Tarihleri alalım beyler 💁🏻♀️📝
!!önemli not!!
kurguda +18 içerikler olacaktır(işkence veya psikolojik baskı gibi) rahatsız olacakları şimdiden uyarmak istedim
keyifli okumalarr!🌒
Günlerden cumaydı tüm öğrenciler hafta sonunu sabırsızlıkla bekliyorlardı. Dışarısı kararmıştı, yağmurlu hava insanın içini karartıyordu. Bir rivayete göre Güney Kore'nin yağmurları insanı bütün pisliklerinden arındırırdı. Sağlığa iyi gelirdi. Bu rivayete inanan kimse yoktu tabii.
Dışarıda sağanak yağmurun başlamasıyla öğretmenler bütün öğrencileri içeri girdirmişlerdi. Öğrencilerin hasta olması demek okulun aylık ödemesinin veliler tarafından kesilmesi demekti. Jimin istemeye istemeye içeri girmişti. Bu hava onu rahatlatıyordu, ıslanıp rahatlamaya ihtiyacı vardı çünkü bu sabah içinde bir sıkıntı ile uyanmıştı. Kalbini ele geçiren bir sıkıntı ile savaşıyordu.
"Hey Jimin! Toplanıp kütüphaneye gidiyoruz sende gelsene bizle." Hoseok neşeli neşeli Jimin'in yanına gelmişti. Hoseok onun çok sevdiği bir arkadaşıydı oldukça sempatik bir yanı vardı ve insanlarla iyi anlaşıyordu. Jimin de onun gibi normalde aşırı sevimli ve heyecanlı biriydi ama bugün hissettiği sıkıntılı duygular yüzünden istese bile arkadaşlarına karşı sevimli davranamıyordu.
"Tamam" dedi sıkıntılı sesle. Günde birkaç cümle konuşurdu sadece pek konuşma taraftarı değildi. Hoseok Jimin'in omzuna kolunu attı ve suratına eğildi. Arkadaşının keyfinin yerinde olmadığını anlamıştı.
"Bir sorun mu var Jimin?" dedi kaygılı sesiyle, Hoseok onun için endişeleniyordu. Jimin'in bir anda bu kadar tepkisizleşmesi onu şüphelendiriyordu. Arkadaşını böyle üzgün görmeye alışkın değildi, Jimin her zaman onlara utlu tarafını yansıtmıştı çünkü.
"Yok bir şeyim" dedi ve Hoseok'un inanması için sahte gülümseme yaptı. Hoseok da onunla birlikte gülümsedi ve ikili çatı katına kütüphaneye gittiler. Hoseok bunu fazla üstelememesi gerektiğini düşünmüştü nasıl olsa Jimin kendisini iyi hissedince ne olduğunu açıklayacaktı.
Yoongi ve Seokjin geçen hafta kütüphaneden atılmışlardı çünkü birbirlerine sandalye fırlatıp kütüphane kurallarını hiçe saydıkları için kütüphane sorumlusu bayan Chinsun onlara bir hafta kütüphaneye girememe cezası vermişti. Cezaları dün bitmişti. Bugün ikisi de manga okumak için kapıda bekliyorlardı Jimin ve Hoseok'u. Jimin daha fazla asık suratlı gezmeyi bırakıp onlara sevimli tarafını gösterdi her zamanki gibi.
"Ah Jimin ağaç olduk burada neden geç kaldınız?" bunu diyen Seokjin'di. Yapılı omuzları ile kollarını göğsünde birleştirmiş kendisinden kısa olan arkadaşına bakıyordu. Jimin sadece karşısında onu azarlayan gencin gözlerine baktı tek kelime etmedi. Onu umursamadan içeri geçti. Diğerleri de peşinden girmişti.
Dörtlü kendine uygun masa bulup ellerine aldıkları mangaları incelemeye başladılar. Kütüphanenin içerisi sessizdi çünkü bu dörtlü dışında iki genç daha vardı ve onlar okulun en sessiz ikilisiydi. Kütüphane sorumlusu bayan chinsun burada değildi bu akıllarda merak uyandıran bir şeydi. Normalde sanki tüm hayatı kütüphanesiymiş gibi dolaşan kadın bugün ortalıkta görünmüyordu buna şaşırmaları normaldi.
Yoongi'nin telefonu sessizde olmadığı için bildirim sesi koca kütüphaneye yayıldı. Seokjin ona uyarıcı bakışlarını gönderirken Jimin ve Hoseok'un umurunda bile olmamıştı çünkü onlar yeni keşfettikleri mangaya odaklanmışlardı. Manga delisi oldukları açıkça görülür nitelikteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Litte Mouse ٭ Jikook ✓
FanfictionJeon Jungkook kendi kurduğu örgütüyle saldırdığı okullardan belirli sayıda öğrenci ve öğretmen katlediyordu. Asıl amacını kimse bilmiyordu fakat ne kadar darbe yerse yesin Jungkook'a karşı çıkan sıradan bir öğrenci tüm amacını öğrenmişti. Bu saldırı...