Bay Soobin'in kucağında, arabada, sırtım direksiyona yaslı ve göğsümde onun dudakları varken hiçbir şey umrumda değildi. Bedenim alev alev yanıyor, parmak uçlarım ona dokunmak için sızlıyor ve altımdaki şişlik inmek bilmiyordu. Benimle sevişmeyi reddediyordu ama en az benim kadar istekliydi. Dokunuşlarından bile anlıyordum.
Sırtım yay gibi gerildi. Parmakları yaramın üzerinde, direksiyona çarpıp da acımasın diye yumuşakça engel oluyordu. Dudakları göğsümü yalıyor, nefes nefese meme uçlarımı emiyor ve çekiştiriyordu. Ellerim onun siyah saçlarında daha fazlasını isteyerek gezinirken bana verdiği zevkle arsızca inlemek istiyordum. Dişleri meme ucumu sıktı, altımdaki şişlik daha fazla kabardı, dilini etrafında döndürüp yaladı. Bay Soobin'de benim gibi arsızdı.
Doğruldum. Dudaklarımızı birleştirmeden önce gözlerinin içine baka baka parmaklarımı yaladım. İki parmağımı tamamen ıslattım. Bay Soobin kendisini bana doğru itti, kucağında zıplar gibi oldum. Islak parmaklarımı göğsüne sürterek aşağıya indirdim. Şortunun içinden ve boxerının içinden geçirdiğim an teniyle buluştu parmaklarım. Kumaşın altında nasıl da kendisinden geçerek saklanmaya çalışıyordu.
Parmaklarımla onu sardım. Büyüktü. Bay Soobin gözlerini kapatır gibi oldu. Ona dokunuyor olmak beni daha çok tahrik ediyordu. "Bırakma." Şortunu boxerıyla birlikte aşağı indirdi ve erkekliğini açtı. Uzun, ince parmaklarım etrafına dolanmıştı. "Büyüksünüz." Gözlerim istemsizce kapanıp açıldı. "Benden hep büyüksünüz." Bu dediğim hoşuna gitti ve elini birden boxerımın üzerinden erkekliğime atıp sıktı. "Mmmğğhh!" Canım acıdı. Utançla gözlerimi kaçırdım. Bay Soobin elini çekmedi. Aksine, boxerımı birden aşağı çekti.
"Yeonjun," Kendinden geçiyordu. Ona dokunmam zevk veriyordu. Bay Soobin beni istiyordu. "Diz çök." Emir verdi. Sesi sert. İstiyor. Onu tatmin etmemi istiyor. Elini koltuğun altına atıp koltuğu iyice geriye çekti ve benim için yer açtı. Koltuktan indim, dizlerimin üstüne yere çöktüm. Bay Soobin yukarıdan bana alev saçan gözleriyle bakıyordu. Parmaklarımla etrafını sardığım erkekliği seğirdi. Yüzümü yaklaştırdım. Dudaklarımı yaladım ve başını dudaklarıma değdirdim. Bay Soobin bu hareketimle bile titredi. Dimdikti. Sert. Onu daha çok istememe neden oluyordu.
Dudaklarımla başını ağzıma aldığımda elleri saçlarımı buldu. "Devam et." Ediyordum.
Dişlerimi değdirmemeye çalıştım. Dudaklarım etrafını tamamen sardı. "Çok güzelsin." dedi inler gibi. Benim erkekliğim seğirdi ve elimi aşağıya götürüp kendimi sıktım. Bay Soobin sevişmek istemediği için ikimizde bu şekilde kıvranıyorduk."Sıcaksın. Durma sakın." Yarısını ağzıma aldığımda gözlerimi kapatıp emmeye başladım. Dilim çevresinde dönerken ayni hareketi aşağıdan elimle kendime uyguluyordum. İkimizinde birbirimizden farkı yoktu.
Kafamı bastırdı. Dudaklarım hepsini sardı ve kökledim. Boğazım acıdı. Gözlerim yaşardı ama vücuduma yayılan titremeyle devam ettim. Aşağıda kendi erkekliğimi çeken elimi hızlı hareket ettirmek çok zordu. Diğer elimle Bay Soobin'i tutuyordum ve hepsini kontrol edemiyordum."Ah!" Onun erkeksi inlemesini duydum. Ağzımda gittikçe büyüdü. Sertleşti. Haz verdi. Aşağıdaki elim durmak bilmedi. Kendisini geriye çekti, elleri hâlâ saçlarımdayken kafamı çekip kaldırdı. Kendisini birkaç kez çekti. Erkekliğini kavrayıp dudaklarıma vurdu. "Ağzını aç." Ağzımı açtım. Tüm menilerini yüzüme akıttı. Dilime bulaştı, dudağımın kenarına ve gözlerime. Yuttum. Dudaklarımı gözlerinin içine baka baka yaladım.
"Kalk Yeonjun." Elim erkekliğimdeyken kalkmaya çalıştım ama Bay Soobin benim ne durumda olduğumu hemen anladı. Beni geri çevirerek kucağına oturttu. Sırtımı göğsüne yasladı. Erkekliğini altımda, tenimde hissediyordum. Elimle bacağından tutundum. "Mmmğğhh..." Bay Soobin erkekliğimi kavradı. Büyük eli öyle bir sardı ki beni, avucunun içinde kayboldum. Hızlı hızlı çekmeye başladığında nefessiz bir şekilde kucağında inleyerek çırpındım. Çok hızlıydı. Eli o kadar iyiydi ki beni saniyeler içinde boşaltabilirdi.
"Benden bu kadar çok etkilendiğini bilmiyordum."
Gözlerim karardı. Eli durmadı. Nefessiz kaldım, boğazım kurudu. Yüzümde hala menileri vardı ve kalçalarımın altında tekrardan büyüyen erkekliğini hissediyordum. Hızlı hızlı çekti beni. Durmadı. Arabanın içinde inlemelerim yankılandı. Son kez beni çekişiyle titreyerek Bay Soobin'in eline boşaldım. Bacaklarım tir tir titriyor, erkekliğim sızlıyordu.
Arkamı döndüm. Bacağımı iki bacağının arasına yerleştirdim ve dizim erkekliğine çarptı. Dudaklarına uzandım. "Utanıyorum." Onu öptüm. Kalbim heyecanla atıyordu ve ben durmak bilmiyordum.
"Yarın hiçbir şey hatırlamayacağız."
Göğsümü göğsüne yaslayıp kucağında küçüldüm. Usulca oturdum. "Siz sarhoş olmadınız ki."
"Şimdi oldum Yeonjun. Sen sarhoş ettin beni."
Kendi gömleğiyle yüzümü kuruladı. Ellerini sildi ve direksiyona bulaşmış menileri temizledi. Elleri dizlerimin altına kadar inmiş olan boxerımı tuttu, yukarıya çekti. Sonrada beni koltuk altlarımdan tutarak yavaşça yan koltuğa oturtturdu. "Giyin lütfen." Kıyafetlerimi tek tek kucağıma bırakırken kızarmış yanaklarımla ona bakıyordum. "Hoşunuza gitmedi mi?" Kaşları çatıldı. "Daha iyisini yapacağım. Eğer sevmediyseniz de başka bir şey deneyeceğim-"
"Yeonjun." Elimden tişörtümü alıp kafamdan geçirdi. "Hoşuma gitti." Sesi gerçekten de öyle olduğunu söylüyordu. Tişörtün kollarını giydim. Bay Soobin üzerimi düzeltti.
"Bacaklarım biraz üşüdü." Şortumu hemen giyinmeye çalışırken birden ceketini bacaklarıma örttü. Karşısında küçücük oluyordum her seferinde. "Şimdi iyi misin?"
"İyiyim." Kafamı cama yasladım. Bay Soobin bana gülümsedi. Gözlerim kendiliğinden kapanırken kulaklarıma yine ispanyolca bir müzik doldu ve araba çalıştı.
Bay Soobin bu geceyi unutmayacak tek kişiydi.
merhaba.ben valjie.
önceki bölümü atlamış olabilirsiniz belki, dikkat edin lütfen^^
henüz bitmedi 🤡
okuduğunuz için teşekkürlerrr^^
kendinize iyi bakinn <333