Geceler gene beni tutsak etmiş gibi hisediyorum. odamin karanlık köşesinde oturmuş dizlerimi kendime çekip kolarımı bacaklarıma sardığımda, penceremden esen hafif rüzgarla baharin o neşeli , sıcak hisiyati içimi doldururken üşüdüğümün farkında olmayarak öylece dalmışım karşımdaki beyaz duvara... pencereden odama sızan sokak lambasinin ışklarinda farkettim ismimin anlamını' ne tam belirgin ne de silik gölgeler, odanin duvarlarinda gezinirken kafamdaki seslerden bir kaçı daha yüksek bir sesle öne çıkıp kendilerini bana duyurdular...
saye,
saye...nasıl hem var olup hem yok olabiliyorsun ??
tam o an icimdeki bosluk daha da derinlesti. bacaklarima daha cok sardım kollarımı, kafamı dizlerime koyup daha cok daldım benim ama bana ait olamayan dumanli düşüncelerime...
aradan kac saat geçtiğinin farkında olmadan başımı dizlerimden kaldırdim. hava aydınlanmaya baslamiştı, alışkınım karanliğin aydınliğa teslim oluşunu izlemeye. hafiften kendimi düzelterek ayaklandìm banyonun yolunu tutum.
Musluğu açtım,suyun sesi beni rahatlatmaya yetmişti...
avuclarima dolan soguk suyu yüzüme kavustururken bedenim ürperdi. akan suya dalarken karsimdaki aynaya baktım...
tanıdığım ama bana yabancı gelen o simamda oyalandi gözlerim. parmak uçlarımı yüzümde gezdirdim...
Gözlerimin altındaki mor halklarda toplandı bakişlarim, hemen önümdeki
Musluğu kapatıp üstümü soydum. duş kabinine girip soguk suya biraktim titrek bedenimi... suyun bedenimden aktığını izlerken zangır zangır titrediğimin farkında olamayacak kadar su damlacıklarina dalmışım... hızlıca yikandiktan sonra dustan ciktim havluya sarıldim, odama gecip rahat kisa siyah sortumla üzerime genis bir tsihirt aldim yatagima uzanmadan genis olan kitapliğima baktim. rasgele bir kitap aldım, okuyacaklarımin rafından;
"yer altından notlar" kitabini alıp, yatağıma geçtim. telefonuma baktim saat 08:15 geçiyordu. saatlerdir uykusuz olmama rağmen hala uykum gelmiyordu derin bir nefes alarak kitabin ilk sayfasina odaklandim zaten yaz tatiline girmiş bulunmaktayiz okul yok yogun gecen bir senenin ve yanliz gecen bir sene daha diyerek tatilimin ilk gunune merhabayi gene uykusuzlugumla açtım... biraz sayfalarda dolaşırken telefonumun titremesiyle irkildim saat 10:16kim mesaj atmis ?
diye bakacakken esinin beni aramasiyla bir kez daha irkilerek bıkın bitkin bir sesle
+efendim esin nevar ne oldu?ESIN
+hayirdir kizim direk tersliyorsun!BEN
+yorgunum esin soyle noldu, kargalar bokunu yapmadan beni ariyorsun'ESIN
+saye dısarıda mi kahvalti yapsak bugun ne dersin? hem konusuruz biraz yeter be kizim içerde çürüyeceksin.BEN
+off esin hayir ben cikamam biliyorsun... sevmiyorum dısariyi iyice geriyor beni anlamiyormusun?ESIN
+saye nereye kadar okul olmasa adimini disariya atmiyacaksin??BEN
+esin ben boyle iyiyim birsey demiyeceksen kapatiyorum rahat ver !!ESIN
+TAMAM SAYEEE !!Esin benim yillardir arkadasim. sadece bir arkadasim var zaten deli dolu bir kiz zeki, huysuz azicikta hayalperest bir tavri... onu cok severim ama bazen cekilmeyecek kadar sinir bozucu oluyor.
Son bir kac sayfa daha okuyup kitabin kapagini kapatim. kulakliğımi takip rasgele bir fon muzigi actim, gozlerimi yumdum ve nihayet uykunun kolarina atabildim kendimi...
birkaç saatin ardından uyandim annem bisiler atistirmam için hazirladiklarini calisma masama bırakmis. artik oda kizmiyor odamdan cikmama aliştı, bu yuzden yemeklerimi masama birakip usulca cikiyor odamdan. onlari azar azar yerken bi yandan bisiler karaliyordum, yanimda duran mavi deftere. sacma sapan kelimeler iste diyip gecistirsemde, esin okurken; "ah be kizim ne güzel yazmisin" diyor cok kitap okumanin verdiği avantaj diye geçistiriyorum. esin daha cok yazsada bi turlu ikna olmuyor guzel yazdigina, bende pek zorlamiyorum onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖK
Teen Fictionküçük kalbin büyük aşkı yanlızlığım mıydı beni sende bitiren ? yoksa ruhum muydu sende tutsak kalan ? ardında kalmış bir saye gibi ne tam belirgin nede silik ve ben köklerinde yok olmuş küçük sayen...