Caelan geriye yaslanıp önündeki kağıtlara içinde bulunduğu çalışma odasına bakarken tüm bu işlerin ona göre olmadığının farkındaydı. Pek çok ada gelir giderleri sorunları ile boğuşmak canını sıkıyordu ki bir köyü dahi idare ederken zorlanıyordu. Kabul etmeliydi ki keyif adamıydı. Zorakilikler ona göre değildi. Kaptanın vakti zamanında hepsiyle nasıl ilgilendiğini merak etmeden edemiyordu. Genç adam kağıtları deri kılıfın içine doldurup çekmeceye kilitledikten sonra gözü kasaya takıldı. Şu dakika çok varlıklı ve güçlü bir klanın başındaydı. O kasayı açtığı vakit içindekilerin yere döküleceğini biliyordu. Hoş altınla gümüşle çok derdi olan bir adam da değildi. Sanırım eline çokça geçtiğindendi. Genç adam Moirein ziynete düşkünlüğünü aklına getirdiği vakit kendince gülümsedi lakin ne denli düşkünse o kadar da savruktu kadın. Caelan bardağı eline alıp yudumlayarak iç geçirdi. Çok küçük yaştan itibaren bir toprak üzerinde olmasa da çalışmıştı. Deniz işçiliğinin ne denli ağır olduğunun bizzat bilincindeydi. Herşeyi ödemeye çalışması elinde hiçbirşeyi kalmasa da kimse ile derdi olmasını, kendi yağında kavrulmak isteyişini anlıyordu ve onun gibi bir kadın neye ihtiyaç duyardı ki... Evlendiği adamın varlığının bilincinde olup tek bir sikkeye dahi tenezzül etmeyeceğini ayan beyan bildirmekti kendine ödeme çıkartması... Caelanşu dakika on gemiyi peş peşe sıraya dizebilecek kudrete sahipti. İki bin altının hesabını çıkartmıştı önüne genç adam başını iki yana sallayarak kendi kendine güldü. Şüphesiz her erkeğin korkulu rüyası kendisine ihtiyaç duymayacak bir kadındı. Moirese bulutlarda hissettiren bir rüyanın çevirdiği kabus gibiydi. Caelanın tüm boş vakitlerinde beynini kemiriyor oluşu ise korkunçtu. Başta bedeni, güzelliği ve işvesiyle heryerindeydi hangi statüden olırsa olsun bir adamın evinin kapısından girdiğinde ihtiyaç duyacağı herşeydi ve tüm adamların beklentileride bununla sınırlıydı lakin onu tanıdıktan sonrası başa çıkılması güç alışılmışın dışında olan özellikleri aklını kurcalayan sorunlar haline gelmişti. Götürüp dünyanın bir ucuna bıraksa başının çaresine bakacağından şüphesi yoktu. Genç adam sorunu kendinde aramak zorundaydı ki onun istediği de hep bu olmuştu. Güvertede saldırıdan korkmadan kadını ile yolculuk edebilmek uzun yolda yanında olmasının sorun olmaması dahası Leif Frigg Kaptan... Bunlar onun için baş kriterlerdi ki şu dakika Caelan okyanus ortasında üç gemi saldırısına dahi baş kaldırabilecek kudrete sahipti. Caelanın karşısında durabilecek onu tabiri caizse hiç edecek güç tam yanındaydı. Genç adam kendi kendine gülerek iki bin altının hesabını sormak bahanesi ile yerinden kalktı ve ağır adımlarla kadının odasına çıkmaya koyuldu. Caelan kendine kaş çatarken onun için bile odasına ayağıyla gittiğine inanamıyordu. Yanından geçen kızlardan birini durdurup boğazını yemizleyerek sırtını dikleştirdi. "Leydi Moirein derhal hazırlanıp odama gelmesini emrediyorum" Genç adam kendi kendine kafa salladı. Tabiri dahi komikti ki kadınlara emirler yağdırmak doğasında yoktu. İşte o da kaptan yüzünden olmuştu. İyi huylu adamların kadınların karşısında her daim memnun olacağını sevdikleri insan üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmamanın onları keyifli ve mutlu adamlar yapacağını öğütleyip durmuştu. Caelan kadınlara iyi davranmanın her daim getirisini fazlasıyla gördüğünden benimsemişti bu tavrı.
"Beyim leydim bahçede yumurta yaktırıyor. Hemen haber ederim"
"Yumurta? " Genç adam yüzünü kırıştırıp eliyle kızı dırdurdu. "Ben giderim" Ne işi bardı yumurta ile... Caelan nefret ederdi. Mutfağın içinden geçip arka bahçeye çıktıktan sonra Moire ve yanındaki kızların ateş başında olduğunu gördüğünde cebindeki mendili burnuna tıkayarak yanlarına doğru ilerledi.
Moire adamın geldiğini görünce eliyle gitmesi için işaret etti. Sevmediğini biliyordu lakin yaptırdığı merhem de bir gereklilikmiş gibiydi.
"Bu ne Moire? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Fiction Historique.Moire Mcleod, o gün en güzel günaydın ile gözlerini açtı ki gün onun için babasının gülen gözlerini görerek başlardı, en güzel yemekten yedi ki onu lezzetli yapan babasının elleriydi, en güzel şarkıları dinledi ki herkesin karga diye tabir ettiği o...