Aşka yeteneksiz iki kisi bir barda tanıştıktan sonra birlikte kaçıp renkli rüyalar oteline giderler. Sabah kadın kaçar ve adama veda eder .
Renkli Rüyalar Oteli. Sadakatsizliğin, aşkin sonunu getireceğini söylemeye çalışıyor . Yine de ask ihtimalin...
^^Belki gökyüzü insanlardan uzak olduğu icin guzeldir^^
3 yil önce...
Arabada şarkı çalarken İstanbul sokaklarında kaybolmuştuk. Bir hotel arıyorduk gece yarısı bir Perşembe günü.
"Arabayı sen kullan, içkiliyim "dedi yanımdaki adam "Boşver, yutalım şeritleri, bas gaza "diye yanıtladım heyecanlı bir şekilde .Yan ucuyla bana bakıp gülümsedi ve gaza basıp gidiyorduk , nereye gittiğimizi bilmiyordum ama gidiyorduk .kaçıyorduk hattalarımızdan, insanlardan ve en çok da kendimizden.
İki saat önce bir barda yanıma gelip "ağlama" demişti, ama ben yine de ağlamıştım. Sonra kendimizi yollarda bulmuştuk .
Kemerimi çıkarttım ve arabanın üst camına cikip kollarimi iki tarafa açıp bağıra bağıra "kim olduğumuzu unutalım "dedim , mutluydum artık tanidigim kimse yoktu yanımda ,sadece iki yabancıydık . O ise bana bakıp kocaman bir gülümsemeyle karşılık verdi. Gökyüzündeki yıldızlar parlıyordu ve onun gözleri onlarla yarışıyordu .
Araba sürmeye devam ederken ışıklarla süslenmiş bir yolda ilerliyorduk ve birden karşımıza renkli bir otel çıktı. Otelin görkemli cephesi, canlı renkleriyle göz kamaştırdı. "Bu otel güzel, adını sevdim" dedim. Beni dinleyip arabayı park etti, inip kapımı açti ve üstüme ceketini verdi ,hava soğuk değildi ama esiyordu. Beni belimden tuttu , normalde rahatsız olurdum ama nedense kendimi güvende hissettmiştim ve içeri girdik.
İçeri girdiğimizde ise, her köşede farklı bir tema ve atmosfer bizi karşıladı. Ortada büyük C şeklinde bir koltuk vardı. Ben o tarafa geçip etrafa baktım, o ise resepsiyonistin yanına gitti ve odalarımızı almaya başladı.
Bir sure sonra...
resepsiyonist anahtarı verdiğini gördüm ve ayağa kalkip yanlarina gittim . Anahtarı aldı ve asansöre doğru yürüdük , üçüncü katta bastı . 307 numaralı odamızın kapısını açtığında ise içeride iki kişilik bir yatak, bir masa , iki tane sandalye ve bir kapı daha vardi banyo olmalıydı.
Ardından bana "duşa gireceğim, sen de yıkanacak mısın?"diye sordu. Ben de daha önce yıkandığım için "hayır, sen yıkan" dedim.
Odayı gezmeye karar verdim , oda büyük değildi ama yürüyebilecek kadar yer vardı. Odada sadece bir yatak vardi . Beli fazla para vermek istemediği içindi.biriyle ayni yatakta yatacaktım bide o kişi yabancı biriydi ama ben artık eski ben değildim, bu yüzden umrumda olmadı .
Gözümü gezdirirken gözüm yatağın üstündeki çizime takıldı . Orman, ağaçlar ve gökyüzü ,gökyüzünün maviliği göz kamaştırıcı. Ormanın yeşili ise içinde kaybolacak kadar güzel. Ormanın renkleri solmuş , ağaçları yeşil değildi daha fazla karaydı sanki yanmışlardı, gökyüzü ise parlıyordu . Ormanı ve gökyüzünü ayıran siyah bir çizgi vardi, sanki onları bilerek ayirmişlardi . Çok güzeldi telefonumu çıkarttım fotoğrafını çekmek için. Kapalıydı telefonum saatlerdir .
telefonumu açtığımda ise bir sürü cevapsız çağrı ve mesaj vardı. Erdem'den 54 cevapsız arama ve 107 mesaj, Eda ise 8 kez aramıştı. Başka kimse yoktu, geri dönmeyecektim. Telefonun sim kartını çıkarttım ve masanın üstüne bıraktım aynı anda kapı çaldı .
kapıya doğru yürüdüm. Açtığımda ise karşımda deminki resepsiyonist vardı. Elinde 2 şişe içki ve 2 bardak vardi , bana doğru uzattı. Aldım ve teşekkür ettim kapıyı kapattım.
Döndüğümde banyodan ne zaman çıktığını bilmediğim o adam vardı, demin oturduğum yerin karşısına geçmiş bana bakıyordu . Gözleri yine parlıyordu. Yanına gittim, bardakları doldurdu ve birisini alıp bana uzattı. Bir anda dikti, boş bardağı yerine koyarken gözlerimin içine bakıyordu. "Çok içme, barda da içtin sarhoş olursun" dedi. Alkole dayanamazdım aslında ama bugün yeni biriydim. "Dayanıklıyımdır , merak etme" dedim. Yani öyleyimdir galiba. Onun gibi bardağı kafama dikip masanın üzerine koydum. Ve devam ettik, o bana bakarak içti, ben ise ona.
Uzun bir sessizliğin ardından ağzımdan bir şeyler çıktı. "Beni sevmedi, sevdiğini sand..." diye mırıldandim sözümün hepsini diyebildiğime emin değildim ama bir anda dediğim için yüzüme beklememiş gibi baktı. "Sarhoş olacaksın demiştim" dedi. "Sarhoş değilim, bak" dedim. Ayağa kalktım, kollarımı açtım ona doğru yürüdüm ve üstüne oturdum, bacaklarımı sandalyenin iki tarafına koyarak. Bana öylece baktı, sadece baktı, bir şey demedi. Kollarımı da boynuna sararak yüzümü ona doğru yaklaştırdım, dudaklarımız arasına birkaç santim vardı. "Ben sarhoş olsaydım bunu yapmazdım" dedim. Ve öğrendim ki yeni hayatımda da sarhoş olabiliyordum.
Dudaklarına kapandım, geri çekmedi, tersine o da öpmeye başladı, alt dudağımı emiyordu, canım acıdığı için bir inleme çıktı ağzımdan. O an dili dilimle buluştu, sanki hayatımızda bir tek bu eksikti. Nefesiz kalasıya kadar öptü. Bir an çekilip nefes aldı ve boynumu öpmeye başladı, ben ise kafamı geriye doğru attım. Üstümdeki siyah crop'u çıkardı, ona baktım, o ise göğüslerime bakıyordu. Bir yabancının karşısında kimizi bir sütyen ile kalmıştım .Gözlerine baktığımda sadece istek vardı. "Şu an utanamazdım, yarın utanırsın boşver" dedi içimdeki bir ses.
Sağ mememi bir eliyle kavrayarak çıkardı ve ucunu emmeye başladı. Karnımda sanki kelebekler vardi , bu duygu çok güzeldi . Ben ise gömleğinin düğmelerini açıyordum. Gömleği çıkardığım an elleri bacaklarıma gitti ve ayağa kalktı. Yatağa doğru yürüdü ve beni yatağın tam ortasına attı . - Orman ve gökyüzü ağırlıklarından arındı. Gökyüzü mavi gözlü bir kadın, saçları esmer ve dalgalı. Orman ise yeşil gözlü, kaslı ve esmer bir adam. Kadın, hafif bir esintiyle saçlarını savururken, adamın gözleri onun güzelliğine takılır.
''Benimsin''dedi orman .İçlerindeki çekim kuvvetiyle birbirlerine yaklaşırlar . Kadın, adamın güçlü kollarına sarılırken, adam da onu tutkuyla öper.''bende senin''diye devam etti.Gökyüzünün mavi derinlikleri ve ormanın yeşil dokusu, onların aşk dolu dansına şahitlik eder.
ormandaki sesler yükselirken bulutlardan yağmur damlaları düşmeye başladı. Orman ve gökyüzü bir olmuşlardı . Ormanın ağaçları artık dayanamıyordu, son damlalarına kadar ağladılar. Ağlamalarıyla birlikte birbirlerinin yağmurlarında boğuldular. Yağmurdan sonra gökkuşağı geldi. Bu olaylar ormanı ve gökyüzünü yorgun düşürdü, ama aynı zamanda birbirlerine daha da yakınlaştırdı. Şimdi o otel odasında mutlu bir son istiyorlardi. - - - - - - - - -
Ilk defa yazıyorum böyle oldu insh'Allah beğenilir . Neyse optummmmm 🫶🏻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
