Nemesis

5.7K 323 11
                                    

"Hoş geldin Ilgaz."

Ilgaz beni elimde kahve tepsisiyle görünce çok şaşırdı.

"Hoş bulduk."

Bu nedenle selamıma karşılık vermesi bir kaç saniyesini aldı. Niye şaşırıyordu ki, sonuçta burası benim ailemin eviydi. Güney'le işbirliği yaparak, habersiz saç tellerimi DNA testi yapmaya götürmeseydi, bu ailenin kaçırılan çocuğu ve Doğan ailesinin bir ferdi olduğum ortaya çıkmayacaktı. Aslında ona çok şey borçluydum ama yine de benim haberim olmadan bu tarz kararlar almamaları gerektiğini öğrenmeleri gerekiyordu yoksa bu durumu alışkanlık haline getirirlerdi.

Benim üzerimde askılı, üzerinde kediciklerin olduğu kapri pijama takımı varken, o üzerine beyaz bir tişört ve siyah kot pantolonu giymişti. Onun kahvesini verirken üzerine yanlışlıkla dökmem güzel olurdu ama bunu yapmayacaktım. Ben farklı bir şekilde intikam almayı düşünüyordum, birazdan yapacağım şey ona daha ağır gelecekti.

Herkesin Türk kahvesini ve suyunu verdim ve Ilgaz'ın yanına geçip oturdum. Güney bu durumu görünce ayaklandı, hemen yerinden kalkıp yanıma geldi. "Geç abicim, sen benim yerime otur, ben buraya otururum. Ilgaz'la benim konuşacağım önemli konular var. Hem böyle daha rahat ederiz."

Hiç istifini bozmadım, yavaşça kahvemden bir yudum alıp Ilgaz'la ortak kullandığımız sehpanın üzerine bıraktım. "İstemez. Ben sevgilimin yanında oturmak istiyorum."

Göz ucuyla baktığımda Ilgaz'ın suratındaki tüm rengin gittiğini gördüm. Güney ise öfkeden kıpkırmızı olmuştu.

Söylediklerimi duyan Çetin Müdür "Bu da ne demek oluyor, biriniz bana bu durumu hemen açıklasın," diye bağırdı.

Güney'in gözlerinin içine baktım. "Bu durumu Güney ve Ilgaz açıklasın bence. Sonuçta yabancıların yanında bunun ortamını hazırlayan Ilgaz ve herkesin yanında çıktığımızı söyleyen de Güney oldu. Buradaki en masum kişi benim. Değil mi abicim?"

Güney'in gözlerinin içi ona abi dediğimi duyunca parladı. Ama bunun tadını çıkarmaya pek fırsatı olmayacaktı. Önce babasına hesap vermesi ve benimle olan düellosundan sağ çıkması gerekiyordu. Ilgaz ise elleri dizlerinde yeni damat gibi oturuyor, müdürünün yanında nefes almaya bile cesaret edemiyordu. Ne yapayım, biraz kaoslu ortamları severdim.

Güney babasına döndü."Baba vallahi bizim suçumuz yok. Şu cinayet Büro Amiri Can Akman, Çakır'ı gözüne kestirmişti, onu Çakır'dan uzak tutmak için böyle bir yalan söylemek zorunda kaldık. Sağ olsun Ilgaz'da bana bu konuda yardımcı oldu. Onun hiç bir suçu, günahı yok."

Çetin Müdürün suratı asıldı. "Bundan benim niye haberim yok? Müdürünüz olduğum halde her şeyi en son ben duyuyorum, bir daha Çakır'la ilgili bir konu olursa ilk benim haberim olacak. Anlaşıldı mı?'

Güney kafasını salladı."Anlaşıldı müdürüm."

Olamaz, bu konunun bu kadar çabuk kapanmaması gerekiyordu. Ben biraz daha uzamasını ve onların yerin dibine girmesini amaçlamıştım. "Ama Müdürüm Ilgaz'la beni yan yana görenler, manalı bir şekilde bakmaya ve arkamızdan da fısır fısır konuşmaya başladılar. Onlar erkek olduğu için bu durumu fark etmemiş veya önemsemiyor olabilir ama ben bundan oldukça rahatsızım. Ilgaz'la sevgili olduğumuzun dedikodusu aldı başını gidiyor, korkarım yakında ikimizin sözlendiği ve yakın zamanda evleneceği dedikodusu da çıkacaktır. Benim hiç bir suçum olmamasına rağmen bu ikisinin yüzünden, nelerle uğraşmak zorunda kaldığımı görüyor musunuz?"

Güney bana şaşkınlıkla bakıyordu. "Senden korkulur kardeşim, bir daha seninle uğraşmadan önce iki kere durup düşüneceğim. Pes ediyorum, sen kazandın. Sonucunu düşünmeden yaptığım bu gereksiz davranış için de ayrıca senden özür diliyorum. Lütfen beni affet ve şu gazabını üzerimden çek."

ÇAKIR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin