********************
6.Bölüm
"Moebius"
********************
"O gece neyden kaçıyordun?", bu soru tüm vücudumum baştan aşağıya titremesine sebep olmuştu. Mikey'e gerçekleri demek istemiyorum ama yalan söylemeyi hiç istemiyorum. Her ne kadar yalan söylemeyi istemesemde Kaji-san'ın yıllar önce söyledikleri aklımdaydı.
"Bu gece olanlar aramızda kalacak. Aksi takdirde başın derde girer Yuna."
Hem bu sözler yüzünden hem de sevdiğim insanın benim hakkımda kötü düşünmemesi için yalan söylemeliydim. Derin bir nefes aldım ve hızlıca bir şeyler düşündüm ve aklıma gelen şeyle Mikey'e döndüm. "O gece bir hırsız tarafından annem ve babam öldürülmüştü bende olanlara şahit oldum. Korkudan kaçmıştım."
Mikey'in göz bebekleri küçüldü. Sanki yarasına basmışım gibi hissettim. Bir şey demeden önüne döndü ve gökyüzüne baktı. "Hırsız eşyadan çok anne ve babanın hayatını çaldı yani."
Yutkunarak başımı salladım. Yalan söylediğim için pişmandım ama buna mecburdum. Zaten olayı çok değiştirmedim. Anne ve baba ölmüştüm ama Mikey'in onları bir hırsızın öldürdüğünü bilmesi yeterliydi.
Bir anlığına bakışlarımı yerden kaldırıp Mikey'e baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Aklıma gelen soruyla boğazımı temizledim. "Neden tanıştığımızı bildiğin halde bana tanışıp tanışmadığımızı sordun?"
Omuzlarını silkti. "Bilmem sanki böylesi daha iyi gibime geldi.", hafif esen rüzgarla sallanan sarı saçlarını gördüğümde gülümseyerek başımı yere eğdim.
"O gece benim için çok şey ifade ediyor Mikey. Beni kurtardığın an senden korkmuştum ama o çikolatayla şekeri verdiğinde kendimi güvende hissettim. Bu yüzden teşekkür ederim."
"Gitsek iyi olur.", deyip ayağa kalkınca onu takip ettim. Bundan başka bir şey demesini beklerdim. En azından 'önemli değil' gibisinden bir şey.
Motora bindiğinde bende arkasına bindim. Motorun bir yerlerine tutunurken Mikey'in sesini duydum. "Hızlı gideceğiz bana tutunabilirsin."
Memnuniyetle Mikey'e sarılıp başımı sırtıma yasladım. Dediği gibi hızlı gidiyorduk bu da ona daha sıkı sarılmama neden oluyordu. Hayallerimden bile daha güzel bir an yaşıyorduk.
Sonunda depoya geldiğimizde Mikey motoru durdurunca beraber indik. O ellerini cebine koyup ilerlerken bende yanından gidiyordum. İçeriye girdiğimizde tüm liderler oradaydı. Hızla Yoko'nun yanına gittim. "Yoko çok özür dilerim sana mesaj atmıştım beni al diye ama Mikey ile karşılaştım onunla geldim."
Yoko sırıttı. "Sorun değil güzelim zaten Miley bana mesaj attı seni kendisinin getireceğini yazmıştı."
"Ah öyle mi?", gülümseyerek Mikey'e baktığımda o da aynı şekilde bana karşılık verdi sonra ciddileşerek ortadaki boş sandalyeye oturup kollarını bacaklarının üzerine koyup öne doğru eğildi.
"Şimdi asıl meselemize gelelim. Moebius ile nerde ve ne zaman kavgaya girişeceğiz?"
"Bizde onu konuşuyorduk Mikey. Senin aklında bi tarih var mı?", Mikey, Draken'in sorusunu tam cevaplayacağı sırada kapıdan bir ses geldi.