'Je me souviens de toi ma chérie.''Seni hatırlıyorum sevgilim.'
...
10.12.1984
Bayım,
Adınızı anmayalı,size yazmayalı ne kadar uzun zaman oldu sahiden de. Aylar? Yıllar? Yıllar..elbette, yılları devirdik sahiden! Ah, ben utanarak söylemek zorundayım ki coşkumu göz ardı edelim, uzun zamandır göremedim sizi. Çehrenizi şimdilerde unutur gibiyim. Bazen yüreğime bir ağrı giriyor, sanki siz hiç hayatımın bir parçası olmamışsınız da benim hasta zihnim sizi var etmiş gibi amansız bir ağrı, zamansız bir korku...Epey uzun vakit oldu dediğim gibi. Size anlatmak istediğim çok fazla şey biriktirdim bayım. Anlatmalıyım, hâlâ sizin kim olduğunuzu biliyorken anlatmalıyım ki bende bize ait bir şey kalsın. Sizi hatırlıyorken yazmalıyım ki..., olur da ileride sizi de unutursam bu satırlar sizi bana geri getirsin. Hiç var olmadığınızı düşünme şansım olmasın. Bilakis yalnız yaşamadım zihnimin ücra köşelerini dahi kurcalayan onca anıyı.
Yazmaya devam edebilmem için derin nefesler almam gerekiyor. Canımı yakmadığını söylemek çok daha kolay olurdu ancak size yalan söyleyemem değil mi? Siz, sihirli bir şekilde içimi dışımı bilen tek kişisiniz. Bu yüzden, işte söylüyorum.., çok acıtıyor bayım. Bunca şeyi bilen tek kişi olarak, şimdi ben de bizi unutursam eğer, hiç yaşanmamış olacağız.
Bazenleri kendimden de nefret ediyorum biliyor musunuz? Bu duruma nasıl düştüğümü anlayamıyorum. Beni ne zaman bırakıp gittiğinizi. Sahi diyorum bayım, yalandan da değil üstelik! Siz ne zaman bırakıp gittiniz beni? Giderken ki acılı yüz ifadenizi ne olursa olsun ölene denk unutamayacağım sanırım. Canınızı yakan her şeyden her daim nefret ettim. Onlardan biri olmak istemedim hiçbir zaman. Sonra bir baktım ki nefret ettiğim her şey oluvermişim. Üstelik siz de bir gece vakti gitmişsiniz benden.
Aptal kağıt, neden bir damla gözyaşıyla böyle buruş buruş oluyor? Siz sormadan söyleyeyim, evet, sebepsiz ağlamalarım da geri döndü. Sebepsiz de değil de, yersiz diyemez miyiz bayım? Sizi düşündüğüm her seferde döktüğüm yersiz gözyaşları..
Size ne anlatmak istemiştim hatırlayamıyorum. Ne olmuştu da elime kalemimi alıp senelerdir hayatımda olmayan size yazmak istemiştim? Ah, bayım! Ben, ben ilk tanıştığımız günü hatırlamıştım. Yazdığım diğer notlarımı bulma fırsatım oldu. Malum onları sakladığım yerleri de teker teker unutmuştum.
Size hikayemizi, zihnimde kalan son kırıntılarıyla anlatmak isteseydim kabul eder miydiniz?
Eğer..,bizi yaşatmaya çalışsaydım, yardım eder miydiniz?...
'J'ai peur que tu partes.'
'Korkarım ki gidiyorsun.'
-
Jeon Jeongguk'un Kim Taehyung'a mektupları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
théodore, tk
Fanfiction'Monsieur, embrasse-moi à l'aube.' 'Bayım, bir şafak vakti öpün beni.'