4. Bölüm:TELL ME WHAT'S WORSE, LOSING YOU NOW OR LATE?

17 4 0
                                    

Önüme konan çay fincanı ile hizmetli kıza gülümseyerek teşekkür ettim. Elindeki tepsiyi göğsüne bastırarak gülümsedi ve sakin adımlarla yanımızdan ayrıldı. Bir süre ona arkasından bakarken masada dönen muhabbeti de dinlemeyi ihmal etmedim. “Yani babana mı karşı çıktı? Seni tebrik ederim Moon.” İsmimi duyar duymaz önüme döndüm ve gülümseyerek elini bana doğru uzatan Bertwin’e baktım. Elini tutarak şakasına devam ettim. “Bu başarı hepimizin efendim.” Gülerek konuşmaya başladı. “Böyle böyle birinci aileyi devireceğiz efendim. Milletimiz bunu başaracak.” Bu sefer Dmitry de gülmeye başladı.

Hâlâ masanın ortasında aşağı yukarı sallanan ellerimizi tutarak birbirinden ayırdı. “Siz benim korumamın aklına neler sokuyorsunuz böyle beyefendi?” Sarışın, elini havada sallayarak arkasına yaslandı. “Korumanız da dünden razı beyefendi.” Dmitry, sandalyemi alttan tutarak kendine doğru çekti ve kollarını bedenime sararak değerli bir hazine korur gibi siper aldı. “Korumamı rahat bırakın lütfen beyefendi.” Bertwin burnunu kıvırarak ellerini göğsünde birleştirdi. “Sizin korumanız varsa benim de var beyefendi.”

“Beni ilgilendirmiyor beyefendi! Beni ilgilendirmiyor!”

Danny gülerek kolunu ikisinin arasına çekti. “Yeter. Durun da düzgünce konuşalım şunu.” Dmitry’in koluna vurdum. “Nefes alamıyorum, bırak artık.” Kollarını çekmek yerine daha fazla sıktı ve başını da aşağıya doğru eğerek tüm ışığı kapattı. “Bırakmam benim pofuduk ayımsın sen.” Ellerini iterek ondan ayrılınca kusar gibi yaptım. “Bir daha sakın öyle seslenme.”

“Hoşuna gitmedi mi?”

“Gitmiş gibi mi?” Önüme doğru eğilerek çok da kısık olmayan bir tonda konuştu. “Pofuduk ayım.” Başını eğmesinden yararlanarak tam üstüne vurmak için hamle yaptım ancak hızlıca elimden kaçarak benden uzaklaştı ve gülmeye başladı. “Bu sefer tutmadı!” Gözlerimi kısarak sessizce ona yaklaştım ve kolundaki deriyi iki tırnağımın arasına sıkıştırarak çevirdim. Bağırarak yerinden kalktı ve kolunu ovuşturmaya başladı. “Sen ne cani bir insansın hiç acıman yok mu ya! Ben senin efendin değil miyim?”

“Dmitry.” Dişlerimin arasından çıkan sesle azar yiyen bir çocuk gibi yerine oturdu. Elleri ile bana doğru olan taraftan dudaklarını kapatıp onlara doğru eğildi. “Yardım edin, şiddet görüyorum.” Danny gülerek çayından yudum alırken Bertwin onu umursamamıştı bile. “Aşk olsun ama. Bari umursuyor gibi yapsaydın.” Sarışın omuzlarının sarsarak önündeki kurabiyelerden birini ağzına attı. “Ne o? Bana mı kaldınız, efendim?” Tedirgin bir gülümseme ile bana döndü. “Canımı bağışla lütfen.” Elimi havada sallayarak oturuşumu düzelttim. “Affedildin.”

“Ama şakayı bırakırsak sanırım yaramı açtın.” Endişe ile ona döndüm ve cimciklediğim koluna baktım. Beyaz olan gömleğinde kırmızı noktalar oluşmuştu. “Özür dilerim. Neden daha öncesinden demedin? Canın acıyor mu?” kolunu tutarak kendime doğru çektim. Üstündeki gömleğin kolları salaş olmasından dolayı bileğindeki düğmelerini açtığımda yukarıya doğru kıvrılması kolay olmuştu. Siyah renkli çizimler arasından kırmızı parlak sıvı akarak yere damladı. Gözüm Bertwin’e kaydığında elini kaldırarak bahçede hazır halde bekleyen hizmetçiye seslendi. “İlk yardım kutusunu getirebilir misin?” Gözlerim tekrar yarasına kaydı. Bu yarasını daha önce görmemiştim. Gün boyu dövmelerini kapatmak için giyindiği uzun kollu kıyafetleri akşamları kısalıyordu bundan dolayı onu rahatça kontrol edebiliyordum. Endişelendiğimi çok da belli etmemek için sakin bir tonda konuşmaya çalıştım. “Bu ne zaman oldu?” Cevap vermeyince başımı kaldırarak ona baktım. Gözleri çoktan benim üzerimde dikilmişti. “Ne zaman oldu dedim.” Sanki sinek vızlıyor gibi hiç umursamadan önüne dönerek boş boş bakındı. Bu konuyu konuşamaz mıydı? Yerimden doğrularak hala kanayan yarasına baktım. Kolumdaki kıyafeti parmak uçlarıma kadar çekerek kanamasına bastırdım. “Özür dilerim.” Sesim istemsiz kısık çıkmıştı. Gülümseyerek bana döndü, sadece yüzü değil gözündeki yıldızlar dahi gülümsüyordu. “Sorun değil. Yeter ki bana zarar veren sen ol.”

Kayıp Rüyalar: Yıldızlara Kalan Aşk (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin