıyordu ya bayılmış yada ölmuştu. Karşımdaki adam yavaş yavaş yumruklarına ve tekmelerine son verdi. Alfayı bir çöp gibi kenara firlattıktan sonra yavaşça arkasını döndü.

Karanlıkta bana bakan , çakmak gözlerle olduğum yerde titredim.
Tanrım...o gözleri yüzünü göremiyordum , sadece gecenin karanlığında parlayan o gözleri vardı. Ben o gözlere hipnoz olmuş gibi bakarken sesini duydum.

"Hey korkma , iyi misin?"

Az önceki sert sesine kıyasla şimdi oldukça nazik ve yumuşak ses tonu ile sordu . İyi olduğumu belli etmek için yavaşça başımı salladım. İnanmamış gibi gözlerini kısarak beni süzdü.

"İyi olduğuna emin misin, sana dokundumu?"

İyi olduğuma inanmamış olacakki meraklı bir ifade ile tekrardan sordu. Bana dokunmamıştı sadece bileklerimi sıkmıştı aklıma gelen şey ile bileklerimin acısını tekrar hissetim ve istemsiz bir şekilde ağzımdan acı ile çıkan bir inleme firar etti.

"Sana iyi misin diye sorduğumda neden söylemiyorsun , seni hastaneye götürmemi ister misin ?"

Bana yavaşça yaklaşıp yumuşak bir sesle sessiz bir şekilde konuşuyordu. Tanrım , gitgide etrafımı sarmalayan lavanta yağı kokusu. Bütün beyin fonksiyonlarımın yok olmasına yetecek bir durumdu , gözlerimin kapanacağını hissediyordum. Elerimden yavaşça tutup bileklerime bakmak için kazağımın kolunu yukarı çekti. ellerinin bileklerime dokunup incelerken kalbime giren ağrı ile olduğum yerde yere çöktüm. Hissetiğim acının tarifi yoktu. Karşımdaki çakmak gözlü adam benim ağrıyı çektiğim anda elini kalbine götürüp tam karşımda dizleri üstüne çöküp gözlerime bakmıştı ortaya çıkan parlak yeşil gözleri ağrımı çoğaltırken olduğum terde titremeye başladım.

Gözlerimin açıldığını hissediyordum bana bakan yeşil gözlerin yansımasında , kendi gözlerimin parlaklığını görüyordum.

Onun yeşil gözlerinde , benim mor gözlerim parlıyordu.

Vita olan kurdum , deltasını bulmuştu. Geride hissetiğim tek şey kendimi bıraktığım kapkaranlık bir boşluktu.

-

MERHABA İLK BOLUM İLE SİZLERLEYİM
umarim beğenirsiniz yazım yanlışları varsa kusura bakmayın
sizi seviyorum

-ela

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MY LOST WİFE +18 / TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin