Eğer vote güzel gelirse haftada bir özel bölüm atabilirim
Yaman
"Bebeğim koşma düşeceksin." İsis, kaydıraktan kaydığı an etrafta deli dana gibi koşturmaya başladığı zaman korku ile onu izlemeye başlamıştım.
Askerliğim biter bitmez Kayra işinden istifayı basıp İsis'i de alarak yurt dışına çıkmıştı, ortada yarrak gibi kaldığım zaman aklıma haliyle her türlü şeyler gelmişti ama tekrar Türkiyeye dönüp beni aldığı zaman anca içim soğumuştu.
Evet evet o yokken kendi kendime triplere girip Kayra'nın telefonlarına çıkmamıştım çünkü aklıma her şey geliyordu ve ister istemez korkuyordum.
Oradaki işleri de halledip beraber döndüğümüz zaman İsis, ben ve Kayra tam bir aile olmuştuk.
Yaklaşık iki yıldır evliydik çünkü Hollandaya çıkar çıkmaz Kayra ile İsis sayesinde evlenmiştik ve görevliler çat kapı ziyarete geldiği için İsis bana 'baba' demeye başlamıştı.
Zaten Kayra'ya baba dediği için araya beni de sıkıştırmıştık ve görevliler açısından pek sorun çıkmamıştı.
İsis, yalandan bana baba diye diye gerçekten baba demeye alışmıştı ve benim de onu kızım gibi gördüğümün gerçeği içimde çiçekler açtırıyordu.
Hem Kayraya hem de İsis'e çok fazla alışmıştım, onlarsız bir hayat düşünemiyordum bile.
Kayra, işini tekrar burada yapmaya başlamıştı ve tekrar komutan olunca tam bir nefes kesen oluyordu ve ciddi ciddi insanın her bakımdan nefesini kesiyordu.
Bense evde kalıp ev işlerle uğraşıp İsis'i büyütüyordum... Bundan şikayetçi miydim? Evet bazen çok fazla şikayet ettiğim oluyordu ama çoğu zaman bu durumdan memnundum çünkü sevdiklerim yanımdaydı.
"Bebeğim, hadi eve gidelim Kayra baban gelir birazdan." İsis'e doğru seslendiğim zaman ben de oturduğum yerden kalkmıştım.
Parkta tek tük insanlar vardı ve rahat rahat Türkçe konuşabiliyordum, hepsini geçtim yaşantım kimseyi ilgilendirmezdi.
İsis, son kez kaydıraktan kayıp üstündeki tozu silkelemeye başladığında bankta duran okul çantasını alıp sırtıma takmıştım, neredeyse her gün okuldan gelirken evin oradaki parka uğrar beraber biraz vakit geçirdikten sonra beraber eve geçerdik.
Sonrasında da ellerimizi yıkayıp üstümüzü değiştirdikten hemen sonra ikimiz mutfağa geçerek ortaklaşa yemek hazırlardık, yemekten sonra Kayra bulaşıkları yıkarken biz İsis ile odaya geçip ödevlerini yapar ve onu yatırırdım.
Bizim günlük rutin bu şekildeydi ve İsis gününün okul kısmı hariç diğer vakitlerini benimle geçirirdi.
Belki de bu yüzden birbirimize ister istemez alışıp benimsemiştik.
Yanıma gelip minik eliyle uzattığım eli tuttuğunda sıcaklığı anında bana geçmişti.
O Kayra'nın yiğeni olsada bizi baba olarak biliyordu ve bundan hiç mi hiç şikayetim yoktu.
"Baba, canım makarna çekti ondan yapalım mı?" ışıldayan gözlerle bana baktığı zaman onu başımla onaylayıp parmaklarımla elini okşamıştım.
"Olur bebeğim, hatta ödevlerini bitirir bitirmez dondurma yemeğe çıkarız ve eve gelince sana masal da anlatırım. Nasılda yarın okul yok ve istediğin saate kadar uyuyabilirsin.
İsis durup sevinçle bacağıma sırıldığı zaman ben de eğilip saçlarını öpmüştüm. Sanırım baba olmak beni epey bir şekilde olgunlaştırmıştı.
******
Kayra
Omuzlarımın ağrısını görmezden gelerek evin kapısını açtığım zaman kafama top yemem birden bire olmuştu ve dünyamın bir anlığına karardığına şahit olmuştum.
Nevrim dönmüştü ulan benim.
"YAMAN" Avazım çıktığı kadar bağırdığım zaman savaş alanı olmuş eve bakmıştım.
Bu iş kesinlikle onun başının altından çıkmıştı ve bu adam cidden hiç olgunlaşma belirtisi göstermiyordu...
Kapıyı kapatıp ellerimi belime koyduğum zaman Koltuğun arkasından çıkan yüzleri boya içinde olan iki çocuğa bakmıştım.
Evet evet bu evde iki tane çocuk vardı ve ben aralarında kalmıştım.
Yaman'ın ve İsis'in yüzleri boya içindeydi, İsis'in suratında kocaman kelebek çizimi dururken Yaman da bildiğiniz kedi bıyıkları vardı ve burnu da pembeyle boyanmıştı.
"Topum kaçtı ehehehe miyav." Yaman, tahrik edici sesiyle konuştuğu zaman yutkunup ona bakmıştım, bütün yorgunluğumun uçup gittiğini hissediyordum.
Sık sık beraber olmamıza rağmen yine de birbirimize karşı bu kadar doyumsuz olmamız...
Gerçi Yaman ne yaparsa yapsın yine de arsız biriydi ve ben bu karşımdaki arsız olan kediye aşıktım.
Evin dağınıklığını görmezden gelmeyi seçerek Yaman'a bakmıştım.
İsis, çoktan gelip bacağıma sarılmıştı.
"Bu evin hali ne? Lan oğlum sen niye büyümüyorsun?" Şakadan kızgın çıkartmaya özen gösterdiğim zaman İsis kıkırdamış Yaman da şeytanca sırıtmıştı.
"İsis git yüzünü yıka ve sofraya otur hemen." Yaman, İsis'e komut verdiği zaman İsis bacaklarımı bırakıp koşarak banyoya gitmişti.
Bütün bunlar olurken de Yaman yanıma gelip bana sırnaşmaya başlamıştı.
"Kediciğin seni çok özledi~" Diziyle erkekliğime baskı yaparak sürtündüğü zaman anın verdiği zevkle kulağına doğru kısık bir ses tonu ile adıyla inlemiştim.
Altta olma sırası bendeydi ve beni yoldan çıkarmaya çalışıyordu şerefsiz.
Dönüşümlü işini sevsem de ne zaman ben altta olsam Yaman bir türlü doymak bilmiyordu...
"Ben de kediciğimi çok özledim ama şu an terliyim üzerimi değiştireyim akşam bakarız." Ona sarılmadan saçlarını öptüğüm zaman Yaman, beni umursamayıp sıkıca sarılmıştı.
Daha çok kendini bana bastırıyordu desek daha doğru olurdu.
"Terli olman umrumda bile değil, yatakta yeterince terleyeceksin zaten." Diliyle boynumu yalayıp emmeye başladığı zaman bacaklarım gelen zevkle titremeye başlamıştı.
Düşmemek için Yaman'ın belini tuttuğum zaman adam ayak üstü kendini bana daha çok sürtmeye başlamıştı.
Emdiği yeri dişlerinin arasına alıp ısırmaya başladığı zaman parmaklarımı saçlarının arasından geçirip çekmeye başlamıştım çünkü kendimi tutmakta oldukça zorlanıyordum ve İsis bizi basabilirdi.
"Bu gece çok fena geçecek." Yaman kulağıma doğru konuşup geri çekildiği zaman nefesimi düzene sokmak ile uğraşıyordum.
Karşımda kedi suratı ile dururken onun üste olduğunu düşündükçe gülesim geliyordu ama gülersem acısını çok fena benden çıkartırdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yengen Kızar / bxb ✅✔️
Ficción GeneralYaman fazlası ile yavşak bir insandı ve Kayra Yüzbaşı'nı yatağa atmak için her yolu deniyordu.