Part IX

318 17 1
                                    

-------------------
Adam  homurdanarak indirdi kadını. Marietta adamın göğsüne bir öpücük bıraktı ve "Bana bırak, ben halledeyim olur mu?" diye. Sordu
Karnına kadar açılmış olan pijama düğmeleri kapatmak yerine sadece saçlarını düzeltti, yüzünde en alaycı gülüşü ile  oda kapısını açtı ve  "Size de günaydın Bayan Noto" dedi...
-------------------

Noto donup kalmıştı. Yüzü bembeyaz, gözlerinde şok ifadesiyle öylece duruyordu. Her durumda bir lafı olan Nota'nın ağzından birkaç anlamsız kelime döküldü

"Seni odamızın kapısına kadar getiren şey eminim çok önemli olmalı" dedi kapıya gelen Stefan. O da kıyafetlerini düzeltme gereği duymamıştı. Nota'nın karşısında dimdik duran Marietta'nın beline sarıldı ve cevap bekleyen gözlerini kadını delip geçti.

"Şey... aslında ben.... özür dilerim Stefan.  Misafirin olduğunu bilmiyordum. Keşke aşağı indiğinde
söyleseydin."

"Misafirim değil" diye düzeltti Stef.

"Doğru, haklısın. Sevgilin? Eee ya da eski nişanlın? Ne demeliyim bilemedim. Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Ben Mark......"

"KARIM!" diye lafını kesti. "Senin aksine Marietta, bu evin misafiri değil hanımı. Markolar iyi mi?"

"Karın? Eğer sen öyle diyorsan..."

"Nota gördüğün gibi çok da müsait değiliz."

"Tekrar özür dilerim. Ben Markolara gideceğim, istersen sen de gel diyecektim ama senin de söylediğim gibi müsait değilsiniz. Size iyi günler"

Nota hızlı adımlarla odasına gitti. Sertçe kapıyı kapatan Stefan ise odanın içinde volta atmaya başladı.
Marietta kapıya yaslanmış, adamı izliyordu. Birkaç dakika geçtikten sonra "Stefan dur artık. Başım döndü."dedi.

Stefan ise ne yaptığını farkında değildi. Aniden durdu, başını kaldırıp "Bu kadından acilen kurtulmam gerek. Sen haklıydın Marietta. Bu misafirlik çok uzadı. Ayrıca seni içine düşürdüğüm bu durum için de çok üzgünüm" dedi.

Marietta yatağın ucuna oturup eliyle yanına gelmesini işaret etti

Stefan suçlu çocuk gibi başını yerden kaldırmadan gösterilen yere oturdu. Marietta başını adamın omzuna yasladı ve elini tuttu.

"Niye özür diliyorsun ki?Nota'nın yüzündeki o ifadeyi görmek paha biçilemezdi.  Ayrıca az önce benim için 'karım' mı dedin yoksa bana mı öyle geldi?"

Stefan gülmeye başladı. Marietta'nın saçlarına bir öpücük bıraktı.

"Evet tam da öyle dedim. Şimdi de güzel karımı akşam yemeğine davet ediyorum. Ben pişireceğim üstelik. Ne dersin?"

"Yine makarna mı yapacaksın?"

"Evet.

"O akşam yaptığın tarif mi peki?"

"Evet!"

"Saat kaçta, nerede?"

***********************

"Akşamları sen olmayınca çok zor uyuyorum. Neredeydin?"

"Geldim annecim. Buradayım bak. İyi misin? Yemeğini yememişsin."

"Sütlaç istedim ama şu kadın bana izin vermedi"

"Yemeğini ye, tatlını sonra yersin. Olmaz mı?"

"Yine onun yanımdaydın değil mi? " diye sordu Athena meraklı bir bakışla.

Marietta sanki 40 yıl önceki genç kızmış gibi utanmıştı.
"Utanınca yanakların kızarıyor. Geceyi onunla geçirdiğin belli oldu. Nasıldı? O yakışılklı adam yatakta da...."

"Anneeeeeeee! "

Georgia kıkırdayarak çıktı odadan. Ama Athena'nın durmaya niyeti yoktu.

"Eğer Stefan bu sefer de seni yarı yolda bırakırsa  elimden kurtulamaz. Kızım yeterince acı çekti. Bundan fazlasına müsade etmem."

"Anne o zaman çok gençtik, babam, şartlar... sen düşünme şimdi bunları. Hadi yemeğini ye"

"O zaman gençtiniz, ben de babana engel olamadım, doğru ama  birkaç ay önce sana yaşattıkları? "

"Hatırlıyor musun sen onu?"

"Ne münasebet! Biricik kızımı nikah günü yarı yolda bıraktığını nasıl unutabilirim. Ayrıca ben ona hala çok kızgınım. Ama senin hatrın için bu sefer engel olmayacağım. Bir şartla tabii..."

Maritta annesinin yaşananları farkında olmasına çok şaşırmıştı, "Şart mı? Ne şartı annecim?"

"Ne şartı? Sütlaç istiyorum dedikçe lafı değiştiriyorsun Marietta. Evinde 3 tane kadın çalışıyor. Nerede bunlar tanrı aşkına, Geogiaaaaa!"

Marietta ısrar etmedi. Önce annesine tatlısını yedirdi, sonra da öğle uykusuna dalana kadar başında bekledi.
Annesi uyuduktan sonra da bir ağrı kesici daha alıp odasına çekildi.

Gözlerini açtığında hava kararmak üzereydi. Saati kontrol etti. Stefan ile buluşmak için bir buçuk saati kalmıştı.

O sırada Stefan'da iş yerinden çıkmış akşam için alış veriş yapıyordu. Eksik bir şey kalmadığından emin olunca kulübeye doğru yola çıktı.
Kulübeye uzun süredir gelmemişti. Ama bu akşam için  Panagiota'yı önden  yollayıp etrafı toparlamasını rica etmişti.

İçeri girdi. Önce malzemeleri mutfağa bıraktı, makarna için suyun kaynamasını beklerken masayı hazırladı.
Mumları yakmak için erkendi. Evden getirdiği pikabı kurmaya karar verdi. Marietta'yı anlatan o şarkı eşliğinde mutfağa döndü be işe koyuldu.

Plağı ikince kez başa alıp  salatayı  yapmaya başladı. Kendini  o kadar kaptırmıştı ki mutfak kapısına yaslanıp onu izleyen Marietta' yı fark etmesi uzun sürdü.

"Korkuttun beni sevgilim. Geldiğini duymadım."

"O kadar güzel mırıldanıyordun ki bölmek istemedim" dedi Marietta elindeki anahtarları sallayarak. Sabah Marietta ile ayrılmadan önce Stefan hem evin hem de kulübenin yedek anahtarlarını vermişti.

Stefan salata tabağını kenara çekti. Makarna sosunun son işlemini yapmak için ocağın başına geçtiğinde Marietta'nın ellerini pantolonunun kemerinde hissedip irkildi.

Arkadan sarılan kadın, Stefan'ın kemerini açarken fısıldadı:

"Nerede kalmıştık?"



She Is Not A Devil & He Is Not  A SaintHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin