Karanlık sokakta ilerliyordum.
Tek bir farkla, elimden tutan biri vardı bu kez. Kalbimde bir sıcaklık vardı.
İkimizde susuyorduk, zaten şu an konuşabileceğim pek söylenemezdi.
Bulut'u öptük mü Elif?
Evet içses, öptük.
Dediklerini duydun mu peki? Bizim bir evimiz var!
Yasemin ve Sude'den sonra evet içses, bizim bir evimiz, kapıları bize açık bir yuvamız var.
İçsesimin çocuksu neşesiyle derin bir nefes aldım.
Bulut'un bakışları ise anında bana döndü ve aramızdaki sessizliği bozdu.
"İyi misin güzelim?"
Bize güzelim diyor!
EVET İÇSES BİZE DİYOR.
"İyiyim."
Cevabımı aldığı an gülümsedi ancak gülümsemesi çok uzun sürmedi. Gözlerimin içine bakmaya devam ederken konuştu.
"Bir sorun olduğunu biliyorum, herkes biliyor."
Başımı hafifçe evet anlamında sallarken küçük bir çocuktan farkım yoktu. O ise devam etti.
"Ne zaman hazır olursan o zaman dinleyeceğimi bilmeni istiyorum, her ne kadar her şeyi şu an anlatıp o şerefsize yaşadığı her günü burnundan getirmek istesem de.."
Kısa bir süre duraksayıp derin bir nefes aldı.
"Ve sanırım benden önce Sude ve Yasemin bunu yapacak."
Kurduğu cümle ile duraksadım. Bu gece bencillik etmiştim. Onların ne hissedeceğini düşünmeden çekip gitmiştim.
Beni anlamışlardı. Onlar beni hep anlarlardı.
Nasıl anlatacaktım durumu?
Bambaşka bir kaostan fazla ne olacaktı elimizde?
Anlatıp onların göğsüne sığınma isteğimle yanıp tutuşuyordum. Çünkü her ne kadar Bulut'un kolları beni huzura ulaştırsa da, kızlarımın kollarında aldığım rahat nefesler benim için hep bambaşka olacaktı.
"Biliyorum.." dedim sadece aklımdaki diğer şeyleri yutarak.
Gözlerim yanıyor, vücudum gerginlikten tir tir titriyordu. Eve gitmek istiyordum. Yasemin'in göğsünde yatmak, Sude'ye saçlarımı sevdirmek istiyordum.