Merhabalar, düzenlemek istediğim kitapların başında bu geliyordu çünkü kafamda kurguladığım çoğu şeyi yazamamıştım malesef ki. Benim kitaplarım twittera düştü ve apar topar kaldırmak zorunda kaldım😔😔😭😭 hazır kaldırmışken de bunu da düzenleyeyim dedim, sizi seviyorum. İyi okumalarr💘💘
Birbirinden farklı renkte ışıklar baş sahnede dolanıp duruyordu. İnsanlar çılgınlar gibi danslar ediyor, vücutlarını çalan hareketli müziğin ritmine göre eşlik ettiriyorlardı. Avrupalılar gerçekten eğlenceden anlıyordu.
Kerem ise o kişilerin aksine hayatının en yorucu ve kötü günlerinden birini yaşadığına şimdiden emin olmuş gibiydi.
Yaz tatilinde tüm yaşıtlarının aksine o bir otelde garsonluk yapıyordu. Parası güzeldi, orası apayrı konuydu ama parasını bu şekilde kazanmak da onu mutlu etmiyordu. Daha bu işi kabullenememişken şimdi ise eleman açığından otelin özel klübünde garsonluk yapması istenmişti.
Kerem bir kere kalabalık, kapalı ve yüksek sesli ortamlardan nefret ederdi. Şimdiyse evren ona her şeyi bir arada vermişti. Şefine ettiği küfürlerin ardı arkası kesilmezken ona çarpan kişiyle gözlerini sıkıca yumdu sabır istercesine.
Bu kişinin Türk olduğunu anında anlamıştı. Burada çok Türk bulunmazdı, sadece ünlülerin girebildiği bir ortamdı. Ona çarpan kişiyi de birkaç kez ekranda görme fırsatı olmuştu. Otel, ünlülere ücretsiz bir şekilde hizmet veriyor, onlar da karşılığında otelin çok ihtiyacı varmış gibi reklamlarını yapıyorlardı. Çünkü ülkedeki herkes bu otele rahatlıkla gidebilirdi değil mi?
Tamamen saçmalıktan ibaretti.
"İyi misiniz efendim?" Bunu sormak zorunda kalmaktan da nefret ediyordu, şu an her şeyden nefret ediyordu. Ona çarpan kişi ilk kime çarptığına bakmaya çalıştı, öyle sarhoş görünüyordu ki Kerem karşısındakinin onu 5 tane gördüğünden emindi. "Seni ne ilgilendirir bu? Anlayamadım." Yayık ve ego kokan sese karşı Kerem sabrının son sınırlarında olduğunu kabullendi. Sakin kalmalıyım diye düşündü, 10'dan geriye saydı.
Ayrıca her açıdan düşünmeliydi. Bu adama çıkışması bile sadece iş çıkarılmayla sonuçlanmazdı, bu adam onun hayatını karartırdı hiç zorlanmadan.
Yalandan tebessüm etti, kafasını saygıyla eğdi ve bar kısmının oraya doğru ilerledi. Barmen arkadaşına bıkmış bir bakış gönderdi, o ise cevap olarak elindeki tepsiyle, gözleri çevirerek vip kısmı gösterdi. "Bir dakika amına koyayım ya..." barmen göz devirdi. "Şef'e de söylesene, aynı bu şekil." Kerem derin bir nefes alıp yere oturdu. "Nerede?" Morutan anında ne demek istediğini anladı, boğazını temizleyerek etrafı kolaçan ettikten sonra bedenini aşağı doğru eğerek bir şişe çıkarttı. Arkaya uzattığında kumral saçlı hiç düşünmeden atlamış, şişeyi açmayı başardıktan sonra ise kafasına dikmeye başlamıştı. "Yavaş iç Kerem." Morutan'ın uyarısını umursamadı, boğazı gelen acı tatla deli gibi yanıyordu ama umrumda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mancılık || icardi & kerem
FanfictionKerem'in kardeşi hasta bir İcardi fanıydı, Kerem de buna engel olabilmek adına 'Mauro İcardi Türkiye'den mancıkla fırlatılsın' adlı bir kampanya başlatmıştı. Çok ses getiren bu kampanya Kerem'in başına büyük belalar açmaya hazırdı. Mauro İcardi & Ke...