1. Bölüm: Tanışma

20K 294 70
                                    

Her zamanki gibi bugünde az daha işe geç kalıyordum. Aslında erken kalkarım ama yatakta oyalanmayı seviyorum. Neyse acil toplantıya yetişmem lazım bugün büyük gün. Dün geceden hazırladığım siyah mat ceket pantolon takımı mı üstüme geçirdim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapmış hafif şeftali tonlarında doğal makyajla da çok iyi olmuştum. Tabi ki olmazsa olmazım yüksek ince topuklu siyah stilettolarımı da ayağıma geçirmiştim ve şimdi tam olarak hazırım.

Meslek hayatıma başlayalı 5 yıl olmuştu, İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ni dereceyle bitirmiş, Katar'da lisans yapmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Meslek hayatıma başlayalı 5 yıl olmuştu, İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ni dereceyle bitirmiş, Katar'da lisans yapmıştım. Geçen senede Ağa Han Mimarlık ödülü almış, çok iyi bir başarıya imza atmıştım. Genç yaşıma rağmen bir çok şirketten iş teklifleri almış büyük projelerin başına getirilmek istenmiştim ama benim gözüm Karahan Holding'teydi.

Mimarlık ve inşaat alında Türkiye'de ve dünyanın bir çok yerinde başarıya imza atmış projeler üretmişlerdi, Ağa Han Mimarlık ödülü bana bu altın kapıyı çok rahat açtırmıştı. Katar da yapılacak devasa otelin proje koordinatörü olmak için Okan yavşağı ile canla başla savaşacaktım. Okan, 5 senedir Karahan Holding için çalışıyordu, başarılı bir mimardı Aynı zamanda baba torpillisi piçin tekiydi.

Şirkete başladığım ilk günden beri aramızda bir rekabet vardı. Bugün onu bozguna uğratacaktım.

Tabi ki bu koordinatörlüğü bana altın tepside sunmalarını beklemiyordum. Bir senedir büyük patron Yıldıray Beyin gözüne girmek için değim yerindeyse it gibi çalışmıştım. Holdingin sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karahan piyasanın anasını ağlatıyordu. Yaşlı kurdun alamadığı ihale veya proje yok gibiydi Yıldıray Karahan, piyasanın ve yeraltı dünyasının en güçlü adamıydı.

Yıldıray Bey, zekaya ve çalışkanlığı severdi, ama her şeyden önemlisi güvendi onun için. Bende kendimi kanıtlamaya hazır ve nazırdım ne yapıp edip bu projeyi  almam gerekiyordur. Bu artık bir nevi kan davasıydı Okan'la benim aramda.

Küçük ama gururlu arabamla şirkete gelmiş, arabamı otoparka bırakmıştı. Bugün kesinlikle bir aksilik olsun istemiyordum. O yüzden şirketin yanındaki malum kahveciden kendime sert bir filtre kahve almak için o tarafta yöneldim. Harika bir gün olacağını hissediyordum (hislerim beni hep yanıltır) Allah'tan çok sıra beklemek zorunda kalmadım. Kahve mi alıp tam şirkette yönelmiştim ki BAM...


"Hay sikeyim böyle işi. Önüne baksana kızım" dedi öküzün biri.

Ulan bir işimde rast gitsin be, sabah sabah bu neydi şimdi yandığıma mı yoksa ceketimin kahve olmasına mı yanayım bilemedim. Ben daha ne olduğunu anlamadan öküzün birinden birde azar işitiyordum. Sesin sahibi öküze kafamı kaldırıp tam cevap verecektim ki karşımdaki şey yüzünden dumura uğradım. Uzun boylu yanık esmer tenli, siyah saçlı, kirli sakallı, vücudunu saran lacivert bir takım elbise içindeki adam, koyu siyah gözlerini dikmiş bana bağırıyordu. Kelimenin tam anlamıyla kükrüyordu.

Karam +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin