Güneşin artık tenimi kavurduğunu farkettiğimde denize şöyle bir göz attım.Haftasonunun getirdiği kalabalıkla deniz fazla doluydu.Şezlongumdan ağır ağır hareketlerle kalkıp denize doğru ilerlediğimde içimden keşke kum bu kadar sıcak olmasaydı diye iç geçirdim.
Denize girmenin verdiği ferahlıkla yüzerken gözümle etrafı kolaçan ettim.Azra ve beren yine şenzlonglarında uzanıp hararetli bir konuşmaya dalmıştı.Ben ise yüzmeme devam edip biraz daha uzağa açılmaya karar verdim.İşte nolduysa o an oldu.Birden bacağım kaskatı kesilip hareket edemedim birisi sanki bacağımı çekiyodu.
Bedenimin aşağı doğru çekilmesiyle iliklerime kadar ani bir şok dalgası yaşadım.Ben yukarı çıkmaya çalıştıkça sadecedaha çok aşağıya iniyordum.Aşağı doğru baktığımda bacağımın artık çekilmediğini, onun yerine çoktan ucunda küçük kaya taşın halat yardımıyla bacağıma bağlandığını gördüm.
Aşağı doğru hızla çekilirken elimi otomatik olarak yüzeye çıkarıp yardım edin lütfen dercesine salladım......salladım ve yüzeye gömüldüm.
Tek yapabildiğim şeyi yapıp çaresizce debelendim.Halatı her açma girşiminde bulunduğumda sadece biraz daha fazla su yutuyodum.Artık debelenmeyi bırakıp dünyamın tamamen sessiz ve karanlığa gömüldüğü sırada gözlerimi kapatıp kendimi teslim ettim.
''İzem, izem uyan, izem kedine gel'' kafamda sürekli bu sesleri duyuyodum.Birçok kişi adımı seslenip bağırışlarda bulunuyordu.Tenimi sıcak güneş yakarken altımda yumuşacık kumu hissedebiliyordum. Sürekli adımın tekrarlandığı sırada, birinin beni hıçkırıklar eşliğinde sarstığını ve ağlama krizine girdiğini farkettiğimde,göz kapaklarımla uzun bir savaşa girip sonunda galip geldim.
Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda tepemde bulanık insan görüntüleri gelip gidiyordu.Az önce duyduğum hüzünlü sesler yerini sevinçli bağırışlara bırakmıştı.
Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken bedenimin aniden kaldırılıp sedye olduğunu tahmin ettiğim yere yatırılmasını seyrettim.Azra ve beren ağlayarak ambulansın içinde elimi tutup yanıma otururken hafızamı yoklamaya başlamıştım.
Zihnim denizde yaşadığım korkunç anıları birer birer hatırlatırken irkilmeme engel olamadım.
Araba durduğunda hastaneye geldiğimizi hayal meyal hatırlıyordum.Birinin oksijen tüpünü çıkarttığını ve beni sedyeyle beraber odaya götürdüğünü...........sonrasında kendimi derin bir ukuya teslim ettim.
''Günaydın uyandın mı'' Beren odanın ucundaki koltukta otururken bu soruyu tedirgin bakışlarla yöneltmişti bana.Azrada hemen yanı başında oturmuş bana bakıyodu.
''Evet uyandım keşke başımda şu ağrı olmasaydı bu arada saat kaç oldu''
''Aslında 1 gündür uyuyosun birazdan polisler ifadeni almaya gelicek can kurtaran allahtan gözcü kulesinde senin elini salladığını görmüşte seni hemen kurtardı çocukcağız. Ayağında halatla bağlanmış taş ne arıyordu.''Azranın bu lafından sonra zihnimi tekrar kurcalamaya başladım 1 dk şimdi ben 1 gündür uyuyormuyum ha ?
''Umarım annemlere haber vermemişsinizdir ve beste sende aynı şekilde teyzeme.''
''Hayır küçük hanım telaşlanmasınlar diye vermedik ve sende başına ne işler açtığını anlatıyosun.''
''Gerçektende bilmiyorum abla şuan çok yorgunum sonra konuşsak olur mu ?''
Bu lafımdan sonra ablam anlamış olcak ki daha fazla üstelemedi.Benimse aklımda tek bir soru vardı bunu bana kim yaptı??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ FIRTINASI
Teen Fictionİzem 18 yaşinda sıradan hayatı olan bir genç kızdir.Tatil yapmak için gittiği yerde sebebini bilmediği biri onu öldürme girişiminde bulunur.İzemin hayatı bundan sonra herşey değişir ve yıkımlar bırakır.Tıpkı bir fırtınanın geride bıraktığı yıkım gib...