Vaha'nın anlatımıyla;
2011 Yılı Soğuk bir kış günü;
Yemeklerimizi alıp yürürken aklımda sadece o esmer kız vardı. Verda.. Dün gece ceza almıştı. Kesin daha çok hasta oldu diye geçirdim içimden. Portekizli idim, bundan 5 yıl önce yani daha 6 yaşında babaannemin de ölümüyle Türkiye'ye bir yetimhaneye gelmiştim. Verda'yı burada tanımıştım, benden nefret etmesine rağmen her korktuğunda bana sarılıp ağlayan, asla geçmişini unutamayan bir kızdı. Onu almak ve herkesten korumak istiyordum. Adana ilçesinde idik. Türkçe'yi tamı tamına öğrenmiş değildim, Verda sayesinde daha akıcı konuşuyordum. Annem Türk Babam Portekizli idi, onlar nerde hiç bir zaman bilmedim ve aramadım. Verda'nın Annesi Rus, Babası Türk idi. Annesi o çok küçükken ölmüş ve babası ile Türkiye'ye gelmişlerdi. Babasının ona yaptığı işkenceler yüzünden onu öldürmüştü, tamamını sadece kendi beyninde yaşıyordu. Ben bile bilmiyordum.
"Hey küçük! Kız arkadaşın depoda baygın ve sen yemek mi yiyorsun. Herkes onunla eğleniyor bizde gideceğiz birazdan gidip baksana." 16 yaşındaki pis düşünceli erkek çocuklarına baktım. Öyle bir baktım ki korkup küfür ederek gittiler. Işık hızıyla ceza verdikleri depoya koştum. Gördüğüm şeylerle nefesim kesildi. O oradaydı, etrafında 4 erkek vardı, yere düşmüştü, tişörtü parçalanmış, saçları yamuk yumuk kesilmiş, her tarafı kan.. Ona baktım, beni gördü, kocaman gülümsedi, o Verda Clement'ti sadece beni gördüğü zaman gülümser, güç alırdı. Sanki hiç bir şey yokmuş gibi ayağa kalktı ve karşısındaki çocuğa vurdu, ama arkasından aldığı darbe ile tekrar yere düştü. Sinirle onlara doğru koşup sert bir küfür savurdum. Bu sırada Verda'yı yerden kaldırmıştım.
"Bana sırtını ver Verda." diye bağırdım ve sırt sırta o 1 ben 3 kişiyle dövüşmeye başladık. Biz daha 13 yaşında idik onlar ise 16-17. Şansımız azdı fakat Verda'yı asla bırakmazdım o halde. Karşımdaki çocukları yere devirdiğimde Verda'ya döndüm. Yere düşmüştü.
"Caramba! (Hay amına koyayım)" ben küfür ederek Verda'ya yöneldiğim sıra birisi bana çelme taktı ve bende düştüm. O gün 1 saat boyunca bayılana kadar dayak yedik. O gün Verda'yı koruyamadım. O gün soğuk bir depoda sabaha kadar kan kaybederek baygınlık geçirdik. Sabahında ise yanımıza gelen yetimhane müdürü Bayan Amanda hanım ile sona erdi, en azından artık buz gibi değildi. Bizi alıp sımsıcak bir odaya götürdü. Ekşimiş ve artık yemekler verdi. 1 hafta boyunca orada Verda ile iki yabancıyı oynadık çünkü onun kıyafeti yoktu üstünde. Burada tanıdığım bir kız bizim yanımıza geldi ismi Pare idi. Üzerindeki hırkayı verip gitti. Ceza süremiz doldu. Üzerinden 1 ay geçti olayların. Verda 1 ay utancından odasından çıkamadı. Ta ki ben herkes uyurken onun yanına gidene kadar.
"Üzgünüm." dedim sadece. Kafa salladı ve ayağa kalkıp bana sımsıkı sarıldı.
"Korkuyorum. Vaha gidelimmi? Yalvarırım gidelim." diyip ağlamaya başladı. Mahvoldum ama gıkım çıkmadı.
"Verda ben gidiyorum var mısın benimle gelmeye?" diye sordum. Sesim fısıltıdan ibaretti.
"Sonu ölüm olsada beraber ölelim yeterki." deyip kalktık. O gece ben ve Verda sessizce yetimhanedeki gizli yerden çıktık. Bu defa hiç geri dönmemek üzere çıktık. Burdan birçok kez çıkmayı denedik ama her seferinde çok aç kaldık ve geri dönüp ceza olarak artık yemek yedik. Sıcak odalarda kaldık. 1 saat yürüdük. Bir parkta salıncakların orada durduk. Karşıdaki büfe de saat gece 02.35 idi. Verda ile salıncaklara bindik. Ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme adım adım
RandomBu kurgu (kan,vahşet,intihar,cinayet) içermektedir etkilenicek olan kimsenin okuması önerilemez‼️ "Noluyo burda?" Karşımdaki arkadaşımın cansız bedenine baktım. "Sen zeki kızsın anlarsın"Karşımdaki kadına boş gözlerle baktım. İlaç mı beynimi uyuştur...