Crime Mask | Jongsang

Hastane

24 Mart 2095

Yeni cinayet haberini alır almaz Mingi ve Jongho olay yerine gitmişlerdi. İkili, daracık odada üç tane hastane polisine sorduğu sorular ile onları bunaltıyordu.

"Nasıl girmiş bu herif?"

"Bilmiyoruz"

"Ne demek bilmiyoruz? Hastanenizde kamera yok mu?"

"Aslında vardı. Fakat ne olduysa o anı kayıt altına almamış. Bozuk gibi görünüyordu"

Mingi, duydukları ile sertçe alnına vurdu. Ne tür oyuna gelmişlerdi böyle?

Jongho, Mingi'nin hava almaya çıkmasını söyledi. Mingi dışarı çıkarken Jongho tüm dikkatini önündeki üç polise verdi.

"Şüpheliyi kim vurdu?"

Aralarından biri elini kaldırdığında Jongho onu onayladı ve geri kalanının dışarı çıkmasını istedi. Diğerleri dışarı çıkarken içeride sadece Jongho ve suçluyu vuran kişi kaldı.

"Adın nedir?"

"Chen"

"Suçluyu nerede vurdun?"

"Acil girişindeki merdivenlerin orada sıktım"

"Peki onu tam olarak nerede gördün?"

"Öldürülen hastanın odasındaydı. Hemşire gördü ve panik butonuna bastı. Ben de o odaya gittim ve orada gördüm. Adam kaçarken ben de arkasından gidiyordum. Durmasını söyledim ama durmadı. Ben de onun ayağından ateş ettim. O yere düşerken hızlıca yanına gittim fakat adam yerden kalktı ve yüzüme güzel bir yumruk indirip kaçtı"

"Peki şüphelinin eminim ki kanı yerde duruyordur. İncelemeye aldınız mı?"

Karşısındaki çocuk cevap vereceği sırada içeri hafif uzun boylu, orta yaşlarında bir adam girdi. "Choi Jongho? merhaba. Ben adli tıp'tan Yeonhan. İncelemelerimizi bitirdik. Bana sormak istediğiniz bir şey var mı?"

"Chen sen dışarı çıkabilirsin"

Chen kafasını sallayıp dar odadan çıktığında, Jongho oturduğu yerde yayılmıştı. Kendisini düzeltti.

"Lütfen oturun doktor. Size sormak istediğim önemli bir konu var"

"Dinliyorum"

"Bir kişinin başka bir kişinin DNA dizilimi aynı olabilir mi? farklı zaman diliminde yaşasalar bile"

"Nasıl yani?"

"Şöyle anlatayım doktor... İki farklı kişinin DNA dizilimi birebir aynı olabilir mi?"

"Böyle bir şey mümkün değil efendim. İster aynı zamanda yaşasın ya da yaşamasın, bu mümkün değil"

"Peki, anladım doktor. Teşekkürler"

"Önemli değil"

Jongho ve Yeonhan durdukları küçük odadan çıktılar. Yeonhan üst kata çıkarken Jongho, Mingi'nin yanına gitti.

"Gidiyor muyuz?"

Mingi'nin sorusuna cevaben kafasını salladı Jongho. İkili, ağır adımlarla hastane binasından çıkarken, Jongho hastane girişinde maskeli biri gördü. Gözlerini kırpıp tekrar baktığında kimse yoktu.

Sanırım uykusuzluktan kafayı yemişti.

Mingi ve Jongho daha fazla zaman kaybetmeyip büroya döndüler. Aynı odanın içinde Jongho koltukta biraz kestirirken Mingi bilgisayarından öldürülen ihtiyarın bilgilerini okuyordu.

Jongho, gözünü açıp Mingi'ye baktı. Mingi'nin bir şey okuduğunu gördüğünde koltuktan kalktı ve yanına ilerledi.

"Raporlar mı çıkmış?"

"Hayır, maktul hakkında birkaç şey"

"Ne yazıyor?"

Jongho, geri koltuğa gidip otururken Mingi anlatmaya başladı "ihtiyarın hayatta kalan tek akrabası kızı ve damadı'nın söylediğine göre; adam yaklaşık on beş yıldır alzheimer hastası. Yemek yiyip, yemediğine kadar unutunca hastaneye yatırmışlar. Bunun üstüne başka hastalıkları da eklendiğinde hastayı taburcu etmemişler. Adam fabrikada işe başlamış ve oradan emekli olmuş. Eşini ise otuz dört yaşında kaybetmiş"

"Maskeli neden hep yaşlıları öldürüyor sence?"

"Bilmiyorum, Jongho" Mingi gözlerini ekranın başından çekeceği sırada gelen bildirim ile ekrana odaklandı. "Bir dakika raporlar geldi"

"Ne yazıyor?"

Mingi şaşkınca ekrana bakarken Jongho merakla onu bekliyordu.

"Suçlunun vurulduğu bacağından çıkan kan damlalarından gerçekleştirilen inceleme, rapor da çıkan DNA diziliminin sorgulanmış. Şüphelinin ismi ise..."

"Kang Hoon mu?"

"Hayır, Kang Daniel. 1989 doğumlu 14 şubat 2023 tarihinde solunum yetmezliği nedeniyle vefat etmiş"

"Bu ne böyle? iki günde iki cinayet"

"Ne yapacağız?"

"Halledeceğiz bir şekilde. San'ı ara"

"Neden?"

"Şüphelinin farklı hastaneye gidip gitmediğini öğrenmemiz lazım. Omzundaki kurşun ile dolaşacak değil ya"

"Peki... arıyorum"