Bedenimdeki hücreler içimde bir devinim başlatarak körpe benliğimi sarsıcı ihanetine kurban etti.
Yıkıma uğradım.
Bu yıkımdan sağ çıkamayan zavallı kişiliğim duygularımın yoğunluğu yüzünden neredeyse ölecekti. Kalbim delicesine çarpıyor, kesik kesik nefesler soluyordum. Sersemletici etkisi her yanımı sarmış, tehditkar değişlerine karşılık güçsüzlükle donanmıştım.
Omurgamın üzerinde gezinen ve yatıştırıcı hareketlerini sürdüren iri avucu tenimi keşfetmeye çalışan bir kaşifçesine bel kıvrımımı zarafetle turluyordu.
Durmaksızın.
Her an biraz daha katlanarak.
Bir, iki, üç... Onun bana dokunuşlarına karşılık saniyeleri saydığımda, parmakları arsızlıkla kuyruk sokumuma ulaştı. Bu tavrına karşılık bir sonraki hamlesini tahmin etmeye çalıştım. Ama yanlış olan bir şey vardı. Tahmin yürütmeme gerek yoktu.
Şahım çoktan yenilmişti... Şah Mat.
"İyi olmak zorundasın Rahel." Diyerek konuştu kıvrımlarımı okşamalarının arasında. "İyi olman gerekiyor."
Gür sesi kulaklarımdan içeriye sızdığında hissettiğim fiziksel bir acı olmaktan çıkmıştı. Yara en kuytularımdaydı. Şifa denen o kelime dipsizliğime mahkum edilmiş, biraz evvel ki çöküşümü iyileştiremiyordu.
Kahretsin çok yakındık.
Fazla yakın.Kaslarım bu yakınlığa ithafen gittikçe gerginleşti. Kasılan uzuvlarım haykırışlar sokağında gezme gafletinde bulundu. Yutkunarak alt dudağımı dişledim ve başka şeyler düşünmeye çalıştım ama bir şeyler düşünmeye çalıştığım her an dalgalı mavi gözleri, mis kokusu, alnında yer edinen o elim kırışıklıklar aklımı çeldi.
"Yanındayım, sorun yok." Rahatlatıcı telkininin yanı sıra sırtımı sıvazlamayı sürdürdü. "Merak etme buradayım... Her şeyi yoluna koymak için elimden geleni yapacağım."
Şefkatli davranışları beni dağıtmaya yeterken, gözlerimde biriken yaşlar samimiyetine kanarak akmak için fırsat kolladı. İşte tam o an tereddüt içinde bana doğru eğildi. Zaman durur gibi oldu. Sadece o ve ben kaldık.
Dudakları, dudaklarıma çok yakındı artık. Soluduğu o keskin nefesini dudaklarımın çevresinde hissedebiliyordum.
"Canının yanmasına müsade etmeyeceğim şahmelek. Daha göreceğin çok bahar olacak."
Alnını alnıma yasladı. Sonsuzluğa kanat çırpan o maviliklerine yenildim.
"Tu sei una stella… La mia stella." Kurduğu cümleye olan çekimser bakışlarıma karşılık aramızdaki mesafeyi daha bir sıfıra indirgedi.
Gözleri gözlerime, elleri ellerime, sıcaklığı buzdan şatoma temas etti.
Hiçlik mertebesinde soluklandık.
"Stella yıldız demek. Sen bir yıldızsın şahmelek. Gökyüzünde daima parlayacaksın. Işığının sönmesine asla izin vermeyeceğim. Yıldızlar gibi ışıldamaya, umudu simgelemeye devam edeceksin ."
Stella yıldız demek.
Sen bir yıldızsın şahmelek.Sözleri kalbimin öyle şiddetli atmasına sebebiyet verdi ki kaburgalarım acıyla inledi. Yer, gök aşkına! Karşı konulamaz coşkunluklar sardı yüreğimi.
Bir tutam mutluluk, bir tutam keder, bir tutam ise keşkelerle dolu nutuklar. Nutuklar büyüdü, çoğaldı ve sinsi bir hastalık gibi yayıldı organlarıma. Kuruyan dudaklarımı ıslatarak sakinleşmek için uğraştım. Karanlık arzuların gün yüzüne çıkmaya meyilli olduğu bir andı. O arzular boğardı. O arzular korkusuzdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rahel Tutkusu +21|Arkadaşımın Babası
Romance"Tanrı yardımcım olsun şahmelek. Aksi taktirde aşkının büyüklüğü karşısında aklımı yitireceğim..." ~ Not: Hikayede fazlasıyla cinsellik ve yaş farkı olacaktır lütfen değer yargılarınız ile uyuşmuyorsa okumayın! Not: Hikayemin tüm hakları saklıdır. 5...